 Türkiye'nin memur portalı |
 Oturum aç
 Üye ol
 Parolamı unuttum
|
Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç
Üye ol
Parolamı unuttum
|
aynı adla bir şiir kitabı varmış, bilmiyordum, aydınlandım.
ancak asıl merakım omayraaa yazar kişisinin hitap ettiği kurbağalar. kurbağalar yokuş tırmanırlar mı sayın omayraaa? (gülücük)
yavaş yavaş çocukluğunuza doğru yolculuğa çıktığımızın bilmem farkında mısınız?
ikinci defadır çocukluğunuzda okuduğunuz kitaplara kalem sallıyoruz. sanırım sizin kilometre taşlarınızı yakalamaya başladık. (gülücük)
tanım: hitabı ilk okuduğumda ve yazarın adını da eşleştirince aklıma yeşil parka modasını takip eden sosyalistleri getiren tanımlama. ayrıca içimden bu sıcak havalarda sevgili yeşil başlı gövel ördek kardeşlerim hitabını daha çok tercih edeceğimi geçirdiğimi itiraf etmeliyim. düşünceliyim n'palım... yazarlar için sözlükte kendi haline bırakılmalılar kategorisi açılmalı bence.(gülücük)
Yunan filozof Epictetus'a atfedilen "bir insanın anavatanı çocukluğudur" ifadesini çok anlamlı bulur, katıldığım bir görüş olması hasebiyle de zaman zaman kullanırım.
Murathan Mungan'da benzer minvalde; "Çocukluk başlı başına bir memlekettir, hatta sılasıdır insanın. Büyüdükçe sıla özlemimiz artar, hayat giderek gurbetleşir. (...)büyümek gurbete çıkmaktır. (...)anlatmak ikinci hayat." der harita metod Defteri'nde.
o yolda olmanızı anlarım, anlıyorum. ancak yolculuk parkurunun elips veya daire şeklinde olduğunu pek sanmıyorum. kaybettiğimiz memleketimiz çocukluğumuz ve ona tekrar ulaşmak kabil değil maalesef. belki arafta kalmış düşlerimiz, heyecanlarımız, özlemlerimiz oluyordur. ancak aynı yolu yürümek namümkün.
bu arada diğer kitap felsefenin temel ilkeleri idi. (gülücük)
tanım: sayın doksanıncıköyden'i her ne kadar çaylak olarak görmek beni şaşırtmış olsa da onu okuyunca aklıma konuya dair yeni bir tanım (yorum?) getiren başlıktır.
şöyle ki; kurbağalar malumunuz üzere genelde sulak bölgelerde, dere, göl, çay gibi kaynakların kenarında, etrafında yaşarlar. onları kurak topraklarda görmek pek olası değil. o nedenle bu benzetme aklıma ülkenin ve zenginliklerinin gerçek sahibi iddiasında bulunan bazı ideolojik taraftarları getirdi.
Çoğunlukla realist tarafım ağır basıyor diyebilirim. Belki de yaş itibari ile. İnsan doğar, büyür, ölür. Doğum ve ölüm arasına sığdırılanlar üzerine çok şey yazmayacağım. Şekilden kasıt, aynı yolu yürümekten ziyade yine de sizin verdiğiniz örnekleri de katarak aynı yere gelmekti kastım. Einstein'ın formüllerini düşünün. -gülücük
Dünyanın tümünü dolaş, varış noktası? Bir de iç dünyamız...
Felsefenin Temel İlkeleri, hatırladım.,
Tanım: insanlar ve her insan bir yeşil kurbağa olamaz!
Efendi lakabı, kölelik tarihini saymazsak, genelde beyinlerini kendine bile hayrı olmayan sakallı bazı sözde hocalara verilen unvandır. Mesela, beyinleri uyuşturulmuş müritlerinin FETÖ elebaşısına hoca efendi dedikleri gibi. Oldum olası, efendi sözünü hiç sevmedim, dediğim konudur. İnsan uinsandoır, hiçbir insan, diğerinin efendisi olamaz, olmamalıdır.
"efendim? işitmedim...
bana bir şey mi dedin
iki orta bir sade
haydi bana müsaade"
de benzeri bulunan efendim hitabı ile,
"hiçbir şeyden çekmedi dünyada
nasırdan çektiği kadar
hatta çirkin yaratıldığından bile
o kadar müteessir değildi;
kundurası vurmadığı zamanlarda
anmazdı ama Allah'ın adını,
günahkarda sayılmazdı.
yazık oldu Süleyman efendiye"
şiirinde de geçtiği üzere, efendi sözcüğünü karıştıran ve kelimelere savaş açmış don kişot yazarları selamladığım başlıktır.
efendinin birkaç anlamı mevcut olup bunlar arasında softa ve hain hocaları tanımlayanı yoktur, yapılıyorsa da kullanımı yanlıştır. ayrıca konu ile bir alakası da yoktur.
görüyorsunuz caf caf, demeden kurbağalar vıraklamaya başlıyor, bir de deseniz bataklık karışacak demek ki.(gülücük)
| İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |