Türkiye'nin memur portalı

Kitap kapakları gibidirler. Bir, iki ya da üç kelimeyle çoy şey anlatabilirler. Ve bu keyifli merak yüzünden iç sayfalarını okumayı istersiniz. Zira çok kitap okuyan kadınlar her zaman hayata dair bir katkı sağlama potansiyelini beraberinde getirirler. Bırakın getirsinler...

te-selya'nın entrysinde görüldüğü üzre, beyinden parmaklara hızlıca sirayet eden "korkuyu beklerken" şeysi.

oğuz atay'ın hikâye şöleninin adı.

korkunun da şöleni olur muymuş? tutunamayanlar'dan tanıdığınız oğuz atay takvim yaprağının boş kısımlarına sadece bir adres yazsa; o bile okunur zevkle...

takip ettiğim bir fotoğrafçının bloğunda kendisi için aynen şu yazıyordu: "oğuz atay'ı çok severim ben. şu gezegenin topraklarını çiğnemiş bir numara insanlardan birisidir. gerçek okur kitlesine öldükten sonra ulaşmış kendisi."

gerçekten de öyle. nice yazarları, şairleri, müzisyenleri, ressamları, mimarları, devlet adamlarını ölümlerinden sonra taçlandırırız millet olarak. neyse...konumuz kitaptı.

irili ufaklı sekiz hikâyeden oluşan kitaba adını bu hikâyelerden biri olan "korkuyu beklerken" isimli hikâye vermiştir.

oğuz atay bizden korku, endişe ve çaresizlik hakkında tüm bildiklerimizi unutmamızı ve bunları bir de o'ndan okumamızı istemiş. o, basit bir şekilde korkuyu ve onun nasıl beklenildiğini eğlenceli ve şaşırtıcı bir üslupla anlatmış.

evet, korkuyu beklerken...yorumlamaya çalıştığım kitabın adı. aslında belki de bir korkuyu bekliyorumdur ve kaçındığım için oğuz atay'ın bu kitabını öneri sürüyorumdur. mümkündür.

yüksek lisans tez konusu olan çorbanın ismi.

literatür sıkıntısı çekileceği için iyi yapan ustalarının teze "kaynak kişi" olarak girme ihtimali pek yüksek.

olası bir replik:

- cemil usta! seni dipnotta görmüşler

+ dipnot ne la!

"yaşayan bilir", "çeken bilir" gibi deyimlerle anlatılmaya çalışılsa da başa gelmeyince bilinmeyen bazı durumlardan biridir (muhtemelen).

(hastaya Allah tez zamanda şifa versin, hasta yakınlarına da bol sabır.)