![]() Türkiye'nin memur portalı |
![]() ![]() ![]() |
Tanımların ve kavramların tam olarak bilinmemesi ya da anlaşılamaması, bazı insanların boynuna kolayca yaftalar asılmasına neden oluyor. Çünkü bilgimiz ancak buna yetiyor.
Oysa insan insandan ayrıdır; herkes bir olamaz ki.
Bir de asosyalliğin haksızca kötülenmesi var. Bunu da genellikle sosyalleşmeyi doğru sayan, ve sosyalleşerek herhangi bir 'biz' çemberinin içine dahil olabilen zorba tipler yapar.
Hayat ille de siyah ya da beyaz diye yaşanmaz; ilişkiler de böyle yürümez.insanları sosyalleşebilme konusuna dair sosyaller ve asosyaller diye ikiye bölemeyiz mesela
Ama illa bir ayrım yapılacaksa, içe dönük karakterler dışa dönük olanlardan daha evladır.
Kardeşliğin vicdanın merhametin adaletin nezaketin zerafetin yani insanlığa dair 'biz' haricindeki her türlü 'biz' bilinci; ilkel bir aidiyet arayışıdır, kimliksizliktir, varoluş sancısıyla şekillenmiş bir yığın davranışıdır.
'Sizi' boşver, bana kendinden bahset.
Ama ne mümkün...
Ortada bir 'sen' yok ki. Boşsun. Kendine dair tek bir malzeme, tek bir ürün, tek bir iz bile yok. Ne bir fikir, ne bir his, ne de bir direniş...
Sen, sen olmayı başaramadığın için 'biz' olmayı tercih ettin.
Zaten başka seçeneğin de yoktu.
Ölçmek...
Peki ama ne ile ve hangi ederini?
Kuyumcu terazisiyle mi, topuzlu kantarla mı?
Açken ne yaptığına, nasıl davrandığına bakmak bir yöntem olabilir. bu, topuzlu kantarın işi.
Ama ya dost dediğinşn kederiyle kederlenmesi,
Hiçbir çıkarı yokken, en uzak adaletsizliğe bile ses yükseltmesi,
Düşmana karşı bile vicdandan, merhametten söz etmesi...
Bunu ölçmeye topuzlu kantarın kalibresi yeter mi?
Tiranlık öyle tatlı olmalı ki...
Muktedirliğin, hükümranlığın tadı öyle cezbedici olmalı ki, tiranlaşan sistem onu sürdürmek uğruna gereken en ufak detayı opere ediyor.
1000 odalı saraydan adalet merhamet kardeşlik mi çıkacak sanıyorsunuz?
Elbette çağın bilişim ve teknoloji imkanlarına sahip gobels operasyonları çıkacaktı
Sistem artık tanrılaştı; en küçük yapıyı, en sıradan hücreyi bile ele geçirmiş durumda. Geriye yalnızca vicdanımız kaldı.
Devlet kurumlarını zaten geçtim... Sanatçılar, iş adamları, sporcular, gazeteciler, yayıncılar...hepsi birer uzantı artık.
Sistemin, Erlik gibi, Jahrein gibi sümüklüleri yutup ve hizmetkârına dönüştürmeme ihtimali var mı?
Dikkat etmek lazım
Susan insan baştacıdır.
İnsana konuşmak değil, susmak daha çok yakışıyor. Azgınlık değil, garibanlık ve boynu büküklük daha çok yakışıyor. Allamelik değil, alıklık daha çok yakışıyor.
Bence böyle tabii...
Eğer su gibi konuşanı mı, susanı mı tercih edersin diye sorsalar, susanı derim. Susanın derdi her zaman bellidir, susan anlamaya çalışıyordur.
Çok konuşan, hatiplik yapan insanlar gerçekten katlanılmaz oluyor.e ben anlayamıyorum işte, boş da değilim hani, biz de deriniz icabında.sen nasıl çözdüm her şeyi yani, bi git ya, püfff.
1. | ![]() |
semraa-91 |
2. | ![]() |
alonestyle |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |