Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Lanet

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

654 entry 157 konu hiç puanı yok
23.02.2024 22:58 son işlem tarihi takip etme takip et

yol

yol yakınken dön dedikleri her yolun ortasında kaldım. ne geriye dönebildim ne de bir yere çıkarttı beni adımlarım. ve nihayet varmaktan ziyâde yolda olmayı sevdiğimi fark ettim, hiçbir yere çıkmasa da o yol. zaten yol bir yere çıksa ne yaparım onu da bilmiyorum. tek bildiğim yabancılık çekeceğim. aitliğim yola ve muallak kalmaya sanırım. acısını çekip yabancılığını çekmiyorum.

zamanın kudretli padişahı ıv. murad demiş ya hani;

'' bağdat'ı almaya çalışmak, bağdat'ın kendisinden güzel '' diye, işte tam olarak böyle.

bazen yolda fark ediyorum;

her şeyi görebilecek gözlerim var fakat görmeye değer bir şeyim yok. her şeyi ifade edebilecek sözlerim var fakat konuşacak kimsem yok. her yere gidebilecek ayaklarım var fakat gidecek bir yerim yok. özgürlük diye bir yalnızlık var elimde, onu da gökyüzü zannıyla bir kafeste uçuruyorum.

bazen de yol diye kuyuda olduğumu fark ediyorum. üstelik kuyuya hem kendimi atıyorum hem de kendime ağlıyorum. yani hem yakub oluyorum hem yusuf.. ne dualarımın tesiri var üzerime ne de gözyaşlarımın teskin ediciliği..

bu yolda en son kimi ve neyi özledim hatırlamıyorum. sanırım özlemeyi unuttum! en sevdiğim park neresiydi, çocukluğum nerede geçti anımsamıyorum. sanırım yaşadığım şehri de unuttum.. bana kim iyi gelirdi, içimi kime dökerdim bilmiyorum. geçtiğim yerlere bi parça acımı bırakıyorum belki tanıyan, hisseden olur da beni bulur diye fakat nafile çaba olduğunu anlamak çok sürmüyor.

şair beyhude söylememiş;

her doğan günün bir dert olduğunu insan bu yaşa gelince anlarmış, diye.

velhasıl yolun yarısını yola çıkmadan geçtim, diğer yarısı ise benden geçti.

şimdi, keçiyi yârdan uçuran bi tutam ot, insanı hayatta tutan bi parça umut diye terennüm ediyorum. bu yol ya yârdan uçuracak beni ya da bi parça umuda tutunduracak. bakalım n'olacak.

bana bir yol gerek, hiçbir yere çıkmayan,

bir de şehir, evim barkım olmayan.

her şeye herkese yabancı kalmalıyım.

bana bir ölüm gerek, sabah olmadan

bir de mezar, üzerine güneş doğmayan.

10.01.2024 23:38
  1. varoluşsal kaygı

    ne paragraf başlatacak hünerimiz var ne de paragraf sonlandıracak nokta cüretimiz.

    satır aralarında istikâmetini arayan pejmürde cümleleriz.

     
  2. cemil süleyman

    fecr-i ati topluluğunun kurucularından.

    dul bir kadının psikolojisini başarıyla aksettirmesiyle, yayımlandığı tarihlerde çok meşhur olmuş romanı '' siyah gözler '' en güzel eseri olarak kabul edilir. 1. dünya savaşında görevli bulunur ve döndükten sonra üslubu değişir ve bunu kendisi şöyle ifade eder,

    '' büyük harpte, bir lisan inkilabı oldu. dikkat ediyorum, hiç kimse farkında değil. fa-kat bu inkılabı askerler yaptı; edipler, muharrirler değil. bütün dünya, birbiri arkasına sıra sıra dizilmiş terkiplerle, başı ve sonu belli olmayan uzun cümleler yapmaya uğraşırken, işitilmemiş arapça ve acemce kelimeler bulmak için lügat kitaplarını karıştırırken, ordu, kısa ve keskin cümlelerle en çetin mevzuları vuzuhla ifade ediyor. bir kolordu kumandanına emir yazarken neferin anlayacağı lisanı kullanıyordu. çok az zaman içinde bir ordu edebiyatı vücuda geldi; gençlik, özdilini o ocakta öğrendi; yurt sevgisini, milliyet duygusunu, o kaynaktan aldı; geride kalanlara aşıladı. benim, bizzat kendimin, tanin'den, servet-i fünun'dan sonraki lisanımın, üslübu-mun doğduğu yer itiraf ederim ki o ocaktır. ''

     
  3. aşkı anlatan en iyi replik

    zamanla unuturum ve sen de herkes gibi olursun sandım.

    +olmadı mı?

    -oldu. herkes sen gibi oldu.. nereye baksam her köşebaşında sen varsın..

     
  4. tarihteki muazzam cevaplar vs tartışmalar

    kanuni, çok sevdiği şair baki'yi ufak bir hatası nedeniyle bursa'ya sürer. fermanı da bi şiirle bildirir.

    bâkî bed

    bursa'aya red

    nefy-i ebed

    azm-i bülend

    (huyu kötü olan bâkî'yi bursa'ya sürdüm. orada kalsın. yüksek kararım budur.)

    bu ferman üzerine baki pek hüzünlenir ve padişah'a bi dörtlük yazar ve yeniden teveccühünü kazanır.

    n'ola kim nefy-i ebed azm-i bülend oldunsa ey bâkî

    bilesin ki cihân mülkü değil süleymân'a bâkî

    şahâ! azminde isbât-ı tehevvür eyledin ammâ

    buna çarh-ı felek derler, ne sen bâkî ne ben bâkî

    (ey padişahım! kararınızda celâliniz, gazabınız pek sarih biçimde görülüyor amma!

    unutmayın ki bu dünya geçicidir, bana kalmadığı gibi size de kalmaz.)

     
  5. tarihteki muazzam cevaplar vs tartışmalar

    fatih sultan mehmed'in iki oğlu bayezıd, cem sultan.

    fatih öldükten sonra aralarında malum taht kavgası başlar ve uzunca bi sürede devam eder, nihayet bayezid tahta oturur fakat cem sultan tahtın peşini bırakmaz epey mücadele verir. bu sırada cem sultan hacca gidip döndükten sonra da saltanat davasını güdünce bayezid ona,

    çün rûz-ı ezel kısmet olınmış bize devlet

    takdire rıza vermeyesin buna sebeb ne?

    haccü'l-haremeynem diyüben da'vi kılursın

    bu saltanat-ı dünye içün bunca taleb ne?

    '' ezelden kısmet olmuş bize devlet, rıza göstermeyişine sebep ne?

    hacıyım diye övünüyorsun, dünya saltanatına bu talep niye? ''

    diyerek gönderme yapmıştır.

    cem sultan da kardeşi bayazıd'a

    sen bister-i gülde yatasın şevk ile handan

    cem hecrile bâlin edine hârı sebeb ne ?

    " sen gül yastıklarda coşku içinde mutlu bir şekilde gününü geçiriyorsun.

    cem'in ayrılıkla dikeni yastık edinmesine sebep ne? ''

    diyerek, aynı vezin ve kafiyede bir beyit göndermiştir.