Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

33.Emre.33

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

419 entry 11 konu hiç puanı yok
11.03.2024 21:52 son işlem tarihi takip etme takip et

fikirlere saygı duyulmaz,insanlara saygı duyulur

kamusal alanda toplumsal barışın tesisi için elzem olan bir şey.

bence fikirler veya ideolojiler ne kadar sabit ve değişmez nitelikte ise o kadar çağdışı kalıyorlar çünkü yaşamın bizzat kendisi oldukça dinamik ve bu değişmezlik çağa ayak uydurmayı engelliyor. o zaman diyorsun ki, bu fikir değişmiyor, buna saygı duymak benim aklıma hakaret olur ama toplumsal yaşam gereği o fikrin takipçileriyle de bir arada bulunmak zorundayım. o halde fikre değilse de onların o fikre inanmışlıklarına saygı duyayım bari.

karşı taraf da sana aynı şekilde yaklaşıyorsa en azından bu konuda birden isviçre oluyorsun, herkes mutlu mesut, lol

10.03.2024 20:13
  1. mekke

    suudi arabistan'da bir şehir. şu an mekke olarak bilinen yerde arkeolojik kazı yapılması yasak, inşaat amaçlı yapılan kazılarda ortaya çıkan nesneler ise şunlar; hiçbir şey. yani şu anki mekke'de toprak altından herhangi bir tarihi kalıntı çıkmıyor. zaten peygamberin eşi aişe'den aktarılan bazı ifadelere göre mekke yeşillikler içinde bir yer olarak tasvir edilmiş, halbuki şu anki mekke çok uzun zamandır çöl iklimini yaşamakta.

    dini kaynaklara daha uygun olduğu iddia edilen mekke için ;

     
    (Bkz: petra)
  2. Padişah anneleri

    osmanlı devleti ilk 200 yıllık süreçte net olarak türk devleti'dir, islamiyetle ilgisi de gayet sınırlıdır. fatih'in ölümüne kadar olan süreçte dinin etkileri pek görülmez, yani o kadar güçlü ve politik kararları etkileyecek çapta değildir, istisna olarak hükümdarların sınır genişletme amaçlı açılan savaşlarda cihat gibi dini söylemleri kullanması elini güçlendirme isteğindendir.

    2.bayezid ki lakabı sofu'dur, hükümdarlık süreci boyunca pek pasif bir hükümdar olsa da dinin etkilerinin politik kararları etkilediği hükümdarların belki de ilkidir. zaten hemen sonra da başa yavuz geçmiş ve osmanlı, şu an bilinen ve bazı çevrelerce özlenen klasik sünni müslüman devleti formunu almıştır, türklük arka plana atılmış ve hatta küçümsenmiştir.

    dönem dönem bazı hükümdarlar reform yapmaya çalıştılarsa da 2.mahmut'a kadar yavuz'la başlayan bu çizgi fazla bozulmamıştır. 2.mahmut durumun böyle devam edemeyeceğini gördüğü için büyük bedeller de ödeyerek gereken reformları yapmış veya tohumlarını atmıştır. sırf bu sebeple şeriat sevdalıları kendisini gavur padişah olarak niteler, bu bile kendisinin ne kadar doğru ve değerli bir hükümdar olduğunun göstergesidir.

    padişah anneleri hiç de öyle ince elenip sık dokunarak seçilmemiştir, o iş padişahın aşık olmasına bakar. hadi sıkıysa gidip kanuni'ye hürrem sultan bugün namaz kılmadı, oruç tutmadı vs. deyip de evlenmesini engellemeye çalış, kelleni alıverir. ki zaten kanuni'nin annesi olan ayşe hafsa sultan'ın hürrem'i istemediği biliniyordu. adam güçlü bir hükümdar ve aşka düşmüş, kimseyi sallamaz, yine de alır ve zaten almıştır da.

    padişahların kiminle evlendiği de o kadar önemli değildir, ister cariye ister tüm ibadetleri yerine getiren dindar bir müslüman. buna sadece şeriat yanlıları dikkat ediyor ama bilmiyorlar ki tertemiz soyağacı diye bir şey yoktur, hiçkimse ilk insandan bu yana muhteşem erdemlere sahip bir silsile ile bugünlere gelmemiştir, içinde hırsızı, arsızı, katili vs. mutlaka olmuştur, yok öyle bir dünya.

    ortalama bir şeriat-osmanlı sevdalısını birkaç dakika dinlerseniz övündükleri son padişahın kanuni sultan süleyman olduğunu görürsünüz. 2.abdülhamit hariç diğerleri sanki yok gibidir, mesela 39 yıl hükümdarlık yaparak osmanlı'da en uzun tahtta kalan 2.padişah olan 4.mehmet hakkında, 27 yıl hükümdarlık yapan 3. ahmet hakkında, 31 yıl hükümdarlık yapan 2.mahmut hakkında ki bundan nefret ederler, 22 yıl hükümdarlık yapan abdülmecid hakkında hiçbir ilgileri yoktur. osmanlı tarihi 1566'dan 1876'ya ışınlanır, bu 300 yıllık sürede birkaç olay dışında yok gibidir, bakın 300 yıl osmanlı'nın ömrünün yaklaşık yarısı ve birkaç cümleyle geçiştirilecek kadar umurlarında değil. sebebi ise basit, bu dönemler osmanlı'nın gerilemeye, yenilip toprak kaybetmeye başladığı ve yıkılmaya doğru gittiği süreçleri içeriyor, yani asıl takip edilmesi ve incelenmesi gereken kısım. mars'a insanlı yolculuğun planlandığı 21.yy'da türk toplumunu atıyla ve elinde kılıcıyla viyana'ya sefere çıkan kanuni'ye özendirmeye çalışıyorlar. kanuni'yi getirip sorsan, nelerle uğraşıyorsunuz, çağınıza ayak uydurun derdi. 500 yıl önceki zihin yapısı bile daha modern.

     
  3. baldız baldan tatlıdır

    orijinal hali ne olursa olsun, halk dilindeki yaygın kullanımı başlıktaki gibidir ve bu haliyle bir ırz düşmanının ağzından çıkmış gibi bir havası vardır. işin daha da kötüsü, söyleyen de dinleyen de bu söz söylenirken güler.

     
  4. sokak düğünü

    aslında gayet samimi ve sıcak bir düğün türü olabilecekken, elinde silahlarla havaya rastgele ateş eden hanzoları, çevrede oturan insanların olası rahatsızlığı önemsenmeden aşırı yüksek ses sistemleriyle yüzlerce metrekarelik alanda oluşturulan gürültü kirliliğini ve onlarca kişinin düğünde dağıtılan yiyecek - içeceklerin, kuruyemişlerin atıklarını çevreye rastgele atmasından oluşan çevre kirliliğini düşününce türkiye'de bu kültürün olmadığını, yani olduğunu ama gerçekte düğünden çok güvenlik ve kirlilik problemi olduğunu düşündüren bir düğün türü.

    bazı belediyeler güzel bir hizmet olarak evlenecek çiftlere ücretsiz düğün salonları tahsis ediyor, bu tip uygulamaların olduğu yerlerde sokak düğünlerinin yasaklanması gerekiyor. halbuki belediyeler tarafından güvenliğin, müzik sisteminin ve temizliğin kontrolünün sağlandığını da varsayarsak kimseyi rahatsız etmeden ve yolları kapatmadan, kimsenin can güvenliğini de tehlikeye atmadan çok güzel düğünler yapılabilirdi. herkes kendi kültürüne uygun şekilde eğlenip yeni evli çiftin mutluluğunu paylaşabilirdi. bizdeki mevcut hali ise, düğünümüz var ve istediğimiz gibi davranırız, senin güvenliğini ve rahatını düşünen kim? mantığı ile yapılan kalitesiz, zevksiz ve anlayışsız bir eğlencemsi türü.

     
  5. kısa boylu olmak

    erkekler için, kadınlar tarafından daha az tercih edilmeye sebep olabilen bir durum. tabii ki boyu kısa olan erkeğe kimse ilgi göstermez denemez, kriterleri arasında boy uzunluğu olan biri için sadece o konuda düşük not almıştır er kişi. mesela bankada 7 haneli ve üzeri dolar hesabı olan bir erkeğin kısacık boyu bazı kadınlar için nba basketbolcusu seviyesine çıkar :)

    gerçek şu ki, brad pitt kadar yakışıklı da olsa 1.60 civarı boyu olan bir erkeğin fiziksel çekiciliğine çoğu kadın düşük not verecektir malesef. ayrıca polyannacılığın lüzumu yok, sadece kişiliğine göre bir erkekle ilgilenecek kadın sayısı çok azdır, sözde herkes öyledir de, gerçekte azdır. tabi kişisel olarak yakışıklı, zengin, uzun boylu, kaslı, kültürlü vb. olmak zorunda değilsiniz, bir başkasının siparişine göre üretilmiş bir canlı hiç değilsiniz, o sebeple neyseniz o'sunuz ve doğrusu o şekilde mutlu olmak.