Türkiye'nin memur portalı

benim pek de sevmediğim necip fazıl kısakürek'in zekice verdiği bir cevap belki buraya yazılmaya değerdir.

necip fazıl çok sigara içermiş, öğrencilerinden biri de onun bu haline üzülüp yanındayken şöyle demiş; üstadım, rüyamda tüm bitkiler allah'a secde ediyordu ama bir tanesi etmiyordu...

necip fazıl hemen anlamış tabi ve sanatını konuşturmuş;

öyle mi? o zaman getirin o kafiri yakalım.

yakup 2024'e katıldığım başlık.

genellikle ekonomik sıkıntılardan kaynaklı bir gerginlik yıllardır sokaklarda, işyerlerinde, trafikte gezinmekte ve çoğunlukla incir çekirdeğini doldurmayacak kadar basit sebeplerle insanlar sevdiklerini kaybetmekte veya katil olmakta.

kendisinin veya ailesinin, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamayan, ev kirasını ödeyemeyen, evde ulusal tv kanallarında kendisine sunulan dandik programları izlemekten başka hiçbir eğlencesi olamayan, ailece bir tatil plan yapsa 2 yıl taksitlerini ödemek zorunda kalacak olan, bir tiyatroya, konsere gidemeyen, bir enstrüman almaya veya çalmayı öğrenmeye yetecek parası olmayan adam elbette sinirlenir. sinirini de sokakta hiçbir ilgisi olmayan birinden çıkarıp anlık bir rahatlama ve sonrasında duruma göre derin bir pişmanlık yaşar.

üstteki arkadaş 2 sözcükle raconu kesmiş kendince, lol

dini jargona göre peygamberlerin müjdeci ve uyarıcı olduğunu biz de biliyoruz. tanrı elçisi olduğunu söyleyen kişilerin müjdeci ve uyarıcı olup olmadıklarının kanıtı sadece kendi söylemleri ve bu kanıtla insanların, ulusların yaşamlarını, devletlerin tutumlarını, kararlarını etkilediğini, dizayn ettiğini görmek zor değil. #3nhc bunu anlatmaya çalışıyor, taraflı olarak bakıldığında müjdeci diyen de olur, sahtekar diyen de.

tanrı elçiliği müessesesi bir kişinin, yalnızca ama yalnızca bir kişinin doğru söylediği ön kabulüne göre oluşturulmuş bir müessesedir.

ulusları, devletleri dizayn eden, sayısız savaşın veya barışın, ittifakın veya düşmanlığın tesis edilmesine zemin hazırlayan, kültürleri şekillendiren kısacası dünya tarihini kökünden etkileyen birçok olayın çıkış noktası işte bu bir kişinin doğru söylediği varsayımına dayanır.

tanrı elçiliği yani peygamberlik kültürü olan tüm dinler için durum aynıdır.

tanrı elçisi yeni bir dinin gönderildiğini ve tanrı'nın kendisiyle iletişime geçtiğini söyler, tanrı'nın insanlara mesajlarını içeren bir kitap oluşturur. sonraki yüzlerce yılda binlerce din adamı toplamda milyonlarca sayfalık kitaplarla o dinin esaslarını detaylı olarak açıklamaya çalışır, toplum o kurallara göre yaşar, o coğrafya hatta dünya bundan etkilenir. işte tüm bunlar, tanrı elçisi olduğunu söyleyen kişinin doğru söylediği varsayımına dayanıyor, tüm dayanak bundan ibaret. doğruysa zaten tanrı insanlığa bu şekilde bir yaşamı uygun görmüştür denebilir. ama eğer doğru değilse yukarıda yazdığım her şeyin bir ama sadece bir yalan üzerine kurulduğu, üzerine inşa edilen her şeyin bu yalana bağlı olduğu için dayanaksız kalıp yıkıldığı ve binlerce yıldır milyarlarca insanın yaşamının bir hiç uğruna isteyerek veya zorla dizayn ettirildiği sonucuna ulaşmak mümkün.

birine başka bir dilde köylü diyeceksem tercih edeceğim sözcük. tabi bunun yerine direkt köylü de diyebilirim, lol