Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

sofestai

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

2,366 entry 149 konu hiç puanı yok
13.04.2018 09:48 son işlem tarihi takip etme takip et

kırlangıç çığlığı

Ahmet Ümit'in seri katilli yeni bir başkomiser nevzat macerası.

300 bin adetlik ilk baskı sayısıyla Everest yayınlarından çıkmış. bu, okuma oranının düşük olduğu ülkemiz için hayli dikkat çekici bir rakam. ancak bana kalırsa roman daha fazlasını da satacaktır.

seri cinayet olgusu bizim toplumumuza biraz yabancı olsa da romanda aynı zamanda çocuk tacizcileri, Suriyeli göçmenler, organ mafyası gibi tanıdık sorunlarımız da var.

yazarın "vicdanını yitirmiş bir dünyadan başka nedir ki cehennem? sorusunun ardına düştüğü bu eseri de diğer kitapları gibi çok satanlar arasında yerini alacaktır.

12.04.2018 15:41
  1. sözlükte açılan konuların çokluğundan yakınan yazarlar

    anaam bu benim..! galiba , sanırsam... sevim koş, sözlükte bize konu açılmış!! (gülücük)

    dün bir konuda da bahsetmiştim, yineleyebilirim. ben tuhaf buluyorum bu hali, yalanım yok, doğruya doğru...

    "bu hali" de açayım; sayın yazarımızın otomatiğe bağlanmış şekilde sürekli tek cümlelik tanımlarla, google'dan herkesin rahatlıkla bulup öğrenebileceği şekilde, kelimelerin açıklamasını girmesi, ancak hem kendi açtığı hem de diğer konularla ilgili dişe dokunur özgün ve öznel herhangi bir yargıda bulunmadan bu işi bir histeri nöbetine dönüştürmesi olayı...

    ben bu tarz sosyal sözlüklerin tdk'dan farklı olduğunu, olması gerektiğini düşünüyorum. sürekli yeni konu açılması ancak yeni entry ve bilgi girilmemesi, sol bölümü sadece tanımlardan oluşan okunması ve paylaşım yapılması sıkıcı bir tabloya dönüştürüyor. ben sözlüğün daha dinamik olabileceğini düşünüyorum, eğer konu açmak yerine gerçekten yazmayı merkeze alabilirsek.

    naçizane eleştirilerimi sözlüğü önemseyen ve daha iyi duruma gelmesi için kalem oynatma isteğinde bulunan bir insanın düşünceleri olarak algılamanızı rica ediyorum. şahıslarla ilgili bir kaygım olamaz.

    tanım: "benim, tamam benim bu ama bir sorun bakalım neden?!" cümlesini kuran yazar.

     
  2. cahil olmak ne güzel lan her şeyi biliyosun

    bugün çok özeleştirel gördük sizi sayın sözlükçü... işte bu nokta güzel bir yerdir, gelişmenin başladığını gösterir. (tebessüm)

    tanım: farkındalık ve bilinç halinin ıstırap kaynağı olduğu yönünde çıkarım yapılabilecek ironik cümle.

     
  3. çocuğunun eylemlerinden bahsederken çoğul konuşan anneler

    çocuğun anne karnında dokuz ay geçirdikten sonra kendisinden bağımsız, özgür bir birey olarak dünyaya teşrif ettiğini kabullenemeyen annelerdir.

    -oğluşum sütümüzü içtik mi?

    ben içtim de seni bilemiyorum anne.

    -öğretmenim biz ödevimizi yapamadık, malum dün doğum günümüzdü.

    -doktor bey boğazımız şişmiş, bir şey yiyemiyoruz iki gündür.

    bla bla bla... örnekler çoğaltılabilir.

    sonra da büyüyünce ailesinden kopamayan, bağımsız karar alamayan, birey olamayan, kişilik sorunları yaşayan yetişkin hallerinden şikayetçi oluyoruz.

    şizofrenik altyapı çalışmaları yapıyoruz farkında olmadan.

     
  4. hakikat,görünmeyenle görünenin birleştiği noktada bulunuyor

    Yılmaz Erdoğan'ın internethaber'de okuduğum röportajında geçen cümlesi.

    "Bugüne kadar gerçekle çok vakit harcadım ve artık hakikatin konforunu yaşıyorum." diyor.

    huzuru bu hayat dersinde bulmuşmuş.

    ilginç geldi bana, düşünüyorum birkaç dakikadır.

    bazen edebiyatçıların veya düşünürlerin sırf zengin dursun, alengirli göstersin diye kurduğu saçma cümleler olur. onun gibi bişey mi bu da acaba? yahut hakikaten böyle bir nokta var da ben mi kaçırıyorum.?

     
  5. poğaça

    içine kullandıkları katı yağdan ötürü pastaneden alınanın kilo yaptığı, ev yapımı olanın ise kıvamı tutturulup kaliteli malzeme kullanıldığında çok daha lezzetli olduğu hamur işi.

    sabahları çalışan kahvaltılarının ve öğrencilerin en pratik çözümüdür aynı zamanda.