Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
testosteronnBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Küçükbaş ve büyükbaş hayvanların testislerin pişirilmeye hazır haldeki, kasaplık haline verilen isim
Post-modern sanat eserleri ya da ürünlerinde eleştirel şekilde işlenen algıdır
Bu eleştirilerin bazıları olumlama bazıları da reddiye şeklinde işlenir
duvar metaforunda 'duvar' sistemin kendisini ve sisteme dahil olanları simgeler
'game of thrones' 'black mirror' gibi dünyanın en çok izlenen dizilerinden tutun '1984' 'cesur yeni dünya' gibi distopya edebiyatının en bilinen eserlerine, yazılı ve görsel sanatlarda sıkça kullanılan bir metafordur
Duvarın içinde ya da dışında olduğumuz duvarın hangi tarafından duvara baktığımızla ilgiliyken, bu duvarların halkın iradesi dışında erk sahipleri tarafından örülüyor olması ve halkı korumak iddiasıyla örüldüğü şeklinde pazarlanması da çok trajik.
İçinde yaşadığımız dünyada dikkatli bakıldığında dört bir yanımızın envai çeşit duvarlarla örülü olduğu gibi bir gerçekle karşı karşıyayız.
harfler seslerin sembolleridir
sembolü olan sesler yani alfabede bulunan seslerin katlarca fazlası sembolize edilmemiş seslerdir.
ülkemizde sesleri sembolize etmek için latin alfabesi kullanılmakta, latin alfabesi adı üzerinde latin milletlerinin konuşurken çıkardığı sesleri sembolize eden bir alfabe
latin olmadığı halde latin alfabesini kullanan milletlerin konuşurken latin dillerinde olmayıp kendi dillerinde olan sesleri sembolize etmeleri için yeni harfler oluşturulması gerekmekte
türkçe karakter olarak bilinen ç ş ö ğ bunlara örnektir.
bu girizgahtan sonra ğ'nin kimsenin yumuşak hali olmadığı konusuna giriş yapmak için uygun zemini kısmen hazırladığımı düşünüyorum
ş harfi nasıl ki s'nin yumuşağı değil ve yumuşak se diye okunmuyorsa aslında ğ de k ya da g'nin yumuşamış hali değildir.kendisi adlandırılırken ğa ya da ğe şeklinde adlandırılmasının telaffuz zorluğuna sebep olacağı düşünülerek zatı alileri yumuşak g olarak adlandırılmıştır
bu basit konuyu daha uzatmak istemediğim için entrimi burada noktalıyorum
sanıyorum ki bilal bile ğ'nin neden ğa ya da ğe diye değil de yumuşak g adıyla anıldığını anlamıştır
Benimdir
İdal dönemi despotizminden nasibini alan nikneymimdir
Detaylara girmeyeceğim elbette, idal sevgisine saygım olsa da idal sövücüleriyle de gönül bağım olduğunu belirtmek istiyorum
Sözlükçülükte anonimliğin en önemli unsur olduğuna inandığım için bu bilgiyi paylaşmamayı uygun görmüştüm ama sanki itiraf edilmemiş bir kalleşlik gibi beynimi kemirip duruyor.belki birçok kişi için önemsiz bir detay ama bu bilginin psikolojim üzerindeki obsesif etkilerine dayanamayacağım.
Konuşmak susulan sözlerden daha azını konuşarak yaptığımız değil midir?
Genelde öyledir, çoğunlukla öyledir
Bazen yalnızlıktan susarız, bazen konuştuğumuzu anlamadıkları için, bazen konuşamadığımız için...
Ama genelde susarız
Bakmayın konuştuğumuza, konuştuklarımız sustuklarımızın sadece önsözüdür.
Hayatım boyunca bu durumdan müstesna üç beş kişi ancak tanımışımdır, hiçbiri de sevilecek kişiler değildi.dert çeken, yük çeken, naz çeken kişiler değil derdini nazını çektiren kişilerdi.çok konuşanlar, sustukları konuştuklarından az olanlar dünyayı hayatı zorlaştıran, yaşanmaz kılan kişilerdir.
1. | semraa-91 | |
2. | alonestyle |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |