Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Lanet

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

654 entry 157 konu hiç puanı yok
23.02.2024 22:58 son işlem tarihi takip etme takip et

röportaj serisi

pozitif yorumlarınız için de ayrıca teşekkür ediyorum.

15.01.2024 22:40
  1. hiçbir yere ait olmama hissi

    nereye gitsem '' buraya ait değilim '' hissi,

    kendi hayatımın yüküyüm sanki.

     
  2. ahmed midhat efendi

    istanbul doğumlu, tanzimat dönemi yazarı.

    halkı eğitmek, onlara bir şeyler öğretmek uğrunda ömür harcamıştır. sayısız eseri vardır fakat çoğu sanat yönünden zayıf olsa da içerik ve amaç olarak oldukça yüksek mevkiidir. zira o kendini halka adamış bir sanatçıdır.

    kendi sözleriyle kendi entry'sini girsin bence bu mümtaz şahsiyet.

    '' ben edebi sayılacak hiçbir eser yazmadım.

    Çünkü benim eserlerimin çoğunu yazdığım sıralarda, memlekette edebiyattan anlamayanlar nüfüsumuzun bila-mübalağa yüzde doksan dokuzunu teşkil ediyordu.

    Benim emelim de ekseriyete hitap etmek, onların dertlerine tercüman olmağa çalışmaktı.

    Zaten edebiyat yapmağa ne vaktim, ne de kalemim müsait değildi.

    Edebiyatı Hamitlere, Ekremlere, yani erbabına bıraktım. Fakat ne yalan söyleyeyim, eğer elimde olsaydı, onları da o devirde edebiyat yapmaktan men ederdim.

    Çünkü bence, nüfusun yüzde doksan dokuzu koyu cehaletten tamamiyle kurtulamamış olan bir memlekette, henüz en aydınlık ve basit fikirleri bile sökemeyen kimselere edebi eser vermek, karnını doyuramamış bir kimseye meyve ikram etmek kadar garip bir hareketti.''

     
  3. şinasi

    ibrahim şinasi

    istanbul doğumlu (1826) tanzimat birinci kuşak dönemi yazarı.

    Yeni Türk edebiyatının oluşumunda ve edebiyatın Batılı bir yüz oluşumunda öncü sanatçıdır. İlklerin sanatçısı da diyebiliriz. tam bir dava adamıdır İbrahim Şinasi.

    Şiire yeni ve değişik kelimeleri, kavramları ve temaları sokmuştur. divan edebiyatının ağır dili şinasi'de sadeleştirmiş, konuşma diline yaklaştırılmıştır. Onun başlatmış olduğu yenilik, kendisinden sonra gelen şair ve yazarlar tarafından genişletilerek sürdürülmüştür. ( namık kemal, ziya paşa vs)

     
  4. divan edebiyatından bir beyit bırak

    kanuni, çok sevdiği şair baki'yi bursa'ya sürer. fermanı da bir şiirle bildirir.

    bâkî bed

    bursa'aya red

    nefy-i ebed

    azm-i bülend

    (huyu kötü olan bâkî'yi bursa'ya sürdüm. orada kalsın. yüksek kararım budur.)

    bu ferman üzerine baki de padişah'a bi dörtlük yazar ve yeniden teveccühünü kazanır.

    n'ola kim nefy-i ebed azm-i bülend oldunsa ey bâkî

    bilesin ki cihân mülkü değil süleymân'a bâkî

    şahâ! azminde isbât-ı tehevvür eyledin ammâ

    buna çarh-ı felek derler, ne sen bâkî ne ben bâkî

    (ey padişahım! kararınızda celâliniz, gazabınız pek sarih biçimde görülüyor amma!

    unutmayın ki bu dünya geçicidir, bana kalmadığı gibi size de kalmaz.)

     
  5. bir kelime olsaydın

    ben hiç şüphesiz ''ukde'' olurdum.