Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
testosteronnBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Tropizma ve nasti diye lise biyolojide öğretilen hareketler
Tropizma uyaranın yönüne bağlı, nasti uyaran yönünden bağımsız hareketlerdi.
Bu konuda iki teori var
Birincisi; daire kelimesi etimolojik olarak incelendiğinde kelimenin arapça devr kelime kökünden türediği görülüyor.devir, deveran, etrafında dönen anlamlarındaki daire kelimesi buradan türemiş.dilimizde ise daire kelimesi yaygın olarak geometri terimi olarak kullanılan daire, konutları ifade eden daire ve devlet işlerinin görüldüğü daire şeklinde kullanılıyor.dilimizde herhangi bir konuyla alakalı anlamında kullanılan dair kelimesi de Arapça devr kelime kökünden türemiş.bir konunun etrafında dolanıp durmak anlamında dair kelimesi türetilmiş.daire o işle ilgili bölüm anlamında kullanılmış.devlet dairelerinin adı buradan türemiş. saraylarda haremlik dairesi, selamlık dairesi gibi bölümler de yine o işlerle ilgili bölümler anlamında daire kelimesi ile tamlanmış.bir apartmanın bölümleri olan yapılar da buradaki kullanımlarda yola çıkılarak daire olarak dlimize yerleşmiş.
Bir diğer teori ise; yukarıda bahsettiğimiz gibi daire kelimesi bir geometri terimidir ve anlamı içi dolu çember alanı şeklindedir.yaşadıpıkız evlere de içi dolu alan anlamında daire denmiş.
İki teori de mantıklı, saçma olan şey ise dikdörtgenler prizması şeklinde olan evlemizin bir şekilde de olsa adının daire olarak dilimize yerleşmesi.
Eskişehir'de herhangi bir imalathaneden tazesi tedarik ederek tüketilirse tadına doyum olmayan tatlı
Bir mesele olup olmadığı, var olan meselenin mesele edilip edilmemesiyle alakalıdır.meseleler meseleleri mesele ettiğimiz sürece vardır.bu durumda meseleleri mesele etmediğimiz sürece meseleler artık mesele değil, herhangi bir durum olacaktır.
Sizi bir şekilde kendisine mahkum ederek insan tabiatıyla alakası olmayan şekilde davranan, oyunlar oynayan, tabiatınıza uymayacak şekilde ihtiyaçlarınızı karşılamaya çalışan başka bir türün sizi sahiplendiği(sizin rızanızın olup olmamasına bakmadan sizi sahipleniyor) sizi ömür boyu kendisine kul ederek tanrıcılık oyununa sizi esir ettiğini düşünün.
Aynen şu linkteki gibi bir pozisyonda olduğunuzu düşünün ama ömür boyu, bebeklikten itibaren.o vakit siz mahkum olduğunuz bu hayatın bir mahkumiyet olduğunun farkında bile olmayacaksınız, yaşadığınız hayatı gerçekten yaşamanız gereken hayat sanacaksınız.düşünün, düşünün...
düşünseniz böyle mi yaparsınız?
insan harbiden bu dünyanın kanser hücresi gibi be.
1. | semraa-91 | |
2. | alonestyle |
Takip edilen yazar yok. |
ben toplumda(kitlede) büyük bir uyanış olduğunu düşünüyorum.kitle çok hızlı şekilde bilinçleniyor, çok çok hızlı.bilinçlenme beraberinde anlam arayışını getiriyor.
kitleyi manipüle edenlerin(siyasetçiler, din tüccarları, dev şirketler, bilimin tiranları vs)toplumsal dönüşümün farkında olmaması mümkün değil.saçma sapan diziler ve siyasi propaganda programları yerine kitlenin beklentilerini karşılayacak yayın çalışmaları yapılacaktır.kitle kandırıldığını kendisiyle oyuncak gibi oynandığını farketmeye başladı, yeniden ikna edilmeye ihtiyacı var.
evliliklerin, ailelerin, devletlerin, cemaatlerin, milliyetlerin hatta belki cinsiyetler gibi tüm birleştirici değerlerin tuzla buz gibi dağılacağı bir döneme doğru gidiyoruz.fikir dünyalarında bunlar zaten çok daha hızlı şekilde yıkılmaya başladı ama bu yıkım fiilen de gerçekleşecek.kitle anlam arayışı içinde ve aradığı anlamı karşılayamıyor; ne devletle, ne dinle, ne tiranların bilimiyle...devlet eleştirisine, din eleştirisine, bilim eleştirisine girmeyeceğim ama rahatlıkla rezillik her birinin paçasından akıyor diyebiliriz.oyun kuruculardan bazıları ağır çuvallayacak.mesela din tüccarları, mesela siyasiler, mesela kitle yönetimi hakkında deneyimi olmayan yeni yetme şirketler...
baykar işçilerine 20 maaş ikramiye vermiş.devleti topyekün kontrol eden bir teşkilatın bütün verilerinin ve analizlerinin aktığı damadın şirketinin yaptığı bu çıkış tesadüf olabilir mi?bunlar çuvallamadan süreci atlatabilir miyiz umudunun sonucu.
mantar gibi türeyen cübbeli sarıklı tipler var ya hani.işte onlar cemaatlerin çuvallamadan süreci atlatmaya çalışırken yaptıkları şeylerin sonucu.samimi şekilde dine dönüş falan olmadığı ortada.
son yıllarda telaşlılık hali giderek artıyor.kitlenin kontrolünü ele almak için pandemi gibi enteresan girişimlerde bile bulunuldu ama taşlar yerine bir türlü oturmuyor.internet ve bilişim çağında kitlenin kıpırdanmalarını bir türlü durduramıyorlar.
apayrı bir kenarda yapay zekaları geliştiren şirketlerin, sonunun nereye gideceğini tam olarak kestiremiyor olmalarına rağmen son hızda yapay zeka çalışmaları var.mesela şu anda bir şirket kendi kendini toplumun yararı hususunda kusursuz şekilde geliştirebilen bir yapay zeka yapmış olsa, bu yapay zeka tüm dünyanın idaresini internete bağlandığı anda ele geçirirdi.yapay zeka konusunu bu kadar futuristik değil de biraz daha rasyonel şekilde değerlendirsek, yapay zekanın tüm sosyal dengeleri değiştireceğine dair konuşmaya gerek bile yok.ablamlar yahu, yazları türkiye'ye uçakla gelir araba kiralarlar, önce bize sonra eniştemler tarafa gidip orada kalırlardı.bu sene seyahati yapay zekaya planlatmışlar, önce o tarafa sonra da tatili kapatmak için bu tarafa geliyorlar, yurtiçindeki ulaşımı da toplu taşımayla yapacaklar.böyle buyurmuş yapay zeka, buyruğunu da detaylı bir analize dayandırmış.değişimin ve dönüşümün ne denli hızlı ve büyük olduğunu anlayamıyoruz bile.
daha önce içinde bulunduğumuz dönemi çağ değişimi gibi bir şeyler olarak yorumluyordum ama fikrim son zamnlarda değişmeye başladı.biz insanlığın en büyük dönüm noktalarından birini yaşıyoruz.
Japon kültürü detaylarına hakim değilim ama
Köprünün halatı koptu diye sorumlu mühendisin intihar etmesiyle, bizde yıllarca kpss sorularını çalanlar geldi gözümün önüne gelince böyle bi kıyas yaptım.
Samuraylar iyidir yahu, yamuk yapmazlar.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |