1 2 3 4 5 6 7 8

Lanet

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

696 entry 164 konu hiç puanı yok
13.01.2025 15:02 son işlem tarihi takip etme takip et

lanet

bazı bağlar kan bağından daha güçlü olabiliyor gökçencim ve yine bazı mesafeler de uzak-yakın fark etmeksizin ölçü birimlerinden azade kılınabiliyor. teşekkür ederim bu samimi cümlelerin için, mutlu oldum:) her zaman hatrın da kahrın da benim için baş üstünde.

01.10.2024 20:52
  1. mektup yazmak

    mektup kendi kelimesi içinde bir gizem, bir özlem, bir ukde barındırıyor. kokusu, rengi, mürekkebi ile her şeyi bir başka olan, aidiyet hissi veren, el yazısı okumanın zevkini iliklerine dek tattıran, yazarken kalemin duygu akışına göre yer yer titremesi ile farkında olmadan satırlara dökülen mimikler.

    bazen omuzların taşıyamadığı yükü taşır mektup, öyle kuvvetlidir. bazen de ayakların gidemediği en uzun mesafeleri kısaltır. visal'in arzusunu, muhatabına pek derinden hissettirir. zamanı geri getirme, zamana geri götürme hususunda da pek hünerlidir. bir nevi zaman makinası dersek yanılmış olmayız sanırım.

    mektup modern çağın hiçbir zaman gerisinde kalmadığı gibi hiçbir vakit de ağırlığından bir şey kaybetmeyecek bana göre. eskisi gibi sık kullanılmaması onun değerini daha da arttırdığı kanaatindeyim. kime olduğuna bakmaksızın insan yazmak istiyor bazen ve yine kimden olduğuna bakmaksızın almak, okumak istiyor.

    bu hızlı, soluksuzca tüketilen duygu ve duygu geçişleri içinde elemin, neşenin sadece beğenilme kaygısı ile kurgu pespayeliğine uğramasının canımızı sıkmasından mütevellit mektup yazmak ve okumak hissiyatı oluşuyor bazen. onun samimiyetini çok eskiden tanıyor ve biliyoruz zira.

    son olarak derler ki; el-mürâsele nısfü-l muvâsala ( mektuplaşmak kavuşmanın yarısıdır )

     
  2. Vaka i Hayriye

    nasıl okudun bravo:) hoş akıcı bir üslubum var:p tarihi böyle anlattılar da öğrenmedik mi:)

     
  3. Vaka i Hayriye

    ıı. mahmud çok minnoş bir padişah imiş, amcası selim'in çocuğu olmadığından onun üzerine titremiş, her türlü eğitimi almasını sağlamış.

    minnoşluk da bi yere kadar de mi, yeniçeriler amcası selim'i atası osman'ı ( genç) yine kendisinin hayatını kurtaran ve padişah olmasını sağlayan alemdar mustafa'yı katletmişler, adamın da canına tak etmiş, gemileri yakmış.

    önce, ocağın içine kendi adamlarını yetkili olarak yerleştirmeye başlamış,adamları ocaktaki işe yaramazları üçer beşer tasfiye etmiş. yine yeniçeri ocağını halk nezdinde itibarsızlaştırıp, halkın desteğini almaya çalışmış ve başarmış da bunu.

    mahmud padişahımız bu ve buna benzer planlarını adeta bir örümcek ağı titizliği ile örmüş. en son ekşinci ocağı isimli birlik kurmuş, sonra yakmış sigarasını yeniçerilerin isyan etmesini beklemiş.

    nihayet yeniçeriler isyana başlamış ama hesaba katmadıkları mahmud'un 18 yıldır hazırlandığı..

    padişah ekşinci ocağını, topçuları, lağımcıları çoktan kendine bağlamış hazır olmalarını emretmiş, halkı da yanına çekmek için sancak-ı şerifi çıkartmış ve balkona çıkıp, buradan halkımı sokaklara davet ediyorum tarzında bir konuşma gerçekleştirmiş.

    sancak-ı şerif, peygamberimizin sancağı olduğu için halk nezdinde kutsal, kabul görmüş.

    artık her şey hazır, padişah sefere çıkar gibi giyinmiş, kılıç kuşanmış.. kolay mı 18 yılın intikamı.. yeniçeriler saraya doğru yürürken padişaha bağlı birlikler yeniçerilerin hem arkasından hem önünden yola koyulup araya almışlar.

    yeniçeriler şok tabi, hemen kışlalarına dönüp kapıları kapamışlar.

    topçular, lağımcılar başlamışlar kışlayı vurmaya.. cesetler havada uçmaya başlıyor, topun düştüğü yer cehennem. nihayet kapılar açılıyor ve tam bir kıyım başlıyor. halk ve ekşinci ocağı içeri giriyor, ne var ne yok kılıçtan geçiriyor. zor bela canını kurtaranlar ise yargılanmak üzere toplanıyor ve idam ediliyorlar..idamlar o kadar çok ki cuma - cumartesi 2 gün boyunca devam ediyor. cesetler gömmek de yok, mahmudcum marmara denize atılmalarını emrediyor, marmara'nın kıyı şeritleri kızıla dönüyor.

    bu olayda ölenlerin, öldürülenlerin sayısı on binlerle ifade ediliyor.

    yeniçerileri ortadan kaldıran mahmud, atası genç osman'ın, amcası selim'in, alemdar abisi'nin intikamını da almış oluyor ve devletin de nihayet yapacağı yenilikler için önünü açıyor..

     
  4. özlemek

    bazen öyle özlersin ki;

    hani onu göreni görmek dahi seni mutlu eder.

    karşılaşacak tesadüfün yoktur fakat geçtiği yerden geçmek dahi seni mutlu eder.

    dinlediği müziği dinlemek, izlediği filmi izlemek.. onun izinin olduğu yerlerde dolaşmak seni mutlu eder.

    hani küçükken resim dersinde çizdiğimiz evlerin yaz-kış bacası tüterdi ya; ha işte öylesine tüter burnunda, zaman-mekan fark etmeksizin.

     
  5. geceye nahif bir beddua bırak

    seni bulan sevinmesin, kaybeden üzülmesin.

     

 

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri veya çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.
Tamam