Türkiye'nin memur portalı

"sazın ulusu" muharrem Ertaş'ın çalıp çığırdığı şu popüler olmamış bozlağın anlattığı hakikattir:

"Şu yalan dünyadan usandım doydum

Elveda eyledim gayri cihana

Aldanıp şeytana, nefsime uydum

Garip bülbül gibi düştüm figana

..."

Evet, hakikatin 'yalan' olan dünya olması da ayrı bir inceliktir.

Dipnot: ilk dörtlüğünü paylaştığım bu şiirin abdal ozanlarının beslendiği kollardan biri olan pir sultan abdal'a ait olduğunu düşünüyorum. Muharrem ertaş derleyip bozlak türküler kervanına katmış olmalı. İyi ki katmış. Ruhu şad olsun.

Bazı lazer yazıcı ve tüm fotokopi makinalarında bulunan kağıt besleme haznesi. Kaset 1, kaset 2 diye adlandırılırlar. Çekmece denildiği de olur.

Günümüzde ilçenin osmanlı teşkilat yapısındaki karşılığıdır.

Kazanın idari yönetim sistemindeki alt ve üst bağlantısı şu şekildedir:

Mezra' < karye (köy) < nahiye (belde) < kazâ < liva/sancak (il) < eyalet/vilayet

Doğu roma'nın hipodrom olarak kullandığı ve at meydanı denilen alana ismini veren câmi'-i şerîf.

Genelde islam sanatının özelde ise câmi' mimarisinin istanbul'a bir başka armağanı olan bu câmi' Selâtîn yani sultanların yaptırdığı [câmi']lerden biridir. Bu nedenle bânisi olan sultan 1. Ahmed'in ismiyle isimlendirilmiştir.

Alt yapılar, üst yapılar, insanlar, hayvanlar yani canlı cansız birçok varlığı içinde barındıran bir yaşam formu.

Biz şehir diyelim, siz kent deyin, başkaları da city. Adı ,cismi, bünyesi ve yeri ne olursa olsun fakat illa ki bir kimliği olsun. Zira kimliksiz şehirler asker kaçağı gibi 'bakaya'dır bu dünyada. Ne kendine faydası vardır bir yaşam kültürü olarak ne de halkına...