Türkiye'nin memur portalı

Köleleri(bordrolu çalışanları) kontrol altında tutmak için efendiler(veya yönetme kudretine sahip her türlü statüdeki insanlar) tarafından icat edilen yönetim biçimi.

Halkların, yönetilenlerin, kölelerin refahı için değil efendilerin refahı ve geleceğinin garanti altında olması için uygulanan yönetim biçimi.

Dünyadaki pazarları ele geçirme itemi. Büyük balığın küçük balığı yemek için çıktığı av.

Küresel ısınma bahanesiyle pazardan ufak ufak pay alan küçük yatırımcılar saf dışı bırakılmaya çalışılıyor. Az çok kendini belli etmeye başladı bu durum. Otomotiv, bilişim/teknoloji, Kozmetik vs aklınıza gelebilecek bir çok alanda "doğa dostu" olduğu iddia edilen normlara uygun olmayan ürünler pazardan afaroz ediliyor. "Doğa dostu" dedikleri şey de dev firmaların bütçeleriyle gerçekleştirebileceği, küçük firmalarınsa kısıtlı bütçeleriyle gerçkeleştiremeyeceği her türlü inovasyon.

Bir otomobil mi üretmeye karar verdiniz, üreteceğiniz otomobilin emisyon değeri illa devasa otomotiv markalarının ki kadar olacak. Yoksa? Yoksa üretim yapamazsın, yasalarla çoktan önün kesilmiştir. 100 yıllık otomotiv markalarının ulaştığı teknolojiye sahip değilsen üretim yapamazsın. Ya da elektrikli otomobil gibi sistemin bug'ını bulman lazım.

Bunun gibi durumlar bazı sektörlerde aşırı hissedilir şekilde yaşanıyor.

öyle işte...

Covid-19 bittikten sonra insanlığın başına bela olacak suni krizdir

https://i.hizliresim.com/0EMhU2.png

Linkte paylaştığım karikatür Nisan 2020 tarihli. Karikatürde dünya ve bir virüs boks ringinde mücadele ediyor, dünya virüsü yeniyor.maçın adın ön hazırlık maçı. Kenarda daha azılı bir rakip olarak iklim değişikliği bekliyor.yüklediğim karikatürde zati alilerini işaretledim.

Bu karikatür kapitallere hitap eden the economist dergisinden. Henüz daha covid-19 için etkin bir tedavi yöntemi bile geliştirilmiş değilken Nisan ayında virüsün yakında etkisiz hale geleceğini bilen birileri var. Öyle işte...

https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/soner-yalcin/algi-diktatorlugu-6141410/

önce linki koyuyorum, devamında kişisel yorumlarım olacağı için istemeyen okumasın.

aramızda covid-19'la ilgili şeyleri kayıtsız şartsız kabullenmeyip de sorgulayanlar vardır diye açtım bu başlığı. tabi büyük bir kısım insan tarafından meczup ya da daha komiği cahil yaftası yeme pahasına...

2020 nisan ya da mayıs ayında lab'ıma ziyarete gelen iki meslektaşımla covid-19 üzerine kısa bir tartışma yaşayıp covid-19'un finansal ayar verme operasyonu olabileceği üzerine kuvvetli fikir birliğine varmıştık. tabi o zaman covid-19 'la ilgili kısıtlı bilgi ve veri vardı. tesadüftür ki benim çalıştığım kurumda ülke genelinde covid-19'la ilgili en ciddi istatistiklere(ülkede kaç kişi covid-19, hastalığa yakalananlarda ölüm oranı, ölenlerin yaş ortalaması, genel ölümler içinde covid-19 ölümlerin oranı vs) ulaşılan tanılama çalışması yapıldı. az önce bahsettiğim meslektaşım da ercüment ovalı'nın çalışmalarını bilimsel normlara uygunluğu konusunda bizzat denetleyen kişidir, hani hatırlarsanız 14 gün boyunca kapanıp çalışmışlardır da o laboratuvara 14 gün kimse girememişti, işte oraya elini kolunu sallayarak girip çalışmayı durdurma yetkinliğine sahip biri bu arkadaş. sonradan yine daha geniş gruplarda yaşanan tartışmalarda bir kısım arkadaşların covid-19'un gripten az hallice bir hastalık olduğu kanısında olan pek çok arkadaşla(virüsler konusunda yeterli bilgi ve yetkinliğe sahip kişiler) karşılaştım.

soner yalçın sürekli takip ettiğim biri değildir ama bu yazısındaki yaklaşımına tamamen katılıyorum. ama katılanlar olsa da sonuç değişecek değil. halklar kontrol altına alındı,on kazananlarsa kontrolü ele geçirenler oldu, yapılacak birşey yok.

şu da bonus olsun

"mutlak itaatin sağlanması için mantıksızlığın normalleşmesi gerekir. yeni normali dayatan pandemi saçmalığı bunun için var. ne kadar itaat edersen o kadar güdülürsün."

https://twitter.com/hyardimcioglu/status/1329074984094892033?s=09

Tanrıya inanan kişi olmak kolaydır, mesele tanrının inandığı kişi olmakta.