Türkiye'nin memur portalı

işte klasik mağdur edebiyatları.

her insan ibadetinde özgürdür, burada sorun yok. peki biri çıkıp, ben zulu dinine inanıyorum, bizim dinde 08.30-17.00 arası çalışmamak bir ibadettir, dese ne diyeceğiz?

namaza şartlanmak falan yok, üstte de yazdık, mesai saatindeyken görev dışında yapılan her iş vatandaşın hizmet hakkını geciktirmektir, okuyup anlaması zor bir cümle de değil ki.

sigarayı bir kenara koyalım çünkü bunu kullanmadan da yaşayan insanlar var, o halde durumu farklı. çay-kahve molası, wc gibi ihtiyaçları elbette insanlar giderecektir ama günde bunların mesaiye kaybı birkaç on dakikadan fazla olmayacaktır ve üstelik tüm personeller bunu yaptığı için ortada personeller arası bir adaletsizlik yoktur.

dünyada herkes özgürce yaşasın deyince sadece aklınıza kendi dünyanızdaki öncelikler geliyor galiba. bir başkası da, ben namaz kılmıyorum, ahmet memur namaza gittiği sırada ben de işi bırakıp o gelene kadar dinlenmek istiyorum demesi, ben sigara içmiyorum, mehmet memur sigara molası verdiğinde ben de dinlenmek istiyorum demesi de bir özgürlük değil midir? vay arkadaş, ne bitmez bir mağduriyetmiş.

bir üstteki yazar şu #3hh4 entry'i okumamış herhalde lol. o entry'de sigara içenlere bazı kurumların uyguladığı fazla çalışma zorunluluğunu övmüşüz, adil demişiz, daha ne diyelim?

uzatacak bir şey yok, çalışanların mesai saati içinde görevi dışında vakit geçirdiği tüm eylemler inananlar açısından kul hakkıdır, ister sigara içsin, ister namaz kılsın, ister telefonda nişanlısı ile kavga etsin. bunların hiçbiri orada hizmet bekleyen vatandaşın sorunu değildir. ayrıca hesap da ortada, namaz kılmayan personele göre ayda ortalama 3 iş günü daha az çalışırken hiç ses yok, birileri burada kul hakkı var deyince feryat figan. bir bitmedi mağduriyetiniz :D

bir kişiye hangi inanca sahip olduğunu sormak anayasaya göre problemli bir işlem olduğu için hiçbir kurum ve idareci bu topa girmez, zaten bireysel tedbirlerle de olacak şey değildir. örneğin sağlık bakanlığı bir yönerge çıkararak mesai saatleri içerisinde acil durumlar dışında namaz kılmak isteyen personellerin başvuru yapması istenebilir. bunun karşılığında ya az çalıştıkları süreye isabet edecek miktarda maaş kesintisi ya da günlük x dakika ek mesai yapma koşulu olduğu personele bildirilir, şartları beğenen kabul eder, beğenmeyen kabul etmez. bu yönergeye göre başvuru yapmadığı halde namaz kılmaya giden personele mevzuattaki cezasını verirsin, olur biter.

yılların geyiği.

bir kurumda namaz kılan ve kılmayan iki memur olsun, namaz kılan günde en azından 1 saatini ibadete ayırır. yani haftada 5 saat, 4 haftalık bir ay için 20 saatini ibadete ayırır ki cuma namazını da katarsak rahatlıkla 23-24 saati geçer. diğer memur namaz kılmadığı için kılana göre 20 saat fazla çalışıp aynı ücreti alacak, ee, kul hakkı? kul hakkı yok, ibadetimize karışamazsınız vs.

bazı belediyelerde ve şirketlerde, sigara içen personelin içmeyen personele göre her gün fazladan 30 dakika çalışma zorunluluğu olduğunu biliyoruz. namaz kılan personele de bu şekilde bir uygulama getirilse personelde adalet duygusu pekişir. gerçi bu seferde namaz kılan personelin bazısı, ibadet ediyoruz diye cezalandırıyoruz diye yaygarayı koparacaktır ama yukarıda yazdığım gerçeği tarafsızca değerlendiren tüm namaz kılan memurlar bunu makul karşılar.

hele bir de askerde nöbet tutarken bile izin alıp namaza gidenler var ki bunlara söyleyecek bir söz bulamıyorum. evet kardeşim, terörist de zaten sen namaza gideceğin zaman, dur adam namazını ifa etsin de öyle saldıralım, diyecektir, kesin.

eskilerden bir tane daha yazayım, aklımda kaldığı kadarıyla şöyle;

büyük iskender'in babası olan makedon kralı 2.philip yunan şehirlerini gerek teslim alarak gerek savaşarak fetihlere devam ederken spartalılar'a da bir elçiyle; eğer teslim olmazsanız, erkeklerinizi öldürürüz, kadınlarınızı kadınlarımız yaparız, çocuklarınızı köle yaparız, ekinlerinizi yakarız, şehirlerinizi yıkarız vs. diye uzunca bir korku mesajı göndermiş.

spartalılar ise sadece şu cevabı geri göndermiş; eğer.