Türkiye'nin memur portalı

Başımızdaki belanın püsküllenmesine yol verecek olan yasal düzenleme

Eskilerde başıboş hayvan konusu belediyelerin kendi imkanlarıyla çözülüyordu.ezelden beri en basit çözüm yolu olarak dünyanın birçok yerinde itlaf seçilmiştir.hayvan takıntılı aktivistlerin lobi faaliyetlerinden ötürü belediyeler, sorun haline dönüşen hayvanlar hususunda herhangi bir sorumluluk almaktan kaçınıyor.çünkü ruh sağlığı yerinde olmayan bir güruhla karşı karşıyayız; başıboş hayvanların nüfus kontrolünün sağlanmaması halk ve hayvan sağlığı açısından tehlike oluşturur, bunun için de başıboş hayvan nüfusu gerekirse itlaf çalışmaları yoluyla kontrol altında tutulmalıdır denildiğinde sosyal medyada hayvan kasabı, hayvan katili, hayvan düşmanı gibi yaftalar yemeniz an meselesi.

Covidinden aidsine, kuduzundan sıtmasına, şarbonundan brusellasına, çiçeğinden şapına, kırım kongosundan sarsına, mersinden tüberkülozuna insanlığın pençesinde boğuştuğu ve birçoğuna karşı halen etkin bir korunma yolu geliştiremediği hastalıkların kaynağı hayvanlardır.yeni hayvan hakları kanununun halk ve hayvan sağlığı konusunda herhangi bir kaygı gütmeden, sadece hayvan takıntılı lobicilerin manipülasyonlarıyla hazırlandığı belli oluyor.bu manipülatörlere hayvansever diyemiyorum zira herhangi bir canlıyı tabiatından koparıp esir etmek, bağımlı yaşamaya mahkum etmek falan iyilikten değil kötülükten ortaya çıkar.

Bugün kadın gördüm markette kucağında köpeğiyle dolaşıyor.dolaşırken onu öpüyor, seviyor falan...yahu köpek diye bir tür var, bu tür vahşi doğada avlanarak hayatta kalma yetisine sahip, doğa koşullarındaki birçok hastalığa karşı bağışıklığı en üst seviyede, doğal şartlar sayesinde doğal ortamdaki nüfus kontrolü mükemmel oranda ama insan denen başka bir tür yüzünden ne doğal kabiliyetleri kalmış, ne doğallığı kalmış, saçmasapan bir türe dönüşmüş.yahu köpek denilen türün markette bir insanın kucağında gezmek gibi bir ihtiyacı olabilir mi?

Bilemiyorum altan yazdıkça yazılır da burada keseceğim.

Ne diploması şeyi yahu

Yeteri kadar paran varsa insan öldürüyorsun, cümle alem bunu biliyor, hakkında ifşa videoları yayınlanıyor ama yine de bırakın hüküm giymeyi, hapis cezasını falan hakkında bir soruşturma bile açılmıyor

İnsan öldürmekten daha büyük bir suç var mı?

Büyük ihtimalle kobay olmayı tercih etmiyordur

Aşı üreticilerinin ölüm dahil onlarca yan etkiye karşı sorumluluk reddini içeren sözleşmeyi imzalayıp da bu riskli işlemi göze alacak kadar pandemiden korkmuyordur

Ölüm yaşı ortalaması 75 olan bir pandeminin epidemiyoloji bilimi adına pek de kayda değer bir olay olmadığını biliyordur

Belki Türkiye'de viroloji dersi gören nadir kişilerden biridir, bazı virüslerle aşı yoluyla mücadele etmenin zorluklarına vakıftır

Belki sık sık mutasyona uğrayan influenza virüsleri gibi covid-19 virüsünen de sık sık mutasyona uğradığını bildiği için şimdi olacağı aşılara ömür boyu devam etmezse herhangi bir işe yaramayacağını biliyordur

Belki dünyada deney hayvanlarıyla ilgilenen nadir kişilerden biridir, faz aşamalarını yakınen bilen ve faz aşamalarını tamamlamayan bu aşı adaylarının uygulanması için yapılan zorlamalara anlam veremiyordur falan, sebebi çok olabilir

Ama iddiam odur ki büyük bir kısmı aşı olanlara nazaran daha cahil değil daha çok araştıran, öğrenmeye açık kişilerdir.

Eskiden mektepli az alaylı çoktu, şimdi alaylı az mektepli çok

Eskiden diploma değerli zanaat değersizdi, şimdi diploma değersiz zanaat değerli

Eskiden maaşlı iş değerli kendi işin değersizdi, şimdi maaşlı iş değersiz kendi işin değerli

Zamanın ruhu derler buna, devran dönüyor.

Tanrıya inanan kişi olmak kolaydır, mesele tanrının inandığı kişi olmakta.