Türkiye'nin memur portalı

İngiltere'nin köylüğünde bir papazın kızı olan yazarın günümüz türk dizilerine ilham kaynağı olmuş olması muhtemel aşk romanı.

kendisi de evde kalmış bir kız olan yazar, erkeklerin şimdilerde Kezban dediği tiplerin de belki ilham kaynağıdır.

zeki ama ortalama bir güzelliğe sahip olan Elizabeth bennet, kendini beğenmiş, gururlu, süper zengin yakışıklımız Bay Darcy'yi neşesi ve zekasıyla etkileyip ona diz çöktürmektedir.

Elizabeth ve ailesi Bay Darcy'den sınıf ve zenginlik açısından daha alt tabakadadır. Kız kardeşleri ve ailesinin de tüm amacı zengin koca bulup sınıf atlamaktır.

Bu arada saçma töreleri, gelenekleri sadece doğuya has bir şey sanıyorsanız, kitabı okumanızı öneririm. İngiltere'nin eski feodal gelenekleri -özellikle kadınlar açısından-bizimkileri sollar bence.

Misal kitapta geçtiği üzere, ailede erkek çocuk yoksa baba ölünce tüm malvarlığı uzak bir erkek akrabaya kalabiliyor.

kısaca zengin erkek-fakir kız-lar konulu bir aşk romanı. uzun ama okurken ben bunu filanca diziden hatırlıyorum dejavusu yaşamanız yüksek ihtimal.

günümüzde en sağlıklı ve kaliteli yoğurta ulaşma şeklidir. tabii kaliteli ve hilesiz çiğ süt bulunulabilirse.

çocukken evde yoğurt mayalama görevi bana aitti, demek ki annem bunu çocuk işi olarak görmüş olmalı.

şimdilerde ise olaya sanki atom parçalıyormuş muamelesi yapılıp çeyizlere yoğurt yapma makinaları alınıyor.

her kim ve hangi yöntemle yaparsa yapsın evde yapılan candır, sağlıktır diyorum.

marketten aldığımız ve günlerce bozulmayı bırak ekşimeyen bol katkı maddeli yoğurtların özellikle çocuklara yedirilmesini doğru bulmuyorum.

kısırlık, kanser, alerjiler vs. tarzı rahatsızların artmasının da yediğimiz gıdalarla birebir ilişkili olduğuna inanıyorum.

son günlerde sosyal medyada müşterilerinin +18'lik kavgalarıyla gündeme gelen marketler zinciri.

benim de çok nadir olarak gerçekleştirdiğim yarım bırakma örneği, yıllar önce bir defa okumayı deneyerek bitiremediğim romandır.

tekrar okumayı da düşünmedim. okuması için verdiğim arkadaşlarda unutulup kalmasını umut ettim, ancak ne yazık ki her defasında kütüphanemdeki müstesna yerini özleyerek geldi.

en son geçenlerde kızım kapağını ilginç bulmuş olacak sordu, tavsiye etmedim.

zevklerimiz pek uymadığı için muhtemelen okur ya da okumuştur.

neyse.. söz konusu kitabı değil ama gerçek limon ağacını severim efenim. tavsiyem sabahları aç karnına bir bardak suya sıkılıp içilmesi. pardon, ağacın değil meyvesinin tabii. (gülücük)

mıhtar, mıkdar vs. diyenler de var, yeri gelmişken burdan kınıyorum sözlük.