Türkiye'nin memur portalı

şubat ayına girmekle birlikte faturasıydı, kirasıydı, kredi kartı ekstresiydi gibi bilumum görevin ocak ayında yerine getirilip getirilmediği konusunda kişinin kendine sorduğu sorudur.

yaptığı bir başka check in ile de aslında olmak istediği yerde bulunan kişilerdir. artık modası geçse bile yine de kullananlara rastladığımız ve yutanların da olduğu bir yöntemdir.

kişilerin kendi insiyatifinde olan bir durum olmakla birlikte sözlükte durgunluğun veya hareketliliğin sebebinin sözlük'ün kendisinin olamayacağını ve aksine bu sonucun yazarların aktifliğine göre belirlendiğini açıklamanın gerekli olduğu konu. ne yani konu açılmıyorsa ''sözlük'' de bu durum benim için önemli deyip kendi kendine konu mu açsın yada entry girilmiyorsa ''sözlük'' de olmuyor böyle hadi üç beş entry gireyim mi desin?

Sözlük'ün aslında ''biz'' olduğunu söylemenin önem arz ettiği konu. evet, sözlük'ü var edecek olan, yaşamasını sağlayacak olan buradaki yazarlardır. biraz düşünelim, burada yazar olmazsa ''sözlük'' tek başına ne ifade edebilir? bizi buraya getiren sözlük olgusudur ancak sözlüğün devamı da bizlerin elindedir, sözlüğün değil.

işçinin ve emekçinin bayramı olarak lanse edilmesine rağmen çoğunlukla ipsizin ve sapsızın kutladığı bayramdır.

gerçi buna karşı da şöyle bir argüman oluşturulabilir:

''nasıl ki kurban bayramında bayramı kurbanlar kutlamıyor ise işçi-emekçi bayramında da bayramı işçi-emekçiler kutlamamalıdır.''

mı acaba?

dünkü Karabük maçında gördüğü kartla Beşiktaş'ta oynamak için sadece Beşiktaş duruşuna ve düzgün karakterli bir yapıya sahip olmanın yeterli olmadığını ispat ederek lig sonunda eğer gerçekten Beşiktaşlı ise takımdan ayrılması gereken ve ayrılırken de bir zahmet uğur boral, mustafa pektemek, İsmail köybaşı, olcay şahan gibi arkadaşlarını da gittiği takıma götürmesi gereken yetenekleri kıt futbolcu.