nereden başlasak, nerede bitirsek sözü bilemiyorum. çok üzgünüm çok. on dokuz yaşında pırıl pırıl bir genç, bu vatanın genci. hissiyatlar içerisinde, insanı en çok yoran; kendini ait hissetmediğin bir yere tıkılıp kalmaktır bana göre.. bu gencimiz oraya alışır düşüncesiyle ( eski kafa ) birtakım mecburiyetlerle başbaşa bırakılıyor. alışmaktan ziyade katlanmak mülküne kim tahammül edebilmiş ki, 19 yaşındaki bir genç edebilsin. bırakın kardeşim dini de hayatı da kendi öğrensin, aile olarak senin verip verebileceğin en büyük olgu, ahlaktır, insanlıktır, vicdandır. din senin dışarıdan sıcak su dökmenle olacak iş değil, o suyun içeride kaynaması gerekir. hadi tüm bunları geçtim ( !) peki vefatının ardından babasının açıklamalarına ne demeli? diyeceğim tek şey, ey babası, o çocuk intihar ettiğinde ölmedi, senin, cenazesini gördüğünde yaptığın açıklamalardan sonra öldü.