Türkiye'nin memur portalı

özlediğim sunucudur.

çok komik adamdı çok samimiydi. cüneyt ve niceleri onurlu duruşlarından vazgeçmeyerek ekranlardan afaroz edildi ama yanlış yaptılar. irfan değirmenci, nevşin mengü, okan bayülgen, uğur dündar ve daha bir çok isim... bunlardan boşalan koltuklara ne oldu boş mu kaldı? keşke boş kalsaydı, yerlerine tek renkten, tek tipten, tek görüşten havuzun adamları geldi. keşke devre ayak uyduran kişiler olabilselerdi. devranın dönmesini beklerken meydanı da boş bırakmasalardı.

https://youtu.be/HFvKt8itkVc

link özleyenler için...

geçim sıkıntısı yaşayan vatandaşın, alacağı iki kilo domatesten edeceği 4 lira kar için saatlerce beklemeyi göze aldığı kuyruktur. daha neresine çekiştireceksiniz, bolluk kuyruğu değil kıtlık kuyruğudur

bir kadın beyniyle sinerji yakaladığında harikalar yaratacak ikili beyinden birisidir

Pisa değerlendirmelerinde hangi tipler yüzünden 'kendi dilinde okuduğunu anlama'da dünya sıralamasında sonlarda yer aldığımızı anlamamızı sağlayan başlık.

peş peşe girilen entryler' bütün kızların en büyük korkusu evde kalmaktır' başlığına girilebilir ama bu başlığa olmaz malesef.

dönün bi bakın etrafınıza taşraya, mahalle hayatına, köylere, ülkenin gerçeği bu. çocuk gelinlerin hepsi aile zoruyla mı evlendiriliyor sanıyorsunuz. evde kalmaktan korkacak şekilde yetiştirilen kızlar kocaya kaçıyor, bir eleme kriteri oluşturmadan ilk talibiyle evleniyor. iki gün önce yasaklanana kadar tvde her kanal bangır bangır evlenmek isteyen tiplerle doluydu. kadına değer verelim, yüceltelim bu noktada herkes aynı cephede yer alır ama gerçekler değişmiyor; kadın yine değersiz, kadın yine eziliyor, kadın yine sığınacak bir yuva arıyor...

gerçeği görmek yerine, elitist fikirlerinizle, birilerinin yaşadığı bu gerçekleri ötekileştirince ne entelekti yakalamış oluyorsunuz ne de soruna dair en ufak bir çözüm sunmuş...

kadının evlenmemesi özgüven göstergesiymiş de tercihi öyleymiş de bilmem ne.algı da problem var galiba. tercihen evlenmeyenlerden bahsetmiyoruz, evde kalmaktan korkanlardan bahsediyoruz.

erkek testosteron kokulu hayatına mabadını yaya yaya devam ederken, mahalle baskısından bunalan evde kaldın diye ezilen kadınların sayısı akıl almaz boyutta.

sıradan erkektir. illa ki evde kalma kaygısı yaşayan da vardır da evde kalma yakıştırması da kadına yapışmış bir yakıştırmadır.

erkekler evde kalmaktan korkmaz; eğer evde kalmışsa, kendine göre evde kalma yaşı geldiğinde, sap gibi kalmıştır ve evde kaldığını ancak o zaman anlayabilir.bunu anlayana kadar yüzleşeceği bu durumun korkusunu yaşamaz.

bunun sebebi bedensel ve duygusal olarak yeteri kadar güçlü olması, eksiklik hissetmemesi olabilir. şüphesiz kadın duygusal olarak erkeği besler ama kadından alacağı bu duygusal besi olmasa da erkek güçsüz düşmez, testosteron kokulu hayatına devam eder gider.

hayatında daim olacak kadınla yaşayacağı ilişkinin ciddiyetini sorumluluğunu kaldıramayacak olabilir. annelik içgüdüsünden midir sevgiden midir nedir bilinmez hemcinslerine karşı hırçın leopar gibi olan kadınlar sevgililerine karşı ev kedisi gibi oluyor.kadın ilişkide farklı bir özveri sergiliyor, e bu özverinin karşılığı da özveriyle ödenebileceğinden, erkek 'ne şekeri yerim ne arap'ı görürüm' şeklinde bir tutum sergiliyor olabilir.

kadına evde kalma korkusu yaşatan geleneksel disiplin, erkeğe bu korkuyu yaşatmıyor olabilir. erkekler daha değerliymiş gibi yetiştiriliyor. belki devran değişir çünkü devir değişiyor gelenekler yerini yeniliklere bırakıyor.

sahi erkekler evde kalmaktan neden korkmuyor?