Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
testosteronnBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
aracımı satıp türkiyede üretilen modellerden biriyle yenileme kararı almama sebep olan zamdır.
pek yakında sadece gerçekten zenginlerin sıfır araca binebileceğinin habercisidir.
covid balonundan ölenlerin yaş ortalamasının 74.7 olduğunu değiştirmeyecek olan haberdir.
ülkemizde ortalama ölüm yaşı ortalaması 77.1 iken (ömür ortalaması değil ölüm yaşı ortalaması.dikkat!!!)
ölüm yaşı ortalaması 75 olan bir hastalık, hastalık değil olsa olsa balon olur.
malumun ilanıdır.
kapitalizm yıkılırken yerine kurulacak yeni düzenin sancılarının dalgalar halinde gelmesi gayet olağan bir durum.
pandemiler sebep değil sonuç.pek yakın zamanda covid balonunun ciddiyetsizliği anlaşıldığında daha ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağımızı öngörüyorum.mesela muhtemelen yaşanacak olan sosyal depremler, sefalet, işsizlik, yağmalar vs vs vs.
dikkat ettiyseniz küçük bir fragmanı amerikada yaşandı.illa bizde de aynısı yaşanacak demiyorum ama tüm dünya çalkalanmaya devam edecek.
pek yakında güvenlik sorunlarıyla bile karşı karşıya kalabiliriz.öğretmenlerin maaşı göze batarken bu kadar polisin, bekçinin, paralı er ve erbaşın çılgınca teşkilatlandırılması, yeni yeni kolluk kuvveti birimlerinin oluşturulması falan tesadüf değil elbet.polis devletine dönüşüyor olmamız elbette huzursuzluk veriyor ama devlet politikamızı bu açıdan rahatsız edici olarak bulmuyorum, yaklaşan potansiyel tehlikeye karşı hazırlıklar yapıldığı kanısındayım.
1. | semraa-91 | |
2. | alonestyle |
Takip edilen yazar yok. |
Bir topluluğun millet olup olmadığını sorgulamak, modern anlamda ulus kavramını anlamamaktır. Milletler, tarih boyunca birbirlerinden etkilenmiş, karışmış, birlikte var olmuştur. Türkler de tarih boyunca Farslardan, Araplardan, Kürtlerden etkilenmiştir; bu durum Türklerin millet olma özelliğini sorgulatmaz, aksine onların tarihsel zenginliğini gösterir. Aynı şekilde Kürtlerin, bulundukları coğrafyada çeşitli kültürlerle etkileşim içinde olması, onların millet olma hakkını elinden almaz.
Fransız Devrimi'nin "kardeşlik" anlayışı bize önemli bir ders verir: Bir milletin gücü, parçalarını bir arada tutan dayanışmadan gelir. Türklerle Kürtler arasında bin yıllara dayanan ortak bir tarih, kültür ve mücadele vardır. Bu topraklar, Türklerin ve Kürtlerin omuz omuza savaştığı; aynı toprağa can verdiği bir vatan olmuştur. Kürtlerin kimliğini inkâr etmek, aslında bu ortak tarihe ihanet etmektir. Kardeşliği reddetmek, sadece yabancıların ekmeğine yağ sürer.
Evet, dış güçlerin bu coğrafyada oynadığı oyunlar aşikârdır. Ancak bu oyunları bozmanın yolu, halkları birbirine düşman etmek değil; tam tersine, ortak bir gelecek inşa etmektir. Kürtleri "yok" saymak, onları yabancı ideolojilere daha da yakınlaştırır. Bölgenin huzuru, Türklerin ve Kürtlerin eşit birer yurttaş olarak, aynı çatı altında, ortak bir vatan için çalışmasından geçer.
Bir milletin varlığı, inşa ettiği taş yapılarla değil, inşa ettiği insanlarla ölçülür. Kürtler, bu coğrafyada binlerce yıldır var olmuş bir halktır ve bu halkı yok saymaya çalışan her ideoloji, bölgenin huzurunu dinamitlemekten başka bir işe yaramaz. Türkler ve Kürtler, kaderlerini ortak yazmıştır; bu ortaklık, bir milletin yükselişi için düşmanlık değil kardeşlik gerektirir. Bir ulusun büyüklüğü, kimseyi küçültmeden bir arada yaşama iradesinde saklıdır
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2025 MN Yazılım |