Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Lanet

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

654 entry 157 konu hiç puanı yok
23.02.2024 22:58 son işlem tarihi takip etme takip et

röportaj serisi

olabilir belma hanım, neden olmasın.

28.01.2024 22:41
  1. zati

    16. yüzyıl divan şairlerindendir.

    Şiirlerinde daha çok rindliği ön plana çıkan Zati hakkında Tezkirecilerin çoğu, onun Necati'den sonra şairlere yol açacak büyük bir sanatkar olduğunu söyleyerek ismini fazla duyuramamasını mevki hırsının bulunmayışına ve sağırlığına bağlar.

    ömrünün son dönemlerinde beyazıtta remelci dükkanı açar, bu dükkan zamanla genç şairlerin uğrak yeri olur, burada şiirlerini zati'ye sunarlar, ona beğendirmeye çalışırlar.

    genç şairler dediğime bakmayın, bunlar taşlıcalı yahya, hayali, galatalı kudsi ve baki gibi üstadlardır.

    tüm bu büyük şairlerin hocasıdır.

    Tanzimat dönemi şairlerinden Ziya Paşa, Zati'yi Divan şiirimizin temel taşlarından biri sayarak, şunları söylemiştir:

    Eslafdan Ahmed ü Necati

    avare vü dil-şikeste Zati

    Türki sühana temel komışlar

    Gerçi temeli güzel komışlar.

    Zati, çağının orijinal şairidir. Onu orijinal kılan da mana ve hayalinin genişliğidir.

    Daha önce görülmemiş manaları, kendine mahsus duyulmamış hayalleri sanatlarla süsleyip, sunma başarısını göstermiştir.

    aametin ey bostan-ı la mekan pirayesi

    Evvelü ahir nazirin yok senin zatın dürür

    Nurdan bir sevdir düşmez zemine sayesi

    Hatm-ı cümle enbiya kevn ü mekanın vayesi

    Yusuf'u gerçi görenler ellerini kestiler

    ahiret pazarına vardıkda eyler faide

    Gün yüzün gördü senin şakk oldu ayın ayesi

    Nakd-i aşkındır anın ki server-i sermayesi

    Menzilin tir-i dua-veş mavera-yi nüh-sipihr

    Bağ-ı cennetde ümidi bü-dürür ki ''Zati''nin

    Kadrinin arş-ı mualladan mualla payesi

    Cümle mü'minlerle ol server ola hem-sayesi.

     
  2. Gülten akın

    Şiirlerimde ezilenleri, çocukları, kadınları, ekmek parası için göçmek zorunda kalıp yolda telef olanları, evleri, kentleri, doğayı insanı ve hayatı anlattım der. Gülten Akın ilk dönem şiirlerinde daha bireysel, daha sonraki şiirlerinde ise toplumsal yönü ön plana çıkar. 1956'da üniversite yıllarında tanıştığı, yarım asrı geçen evlilikleri boyunca büyük bir sevgi ve aşkla bağlı kaldığı Yaşar Cankoçak ile hayatını birleştirir. 1 erkek, 4 kız, 5 çocuğu olur.

    Gülerken yüzün

    Dem çeken bir güvercinin sesini

    İçin için büyüyen çimenleri

    Baharda lunaparkı, bayram yerini

    Ve alışkanlıklar dışında her şeyi

    Gülerken yüzün

    Aşıyor geçmişin acılarını

    Kendini yarına değiştiriyor

    Gülerken yüzün

    Sanki çarmıhını kırmışsın

    Senin ve ardından geleceklerin

    Aylası alnına düşmüş gecenin

    Oturmuş ağlıyor kendisi

    Bunu öyle candan öyle yürekten

    Öyle bir tutkuyla istiyorum ki

    Aklımda hep öyle kalmalısın

     
  3. ani hatun

    Ani Hatun,

    Türk şair ve hattat. 17. yy Divan Şairidir. Gerçek adı Fatma'dır.

    Döneminde '' Hace-i Zenan '' ( Kadınların Hocası ) olarak anılmıştır.

    Şairliğin yanısıra, hattat olarak da ün yapmıştır, öyle ki hattatlığı şairliğini geçtiği de söylenir.

    '' Feramuş itti hayli dem beni yad itmeden kaldı,

    Benim çok sevdigim mahzunu dilşad itmeden kaldı ''

     
  4. zeynep hatun

    Bilinen ilk kadın divan şairidir. asıl adı Zeynü' n Nisa'dır.

    Fatih Sultan Mehmed döneminde yaşamış ve hatta Fatih Sultan Mehmed'e platonik aşık olduğu rivayet edilir. Şairliğinin yanısıra, beste yapabilecek kadar musiki eğitimlidir.

    Keşfet nikabını yeri göğü münevver et

    Bu alem anasırı firdevs-i enver et

    Depret lebini cüşe getir hacz-i kevseri

    Anber saçını çöz bu cinanı muattar et

    Hattın berat verdi saba yeline dedi

    Tez er Hatay'aa Çin'i tamam et müseehhar et

    Yara yolunda aşk ile derdinden ölenin

    Kim der sana ki hecr ile canın mükedder et

    Zeynep çü dost zülfü gibi tarümarsın

    Divane olma şiirini divan ü defter et

    Zeyneb ko meyli zinet-i dunyaya zen gibi

    Merdane var Sade-dil ol terk-i ziver it

     
  5. leyla saz

    Leyla Saz, 1934'te Soyadı Kanunu'nun çıkmasından sonra Saz soyadını almıştır. Bu soyadını almasının nedenini ise, '' Kendimi bildim bileli günüm müziksiz geçmedi '' ifadesiyle açıklamıştır.

    Abdülmecid'den Vahdeddin'e kadar bütün padişahların döneminde yaşadı. Ancak Abdülmecid Sarayı'nda geçen çocukluk dönemi yetişmesinde büyük rol oynamıştır. Sanki ilk duyduğu sesler annesinin ninnisinden sonra sarayın duvarlarında yankılanan saz ve sözlerdir. Nitekim bu çevre onu şiire götürecek ve ilk şiirini ondört yaşında iken yazacaktır. Ancak, besteci yanı şair yanından daha öndedir.

    Leyla Hanım'ın, '' Yaslı gittim şen geldim '' mısrasıyla başlayan marşı bilhassa Cumhuriyetin ilk yıllarında çok beğenilmiş, uzun süre dillerden düşmemiştir. Atatürk'ün de çok sevdiği '' Mani oluyor halimi takrire hicabım '' şarkısının sözleri ve '' Nerdesin, nerde acep gamla bıraktın da beni '' şarkısının bestesi, '' Seni sevda çiçeğim, tac-ı serim '' şarkısının sözleri Leyla Saz'a aittir.