Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

koray-7

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

604 entry 385 konu hiç puanı yok
24.12.2016 23:59 son işlem tarihi takip etme takip et

Sana bir çakmak lazım

Çakmağı olmadığından sigarasını yakamayan arkadaşıma az önce söylediğim cümle. Sonra imalı imalı suratıma bakıp sigarasını pakedine geri koydu neden bilmem.

09.06.2015 00:04
  1. babaanne evindeki 80 kiloluk beton yorgan

    birkaç sene önce ekşi'de görüp "aaa benim de lan" şeklinde tepki verip yarılmama sebep olan 5 metre 27 cm uzunluğunda, 2 metre 16 cm kalınlığındaki yorgandır.(sayıları küsüratlı verelim de attığımız anlaşılmasın)

    küçüklüğünde anane babaanne evinde kalmış neredeyse her çocuğun altında ezilerek travma geçirmesine sebebiyet vermiş olup genellikle kırmızılı bir kaygan kumaştan kılıfı vardır. ilk örtüldüğünde buz gibidir ısınmak bilmez. sabah uyandığınızda ise sıcacık olmasından sebep kalkmak istemezsiniz.

    bu yorganı kullanan insanların spor salonuna yazılmasına gerek yoktur zira birkaç kaldırıp indirmede göğüs ve kol kaslarını müthiş geliştirir.

    ha, olur da bir ucu yatağın kenarından aşağıya düşmeye başladıysa sakın geri çekecem diye uğraşmayın! sizi de alıp götürür ki tecrübeyle sabittir.

     
  2. sözlükteki puanlama yarışı üzerinden bahis oynamak

    iddaa'nın ivedilikle bültenlerinde yer vermesi gereken çılgın oyun. özellikle ay sonuna yaklaşılan günlerde yazarlar arasındaki sıralama yarışı takdire şayan.

    benim favorim şimdiden belli. kuponumu hazırladım ama kaç misli gireceğime henüz karar veremedim. ikinci ayakta her şey değişebilir. son kulvarda alt sıralardan ayrıca bir atak bekliyorum.

    hadi aslanım, hadi koçum. yüzümü kara çıkartma.

     
    (Bkz: at yarışı)
  3. insan kuyruğu

    boynuzlu erkeklerden sonra önemli bir eksikliği tamamlayan çok amaçlı süper icat.

     
  4. kız kardeşini en yakın dostu ile yakalayıp intihar eden genç

    yaşadığı travmadan dolayı önce kendisini, sonra arkadaşını öldüren gururlu gençtir.

    üniversite yılları, en yakın dostumun bodrumdaki yazlığına tatile gitmiştik. gece tabi haliyle gençliğin de vermiş olduğu tesirle eğlenirken alkol fazla kaçmış olacak ki öğleye doğru başım feci şekilde zonklayarak salondaki kanepede uyandım. sanki kafamın içinde filler maç yapıyordu. neredeyim, ne oldu napıyorum derken karşımda seda'yı gördüm. zaten ne olduysa ondan sonra oldu. seda'da başka bir üniversitede okuyup bizimle birlikte tatile gelen en yakın dostumun kardeşi olur.

    altında sıcak havanın da vermiş olduğu etkiyle mini bir şort üstünde transparan tülden pembe bir gömlek vardı. "abimler alışveriş yapmaya gitti, başın ağrıyordur sana buzlu bir soda getireyim" dedi ve mutfaktan getirdiği sodayı tam alacağım sırada bilinçli bir şekilde hem benim üzerime hem kendi üzerine döküverdi. ne yapıyorsun dur demeye kalmadan ani bir hışımla düğmelerimi kopartarak üzerimdeki gömleği çıkardı. "ben hemen gömleği makinaya atayım" dedi.

    artık çıldırmıştım. resmen gözlerim karardı ve hiçbir şey görmez oldu. tam arkasını döneceği esnada kolundan tutup kendime çektim. uzun sarı saçları önüme düşmüştü ve anlamlı anlamlı yüzüme bakıyordu. sonunda daha fazla dayanacak gücüm kalmadı. iyice yaklaşıp onu kendime çektim ve suratının ortasına yumruğu çaktım. evet çaktım. ve dedim ki "akıl var mantık var salak kız hiç keten gömlek makinada yıkanır mı?"

    tam bu esnada kızın abisi, en yakın dostum geldi. üzerimde gömlek olmadığını ve kız kardeşinin de saçının başının dağılmış bir vaziyette yerde yattığını görünce olayları tamamen yanlış anlayıp duvarda asılı duran babasına ait tüfeği alıp "bunu bana yaşatmayacaktın, sen benim en yakın dostumdun, kalleş herif" diyerek önce kendisini sonra da beni vurdu.

     
  5. fransa da düzenlenecek defileye uçak bileti arayan sekreter

    patronunun verdiği talimata binaen birazdan iki kişilik roma aktarmalı 5 bin liralık bileti patronu için satın alacak olan sekreterdir. patronunun odasında kapıyı kilitleyip sık sık çalışanlar tarafından dedikodulara aldırmadan işine bakan, kırmızı minisinden vazgeçmeyen yelda. ama konumuz o değil.

    tarık 36 yaşında. gününün büyük bölümünü kendisine ait olan reklam ajansının bulunduğu plazadaki ofisinde geçiriyor. plaza dili ve edebiyatını çok iyi biliyor. ayrıca bir de seyahat firması var. bu firmadan yıllık yaklaşık 10 milyon lira kar elde ediyor. yani yazılım firmasını hesaba katmazsak sadece sahibi olduğu seyahat firmasından günde ortalama 30 bin lira kar elde ediyor.

    tarık'ın seyahat firmasında 1500 kişi çalışıyor. üst kadro hariç en az 1100 personel burada asgari ücretle çalışıyor. eğer asgari ücret yerine 1,200 tl maaş ile çalışsalardı; tarık yılda 6,5 milyon lira daha az kar yapacaktı.

    tarık'ın işçisi olarak çalışan 53 yaşındaki veysel abi ayda 500 lira daha fazla kazanıp evine kasaptan daha fazla et, çocuğuna da yeni kıyafetler alabilecekken, tarık yıllık kar marjını daha yüksek tutabilsin diye bu yaşam standartından vazgeçiyor.

    tarık her yıl işçilerinden kıstığı para sayesinde eşiyle birlikte yurt dışına, genellikle dubai'ye tatile çıkıyor. newyork'da, emri altına çalışan iki işçinin aylık maaşına tekabül eden 1,500 lirayı eşiyle birlikte bir gecelik otel odasına ödüyor. çünkü tarık zengin. tarık işinin patronu.

    bir işçinin günlük kazancı olan 23 liraya günlük 17 lira zam yapmayarak ayda 6 bin liradan fazla kar elde ediyor. altında çalışan bir işçiye aylık 500 lira fazla vermekten çekiniyor fakat eşiyle birlikte kaldığı otele bir gecelik iki işçinin maaşından daha fazla verebiliyor. çünkü tarık'ın altında çalışan işçiler günlük 17 lira daha az kazanarak patronları daha iyi gezip para harcayabilsin diye bedenlerini, ruhlarını, zamanlarını, çocuklarının geleceğini ve hatta onurlarını tarık ve eşi daha lüks otellerde kalabilsinler, görülmedik yerleri gezip lüks bir hayat yaşayabilsinler diye harcıyor.

    veysel abi bir saatini yaklaşık 2,5 liraya patronu tarık'a satıyor. tarık, iki çocuk babası olup kirada oturan, kredi ile 4 bin liraya almış olduğu broadway aracının borçlarını ödeyebilmek için geçen ay çocuğuna yeni bir ayakkabı alamamış olan veysel abinin saaate 1 lira daha fazla kazanmasına izin vermiyor. bunun yerine firmasından yılda 10 milyon lira daha fazla kar elde edip ülke ülke gezip iki üç ayda bir arabasını değiştiriyor.

    tarık berlin'de oynanacak şampiyonlar ligi final maçını izlemek için bin liraya uçak, 10 bin liraya da bir maç bileti satın aldı. tarık zengin olduğu için bu maçı locadan izleyecek. iki çocuk babası veysel abi ve diğer asgari ücretle çalışan işçiler 50 kuruşa içtikleri çay ile kahvehanede okey oynayıp arada bir televizyonda oynanan maça göz atacaklar.

    yaklaşık 1100 kişiden oluşan işçi sınıfı her gün işe geliyor ve işten eve dönüyor. bakkal'dan ekmek, süt, yumurta alıyorlar. ayda 1 gün kasaptan et alıyorlar. çocuklarını okula gönderiyor, hastalandıklarında hastane'ye götürüyorlar. elektrik, su, telefon faturası ödüyorlar. sobalı evde oturup seçim dönemleri hükümetin dağıttığı kömürden faydalanıyorlar. kıyafet alıyor, çocuklarına harçlık veriyorlar. ortalama 4 kişilik bir aile reisinin evine bu asgari ücret karşılığında günlük 23 tl giriyor. her bir birey için günde ortalama 8 tl harcayabilirler yani.

    tarık zamanında babası ve dedesinin yapmış olduğu akıllı hamleler sebebiyle son derece güçlü, oturaklı, onurlu ve mutlu. çünkü çok para kazanıyor, çok zengin, güzel bir eşi var ve çok mutlu. Zaman zaman alımlı sekterediyle eşini aldattığı da doğru. veysel abi eşini tarık kadar mutlu edemiyor, zaten çalışmaktan yüzüne bakabilecek pek zamanı da kalmıyor.

    tarık babasının desteği ile üniversiteyi viyana'da okudu. yüksek lisans yaptı. iki yabancı dil öğrenip kazandığı para ile merak duyduğu yazılım şirketini açtı. tarık sermaye sahibi. veysel abi asgari ücretle tarık bey'in firmasında işe girebilmek için açıköğretimden liseyi bitirdi, iş başvurusu yaparken kapıdan içeriye dualar ederek girdi, cv doldur dediklerinde üniversitede okuyan çocuğundan yardım aldı.

    veysel'in üviversitede okuyan oğlu önümüzdeki sene mezun olacak. bir yazılım firmasının satış/pazarlama pozisyonunda staj yapıyor. mezun olduğunda aylık 2,500 lira maaşla işe başlayabilecek. yani bir saatini 10 liraya yeni girmiş olduğu işinin patronuna satacak. çoğunlukla ruhunu, bedenini ve onurunu da. evlendiğinde eşi iyi bir iş sahibi olduğu için onunla gurur duyacak. düğünlerinde takılan altınları bozdurup üstüne kredi çekerek ev alacaklar ve yıllarca aylık bin lira kredi ödeyecekler. aylık 1,500 liraya kıt kanaat geçinmeye çalışırken diğer yandan kira öder gibi ev sahibi olduk diye sevinecekler.

    veysel abi geçirdiği iş kazası sonucu sakat kalacak ve malulen emekli olup köyüne yerleşecek.

    veysel abinin oğlu ev sahibi olup zor da olsa bir hayat standardı oluşturduğu için mutlu olacak.

    tarık, şampiyonlar ligi maçını izlemeden önce eşinin fransa'da moda tasarım haftası nedeniyle düzenlenecek defileyi izleyebilmesi için biraz önce sekreterini arayıp uçak bileti bulmasını söyledi. tarık kapitalizmin simgesi. tarık gücün sembolü.