Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

akademikbaytar

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

934 entry 234 konu hiç puanı yok
24.01.2020 21:22 son işlem tarihi takip etme takip et

öğrencilik

ülkemizde içi boş teneke misali kafası boş, beceriksiz bir mezun olmaya giden yoldur.üniversite mezunu olup mesleğini icra etmeyi bilmeyen vasıfsız eleman tarlasına döndü ülke..

muhasır medeniyetler seviyesine ulaşmamızın önündeki başlıca engel eğitimin niteliksizleştirilmesidir.menderesle başlayan eğitime hıyanet projeleri günümüzde de başka hainler tarafından devam ettirilmektedir.

eğitimde bu kadar vizyonsuzluğu, bunca sistem değişikliğini tesadüflere bağlamak iyi niyetten öte biraz salaklığa işaret eder.

durum bu iken niteliksiz eğitimin suçlusu öğretmenler midir?

Başöğretmenimiz uluönderimizin 'öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır' vecizesi aklınıza gelince sizin de yüreğiniz eziliyor diye düşünüyorum.

(Bkz: öğrencilik)
22.01.2020 21:38
  1. Çatalla çorba içmek

    kalburla su taşıyanların hobisi

    herkesin bir popisi var

    herkesin şeyine kimse karışamaz

     
    (Bkz: akıntıya kürek çekmek)(Bkz: boşa kürek çekmek)
  2. idal

    elindeki teknik imkanları sansür ve hatta vesayet için kullanan, gerekçeli eleştirileri kaldıramayan, protest girişimlere dikta zihniyetiyle tepki gösteren editör.

    sıfatı edeitörlük ama o tarafsız editörlüğü kenara bırakm ış niyet okuyuculuğuyla editörlüğünü devam ettiriyor.

    bir küfür mü var, idal 'x kişisini tanırım iyi niyetlidir' diye düşünüyorsa sansüre veya edite gerek yoktur

    bir hakaret mi var, idal 'X kişisinin alıştığımız üslubu budur' diye düşünüyorsa sansüre veya edite gerek yoktur.

    hakka ve hakkaniyete uygunsuz şekilde çaylak yaptığı yazara, 'seni canım istediğinde yazar yapacağım' diyecek kadar da aşağı/adi bir yöneticilik yapar.

     
  3. Fatih Portakal

    valiye hakaret konusunda akepeliler imamoğlu ve kendisinden oluşan şeytan üçgeninde, üçgenin en samimi köşesidir.

    dün akşam açıklamasını net şekilde yaptı; hakaret içeren görüntüler elimizde var, etik bulmadığımız için yayınlamayacağız, hukuki süreç esnasında adli makamlar isterse görüntüleri mahkemeye sunacağız dedi.

    böyle ciddi bir duruma yokmuş gibi davranmak yerine bildiğin şeyi halka bildirerek mesleğinin gereğini yaptın ya, esaslı enkırmenmişsin vesselam.

     
  4. yazım kurallarına dikkat edilmeyen entryler

    yazım yanlışı terör örgütünün markajında olan entrilerdir.

    ya merak etmeyin, kimse yazmayı bilmiyor değil

    e burada resmi yayım yapıyor da değiliz, sözlük yazıyoruz.

    sözlük yazarlığına ve sözlük yazılarına gereğinden fazla değer yüklememek lazım.sözlük yazısı denilen metin, kaynak bile gösterilmez, herhangi bir kuruldan geçecek yazı içinde alıntısı olmaz.kaynakçasında sanal sözlük olan yayına henüz denk gelmiş değilim.sözlükler o kadar değerli olsa referans alınırdı.

    evet sözlükler dikkat çeken ortamlar, bilgi edinmek isteyenlere kolay ulaşılır bilgi sunar ama herkes istediği entriden istediği bilgiyi alır.

    yapılan yazım yanlışlarından dolayı yazılan entriyi anlamayan ya da bu yazım yanlışlarından, devrik cümlelerden rahatsız olan okuyucu varsa bu da yazarın değil, okurun sorunudur.

    istemeyen, istemediği entriyi okumazsa sorun kalmaz.

     
  5. Secimin yenilenmesini asla istemedik

    binali yıldırımın sözlü bildirisi

    istemediyseniz neden bu seçim yenileniyor? altından iki anlam çıkar. birincisi ve kuvvetle muhtemel olanı;

    seçimin kaybedildiği anlaşılınca, aa veri manipülasyonu bir yandan, kazandık diye yapılan açıklamalar bir yandan, tüm şehri teşekkürler afişleriyle donatmak gibi psikolojik yıldırma eylemleri bir yandan derken karambole getirip seçimi gasp edecektik ama olmadı.daha önce Mansur yavaştan gasp ettiğimiz gibi yine yapmak istedik ama seçim yenilendi, biz bunu istemiyorduk. seçimin yenilenmesinin olumsuz sonuçları ne kadar kötü olur öngöremediğimiz için bu riski istemezdik...

    ikincisi ve daha düşük ihtimale sahip olanı;

    biz aslında seçimi kazanmışız da katakulliyle, fetö desteğiyle falan kazandığımız seçim elimizden alınmış gibi bir algı oluşturup 'mağdur ve mazlum'u oynayacaktık. böylelikle hem İmamoğlunu görev süresi boyunca yıpratabilecek hem de mağduriyetten prim sağlayacaktık. ama ne oldu, artık kamu kadroları bize yalakalığı o kadar abarttılar ki istemediğimiz kadar abartıya başladılar. seçimin yenilenmesini sağlayan bütün adli ve idari makamların yasatanımazlıkta, yalakalıkta kısa sürede bu kadar ileri gideceğini öngöremedik.