Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

akademikbaytar

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

934 entry 234 konu hiç puanı yok
24.01.2020 21:22 son işlem tarihi takip etme takip et

Küçük ev aletleri

belli işler üzerine geliştirilmiş maharetli aletlerdir.

evde en sevdiklerimdir.hele ilk alındıktan sonra fonksiyonlarını keşfedene kadar geçen o ihtiraslı, heyecan dolu süreç yok mu; beni benden alır.

daha yenicek roborocks5 diye bir süpürge sipariş ettim evime, heyecanla bekliyorum.

deneyimlediğim kadarıyla philips ve braun markalı olanlarından pişmanlık yaşanma olasılığı pek düşüktür.zira ar-ge faaliyetlerini hakkıyla yapan ciddi markalar.

23.01.2020 15:11
  1. haftasonu ikea'ya gitmek

    dertsiz başa dert almaktır.

    bir iki sefer bu yanlışa düşsem de artık akıllandım. haftaiçi herhangi bir gün öğleden sonra ya da iş çıkışı gider, sakin sakin gezer, enine boyuna baka baka yaparım alışverişimi.değilse haftasonu mahşeri kalabalıkta alışveriş yapmak pek mümkün değil.sanarsın haftasonu ikeada her şey bedava.

     
    (Bkz: deli deli işler yapma)(Bkz: baş derdi)
  2. laf sokmak

    sözlükteki amelsizlerin başlıca aktivitesi.

    herhangi bir durum, bir konuyla ilgili yegane amacı laf sokmak olan kişi boş tenekeden farksızdır. ses verir ama içi boştur.

    he canım he sensin, öptüm, kıps

     
  3. kaç kadeh kırıldı

    müslüm baba ne şarkı yapmış be. geçmişte kendisi de dinleyeni de yerin dibine sokulup da şimdi yere göğe sığdırılamayan bunun gibi eserler popülarizmin samimiyetsizliğinin göstergesidir

    yıllar önce tan taşçı 'yıldızlar da kayar'isimli ferdi Tayfur şarkısını yorumlamıştı.öyle güzel şarkı, böyle güzel şarkı diye anlata anlata bitiremeyen ve arabeske dair her şeyden tiksinen bir arkadaşımı şarkının ferdi babaya ait olduğuna inandıramamıştım, tabi o zamanlar cebimizde Google yoktu, telefonumu çıkarıp ispatlayamamıştım. belki hala yıldızlar da kayar'ı tan'ın şarkısı sanıyordur.

    kaç kadeh kırıldı, usta, meselem, yıkıla yıkıla, sevda yüklü kervanlar vs dinleyenler 5-10 sene önce serseri, ipsiz, jiletçi, arabeskçi, kıro gibi aşağılayıcı yakıştırmalara maruz kalırlarken, bu yakıştırmaları yapanlar ya da bu gibi önyargılardan dolayı ilgili eserlerin sözlerine, ne anlattığına, yaşanmışlıklarına hiç dikkat bile etmeyenler belki popülarist yaklaşımla günümüzde ayıla bayıla bu ürünleri sanki yeni üretilmiş gibi tüketiyorlar. Bu eserlere hiç önyargı beslememiş olanlara tek lafım yok ancak geçmişte bu eserleri eleştirip de bugün 'aaa ne güzel şarkıymış' diye dinleyenler varsa size diyecek tek lafım var 'samimiyetsizsiniz'

     
  4. erol mütercimler

    fizik öğretmenliğini bitirdikten sonra, deniz kuvvetlerinde subay öğretmenlik yapmış, sonrasında üniversitelerde devrim ve inkılap tarihi alanında öğretim görevi yapmış kişi.

    kendini strateji uzmanı, komplo teorisyeni olarak tanımlıyor.kıyıda köşede kalıp kimsenin dikkatini çekmeyen onlarca bilgiyi birbirine bağlayarak bir bütün oluşturmaya çalışıyor.kimi dönemlerde ulusal kanallarda sıkça görünmeye başlansa da sanırım yayıncılık açısından pek uygun bir konuk olmadığı için devamlı şekilde tartışma programlarında göremiyoruz kendisini.

    selim kotil'le yaptıkları canlı yayın sırasında ettiği acayip küfür akıllara yer etmiştir.

    linki şöyle bırakıyım isteyen izlesin

    https://www.youtube.com/watch?v=fljFZfPO95I

     
  5. memurlanetten tanıştığı biriyle gerçek hayatta görüşmek

    yazdım yazdım sildim, neden linçten çekindiğim için mi, tabii ki hayır kralından çekinmem, lafımı söylerim de rencideler yaşanmasın, tadımız kaçmasın.

    istisnaları haricinde dost edinmek için değil de başkaca amaçlarla yapılan, sonucunda da ya amacınıza ulaşacağız ya amacınıza ulaşamayacağınız ya da miniminnacık bir ihtimalle kendinize dost arkadaş edineceğiniz aktivitedir.

    burada ufak bir nüans farkı var görüşmeyi istemekle, görüşmek çok farklıdır.birçok nickname ile görüşmek istersiniz, 'tam benim kafadanmış, sevdim bu kişiyi' dersiniz ama sanaldan bir kişiyle tanışıp, muhhabbeti ilerletip görüşmek daha farklıdır.

     
    (Bkz: aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın)(Bkz: eğri oturup doğru konuşalım)