hakaret ederek disipline etme çabasında olan tüm öğretmenler bir şekilde travma yaratmıştır. özellikle de küçük bir şehirde herkesin herkesi tanıdığı bir yerde okurken din, ırk ve cinsiyet ayrımcılığı yapan bir öğretmenimi hiç unutmayacağım. ortaokula yeni geçmiştim. bana karşı yapılan çok büyük bir sorun yaşamamış olmama rağmen, sınıf arkadaşlarımın üzerindeki yaralayıcı sözlerine katlanamayıp karşı çıkmıştım. öyle ki sınıftaki diğer arkadaşlarım da destek olunca tüm hakaret ettiği arkadaşlarımıza bu kez fiziksel şiddet uygulayıp "sizin yüzünüzden!" diyerek kendimizi daha da suçlu hissetmemize sebep olmuştu. nihayetinde hepimiz hakaret ve şiddet gördük o gün ancak günün sonunda tüm sınıf şikayet ettik.
ne mi oldu? bizim okulumuzdan ayrılıp ilçemizdeki başka bir okula gönderildi. sistemin sorunu da buydu. sorunu çözmek değil, sorun çıkan yerden uzaklaştırarak bir sürede başka birilerinin sorunu olsundu. sistemin sorunu çözeceğini zaten ummuyordum ama liseye başladığımda o kişiyi bir de lise müdürü olarak karşıma çıkartmıştı hayat. bir de o sicille terfi edilmişti. düzeltmiş miydi kendini, ders çıkartmış mıydı diye sorarsanız hiç sanmıyorum. sadece lise öğrencilerine göre tarzı değişmişti. elbette karşı karşıya kaldığım sorunlar yine oldu ama biliyordu ki yine karşı çıkacaktım. disipline gönderilmemi birkaç kez istedi ama bilirsiniz ki notları iyi olan bir öğrencinin burada olmasını yadırgayan diğer öğretmenlerim sayesinde bir sorun yaşamadan liseyi bitirdim.
çok çok yıllar sonra hiç beklemediğim bir yerde karşıma çıktı. yaşlanmıştı, artık emekli olmuştu. göz göze geldik ve yanına gidip selam verdim. hayatımdaki gelişmeleri sordu, diğer öğretmenlerimden haberlerimi aldığını söyledi. tebrik etti. umarım benden nefret etmiyorsundur dedi. hayır hocam, sayenizde kimseyi küçümsememeyi, ayrımcılık yapmamayı ve haksızlığın karşısında dik durmayı öğrendim dedim. vedalaştık ve bir daha hiç karşılaşmadık.