![]() Türkiye'nin memur portalı |
![]() ![]() ![]() |
![]() |
testosteronnBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
||||||
|
Türkiye'de yeni bir siyasi dönemin kapıları aralanıyor. Kent konseyinin kurulmasıyla birlikte siyasette hareketlilik hız kazandı. Bahçeli'nin adeta paniğe kapılmış gibi "Apo gelsin, Meclis'te konuşma yapsın" çıkışı, hemen ardından Özgür Özel'in "Sadece Apo değil, tüm Kürt halkı buyursun, devletin ortağı olsun" söylemi.Bunları nereye koyacağız? Nasıl yorumlayacağız?
Bir yanda "kurucu önder" tartışmaları, diğer yanda hapisten "Altaylardan Tunaya" şarkıları... Detaylara girmeye gerek yok. Ancak dikkat çeken nokta, DEM Parti'nin bu süreçte herhangi bir tarafa açıkça pas vermemesi ama belli çevrelerle de dostane ilişkiler kurmaya devam etmesi, Kürt halkını bazı kesimle
Peki, neler oluyor?
Türkiye'yi bölmek için çok uğraştılar.Hendek olayları, özerlik bildirileri, 15 Temmuz darbe girişimi, Suriye'deki gerilimleri Türkiye'ye taşırma... Yanlış anlaşılmasın Kürt halkını kastetmiyorum, küresel politkaları işleten çeteleri kastediyorum.Ama olmadı. Çünkü biz amip değiliz ki bölünelim. Biz, köklü devlet gelenekleriyle, sağlam toplumsal kültür ve bağlarla şekillenmiş bir milletiz.
Bizi İslamlaştırmaya çalıştılar. Aslında çalıştılar demek eksik, büyük oranda İslamlaştırdılar. Ülkeyi şeriat düzeniyle zapturapt altına almak istediler ama bu da tutmadı. Çünkü bu millet boyunduruk kabul etmiyor.
Şimdi geriye tek bir seçenek kaldı: Türkiye'yi olduğu gibi kabullenmek ve bu haliyle ittifakları sürdürmek.
Jeopolitik konumu, nüfus dinamiği ve entelektüel kapasitesiyle Türkiye, Ortadoğu toplumlarından çok daha ferasetli ve nitelikli bir millet. Ancak iç çekişmeleri nedeniyle, çoğu zaman gücünü boşa harcıyor ve yalnızca kendi pozisyonunu koruyabilecek kadar güçsüz bir müttefik olarak kalıyor. Oysa toplumsal barış sağlandığında, Türkiye bölgesel dengeleri belirleyen çok daha güçlü bir aktöre dönüşebilir.
Küresel güç dengeleri de değişiyor. Batı dünyası, yükselen Çin tehlikesine karşı saflarını sıklaştırma gerekliliğini yeni yeni anlıyor. Bölgeye İran üzerinden hâkim olabilecek Çin'e karşı, Batı'nın güçlü bir müttefike ihtiyacı var.
Önümüzdeki süreçte, Türkiye'de hangi siyasi irade iktidara gelirse gelsin, Türk-Kürt kardeşliğinin sağlam temellere oturtulması ve tüm yurttaşların bunu içselleştirmesi gerekiyor.bugünden itibaren terörün bölünmenin ayrışmanın ötekileşmenin adını bile anmayacağız.hepimiz geçmiş hatlarımızı gerekirse telafi etme sorumluluğunu göstererek Kürt ve türkten oluşan bu bir milletin kadim kardeşlik değerlerini yeniden inşa edeceğiz.değilse türk-kürt kardeşliğini samimi şekilde hazmedemeyenler çok karın ağrısı çeker
Kardeşlik türküleri söyleyeceğimiz yarınlara...
Sorunumuz Musa'yı bulamamak değil, Firavun'u reddedememek.
Çünkü hakikati arayan çok, ama ona bedel ödemeye razı olan az.
Hayat, sadece bir yerlere varmak, sonuç almak, kazanç hanesini doldurmak meselesi değil; bir duruş meselesidir.
Zirveye çıkmak mı önemli, yoksa eğilip bükülmeden dimdik kalmak mı?
Bu hayatta değerimizi, ulaştığımız menziller değil; hangi safta durduğumuz, neyin karşısında eğilmediğimiz belirler.
Bazıları büyük kazanır ama küçülerek, bazıları kaybeder ama devleşerek.
Seçim senin, firavunu reddedecek misin?
Pek yakında bu topraklarda kardeşlik türküleri söylenecek
Peki o gün gelene kadar sen hangi tarafta duracaksın
Kimse sanmasın ki toplumsal yasa kaçınılmaz olarak çalışmayacak, toplum insan onuruna yakışanı yaşamak için harekete geçmeyecek
Hakaret dilinden, ayrıştırmalardan, düşmanlardan bıktık.dostluk istiyoruz, kardeşçe insanca yaşadığımız bir memleket istiyoruz
Siyasetin kaderini Kürtlerin kiminle kardeşlik edeceği belirleyecek.
Bir arkadaş vardı, üniversitenin son senesi geldiğinde en yakınlarımızdan biri olmuştu. Normalde sessiz sakin, kadayıf gibi biriydi ama biraz alkol alınca tam bir canavara dönüşüyordu. Hele ortamda kız varsa, iyice kontrolden çıkıyordu.
Ortamı kuruyorduk, kahkahalar, muhabbetler, içkiler...Ama bizim deli bir noktadan sonra değişmeye başlıyordu. Önce ufak tefek garip hareketler, sonra kavgalar, gürültüler, kızları evden kovduğu bile oldu. Ne derdini anlatıyordu ne de konuşuyordu.
Sonra yavaş yavaş çözüldü mevzu. Meğer yarım kalmış bir aşkın acısını taşıyormuş. Alkol alınca içinde susturduğu ne varsa taşmaya başlıyordu. Başka kızlarla aynı ortamda bulunmak, ona ihanet gibi geliyordu. Kendi vicdanında hesap veremediği bir şeyler vardı. Hırçınlığı da bundanmış.
Bazı şeylerden vazgeçmek insanın elinde değildir aşk da öyle.aşk ancak vazgeçilemezse aşk olabilir
Hikaye mutlu sonla bitiyor, evlendiler :)
1. | ![]() |
semraa-91 |
2. | ![]() |
alonestyle |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |