Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

testosteronn

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

914 entry 140 konu 25 puan
01.05.2024 19:23 son işlem tarihi takip etme takip et

sessiz kalmak

konuşmayı daha doğrusu hatipliği bilmemekle alakalı olabilir, boş konuşmayı sevmemekle alakalı olabilir

ben susarım, çok konuşmam, susmayı konuşmaktan çok daha iyi bilirim ve tavsiye de edebilirim

insan eğer potansiyel taşıyorsa, nitelik sahibiyse, içinde bulunduğu toplumun "saygınlık" yargılarını karşılıyorsa layık olduğu rağbeti sussa da görüyor.

hasan can kaya armağan çağlayana çıkmıştı, güzel bir tespitte bulundu; varoştayken dünyanın en sanatsal heykelini yapsanız kimse saygı duymaz ama o heykelden para kazandıysanız size de heykelinize de herkes saygı duyar minvalinde bir tespitti.

içinde bulunduğunuz toplumun hayal ettiği şeylere sahipseniz size saygı duymaları için susmanız yeterli.hatta öyle ki, konuştukça zihinlerdeki ulaşılmazlık imgeleri ve esrarengizlik normalize edilir ve aslında hakettiğiniz saygınlığı da göremezsiniz.

susunca içimdekini göremeyen kabuğuma bakıp saygı duyar.

bense çevredekilerden ziyade içimdeki cevheri nasıl zenginleştirebileceğime odaklıyım.

Sessiz kalmak iyidir, düşünmeye vakit olur

01.05.2024 19:23
  1. kötü insanların ortak özellikleri

    'Kötü insan' olduklarını düşünmüyor olmaları, tıpkı bizim gibi.

     
  2. afad

    İzmir depreminde enkazdan çıkarılan ayda bebeğin sedyesini ambulansa kadar oluşturulan insan koridoruna teslim ederek güvenle ambulansa ulaşmasını sağlamak yerine, yoğun mücadele ve kavgalar vererek ambulansa kadar kendileri taşıyan ve kameralara sedyeyle poz verme şerefine nail olan ekip.

    Kurtarılma anında aralarında şöyle konuşmalar olması muhtemel;

    -şşşt kanka ölü çıkarsa fazla şeetme de canlı çıkarsa ayık ol, sedyeyi kimseye teslim etmeyelim, ambulansın orada kameralar var ha.

    Kahraman olarak gördüğümüz kişilerin bile ahlaki düzeyi bu iken ne söyleyelim, kime dert yanalım.

    https://youtu.be/VcsneKlTHzY

     
  3. Ayda bebeğin sedyesini taşımak için çıkan kavga

    ayda izmir depreminde göçük altından canlı kurtarılan, bebek denilenebilecek yaşta bir kız çocuğu. kurtarılana kadar enkaz altında yaşam mücadelesi verdi. annesi mutfakta yemek hazırlarken o da annesinin yanında oyun oynuyordu belki. annesi yanı başında öldü, o farkında bile değildi. belki kadıncağız ölmeden önce kızına telkin verebilme imkanı buldu ve ölmeden önce kızını motive etti ve bu sayede ayda bebek hayata tutunma gücü buldu, bilemiyoruz. ancak ayda annesinin öldüğünün farkında değildi, kurtarılmayı beklerken aldığı kötü kokuların mefta annesinden geldiğini bilmiyordu zira kurtarıldığında köfte falan değil, yaşıyor sandığı ve enkaz altında kalan annesinin olduğu tarafa bakarak annesini çağırıyordu. ayda ölüm kalım savaşı verdi ve artık annesi yok.

    peki ayda kurtarılınca dışarıda yaşadıkları dikkatinizi çekti mi? kameralara elinde sedyeye çıkarak prim yapmaya çalışan arama kurtarma ekipleri tarafından yağmalandı. bu zihniyete yorum da yapamıyorum ki... buyrun link, yorumu kendiniz yapın

    https://youtu.be/VcsneKlTHzY

     
  4. esnek çalışma

    çağ değişimi yaşıyoruz. 'çalışma modelleri değişecek' konulu makalelerin içinde yazan şeylerin gerçekleştiği günleri yaşıyoruz.

    alım gücümüzün ne denli düştüğünü ve ne kadar hızla düşmeye devam ettiğini anlatmaya hacet var mı? oyu bizlerle denk olan, herhangi bir ticari faaliyet falan da yapmayan 'dağdaki çoban' bile rahatsız bu devalüasyonik durumdan.

    Ekonomik sıkışma durmayacak, devamı var ve geliyor, aynı tempoda devam ediyor. yakında bordrolu çalışanlar geçinemez hale gelecek. 'olur mu öyle şey, ben maddi olarak gayet rahatım, her geçen gün refahım artıyor' diyen varsa kendini belli etsin de alnını karşılayalım hemen. geçen seneye göre alım gücümüz zaten yaklaşık %30 civarında(kişisel hesaplamadır) azaldı. Pek yakında maaşlarımız için zamlara ihtiyacımız olacak ve sesimizi yükseltmeye mecbur kalacağız.

    o günler geldiğinde yükselen seslerimizi duyanlar 'zaten yarım çalışıyorsunuz, ama güçlü ekonomimiz sayesinde tam maaş alma imkanına sahipsiniz' diyecekler. Tam diye bize verilen maaşların eskinin yarım maaşından bile daha değersiz olduğunu kimse konuşmuyor olacak.

    rüyaya devam etmek isteyen edebilir, bal gibi distopyanın içindeyiz.

    Beklenen kış geldi.

     
  5. 03.11.2020 covid-19 önlemleri

    dikkatli, daha dikkatli ve hatta biraz daha dikkatli değerlendirdiğimde bunları pandemi önlemi değil ekonomi önlemi olarak görüyorum.

    eviriyorum, çeviriyorum, sağından bakıyorum, solundan bakıyorum her seferinde bu önlem adı altında uygulanan şeylerin ekonomik önlemler olduğunu görüyorum.

    hele şu özel özel sektör ve kamu çalışanlarına esnek çalışmanın dayatılmasına baktıkça yarın hangi mesai arkadaşımla dönüşüm yaparak çalışmam gerektiği yerine geleceğe dair alabileceğim ekonomik önlemleri düşünüyorum.