Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
testosteronnBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Seviyoruz ve takipçisiyiz demeye gelmiştik ki başlığı kendisinin açtığını gördük
Ancak böyle başlıklar açılınca Erol büyükburç'un saksı değilim ben çıkışı aklıma gelir.ölçüsü kaçmadıkça tadı kaçmıyor ama ölçüsü kaçınca da ortam bozulur
Kabul görmek hepimizin temel ihtiyaçlarından, bir insanın ne kadar kabul gördüğünü merak etmesi gayet doğal.
Dermesin gözümdeki kabul edilirliği vasatlıktan çok daha üstün, iyi ki yazıyor dedirten şekilde
Pandemi sürecinde yeteri kadar gözlemleme fırsatı bulduğum ve ürktüğüm psikoloji
Kitle için doğru ya da yanlış, mantıklı ya da mantıksız, ahlaki ya da gayri ahlaki gibi durumlar söz konusu değil.bireyler korku gibi duyguların da etkisiyle 'güven duyulacak kişi' sıfatıyla önüne koyulan kişinin sözünü Tanrı buyruğu gibi görüyor.
Kitle önüne ne koyulursa ona inanıyor, ona göre yaşıyor.durumun eğitimle falan da alakası yok, eğitimli cahil herkes aynı.
Duygusal etkileşimler de kullanılarak hem bireyin, hem de toplumsal kollektifin mantık süzgeci tamamen işlevsiz hale getirilebiliyor
Toplum ahlaki değerlerini bile terkedebiliyor.bizim gibi ahlaki değerlerini düşünsel süreçler sonucunda kazanan bireyler yerine çevresel etkilerle temelsiz şekilde kazanan bireylerin oluşturduğu toplumlarda durum daha da ürkütücü.
Dünya finansının lokomotifi konumunda olan 100 yıllık 150 yıllık tekelci sektörlerde güç dengeleri değişiyor
Otomotivde mesela byd, Chery, gelly gibi Çinli elektrikli otomobiller piyasayı üç beş yıla kesinlikle ve kesinlikle domine edecek.
Bilişim veya veri işleme gibi alanlarda dünya ekonomisinden önemli pay koparacak olan yeni sektörler, yeni güç odakları doğuyor.
Blockcahin mesela başlı başına bir güç olarak yükseliyor.
Sanayi devrinin güç kartelleri güçsüzleştikçe saldırganlaşacak, oyun bozanlık yapacak ve 2020de yaşadığımız pandemi gibi tehditkar saçmalıkları yaşamaya devam edeceğiz
Yaşanacaklar az çok görünüyor.henüz elektriği kesilmemiş şanslı bölgelerde ekranlarda sürekli güneş fırtınası gündemi verilecek, dünyanın başka yerlerinde yaşanan felaketler izletilecek.sonra bir gün acil durum çağrılarıyla karşılaşacağız ve sözde felaket bizi de vurmuş olacak.
Sanayi devrinin güç kartelleri saçmalamaya devam ediyor ama değişimin ve yeni güçlerin yükselişinin önünde duramıyor gibi görünüyorlar.
Son tahlilde bizlik pek bi mevzu yok, mum tedariği yapın dedilerse yapın.yeni bir eziyet geliyor.
covid döneminde ortadaki pastayı farkedip payını almak için 'aşı olmayanlar vatan hainidir, onlara kız vermeyeceğiz'diyen hocam bug0n vicdan yaptı heralde.
yediği haltın farkında olmalı
Piyasada uzun süredir tereyağı diye yediğimiz şeyler tereyağı değil
Halis muhlis tereyağı %100 süt yağından oluşur.
Benim tereyağı diye satılan ambalajlı ürünlerin içeriğinde en son hatırladığım ibare %82den yukarı değil.
Türk gıda kodeksi vs vs vs gibi gıda denetimiyle ilgili yönetmelikler var, biliyorsunuzdur.bu yönetmeliklere göre çoğunlukla herhangi bir gıdanın %100 saf olarak paketlenmemesi halinde de ambalajında o isim yer alabiliyor.
Şu anda tamamen farazi şekilde sallıyorum, bir sucuğun etiketinde dana sucuğu ibaresi yer alabilmesi için içerisinde %51 veya yönetmelikte belirtilen oran ne ise işte, dana eti yer alması yeterli oluyor, sucuğun kalan kısmını sakatat tavuk derisi vs gibi istediğin ucuz malzemeyle doldurabiliyorsun.
Mesela süt;
Süt nedir?süt memeli canlıların memesinden salgıladığı salgının adıdır.ülkemizdeki sığır sütünün ortalama yağ oranı %5lere yakındır ama Türkiye'de %3.2'den yüksek yağa sahip ambalajlı süt yok.hele son zamanlarda oran iyice düştü %2den yukarı ibare gözüme çarpmıyor.
Ya da mesela peynir diye bir şey satıyorlar bize.yahu peynir denilen ürünün üretim maliyeti zaten bugün 150 tl civarı ama markette 100 liraya peynir satılıyor, içine ne katıyorlarsa tadı da baya iyi.
Markette ambalajlı ürünlerin kalitesi zaten düşüktü de pandemi sonrası yaşanan enflasyonist dönemde iyice düştü.
1. | semraa-91 | |
2. | alonestyle |
Takip edilen yazar yok. |
ben toplumda(kitlede) büyük bir uyanış olduğunu düşünüyorum.kitle çok hızlı şekilde bilinçleniyor, çok çok hızlı.bilinçlenme beraberinde anlam arayışını getiriyor.
kitleyi manipüle edenlerin(siyasetçiler, din tüccarları, dev şirketler, bilimin tiranları vs)toplumsal dönüşümün farkında olmaması mümkün değil.saçma sapan diziler ve siyasi propaganda programları yerine kitlenin beklentilerini karşılayacak yayın çalışmaları yapılacaktır.kitle kandırıldığını kendisiyle oyuncak gibi oynandığını farketmeye başladı, yeniden ikna edilmeye ihtiyacı var.
evliliklerin, ailelerin, devletlerin, cemaatlerin, milliyetlerin hatta belki cinsiyetler gibi tüm birleştirici değerlerin tuzla buz gibi dağılacağı bir döneme doğru gidiyoruz.fikir dünyalarında bunlar zaten çok daha hızlı şekilde yıkılmaya başladı ama bu yıkım fiilen de gerçekleşecek.kitle anlam arayışı içinde ve aradığı anlamı karşılayamıyor; ne devletle, ne dinle, ne tiranların bilimiyle...devlet eleştirisine, din eleştirisine, bilim eleştirisine girmeyeceğim ama rahatlıkla rezillik her birinin paçasından akıyor diyebiliriz.oyun kuruculardan bazıları ağır çuvallayacak.mesela din tüccarları, mesela siyasiler, mesela kitle yönetimi hakkında deneyimi olmayan yeni yetme şirketler...
baykar işçilerine 20 maaş ikramiye vermiş.devleti topyekün kontrol eden bir teşkilatın bütün verilerinin ve analizlerinin aktığı damadın şirketinin yaptığı bu çıkış tesadüf olabilir mi?bunlar çuvallamadan süreci atlatabilir miyiz umudunun sonucu.
mantar gibi türeyen cübbeli sarıklı tipler var ya hani.işte onlar cemaatlerin çuvallamadan süreci atlatmaya çalışırken yaptıkları şeylerin sonucu.samimi şekilde dine dönüş falan olmadığı ortada.
son yıllarda telaşlılık hali giderek artıyor.kitlenin kontrolünü ele almak için pandemi gibi enteresan girişimlerde bile bulunuldu ama taşlar yerine bir türlü oturmuyor.internet ve bilişim çağında kitlenin kıpırdanmalarını bir türlü durduramıyorlar.
apayrı bir kenarda yapay zekaları geliştiren şirketlerin, sonunun nereye gideceğini tam olarak kestiremiyor olmalarına rağmen son hızda yapay zeka çalışmaları var.mesela şu anda bir şirket kendi kendini toplumun yararı hususunda kusursuz şekilde geliştirebilen bir yapay zeka yapmış olsa, bu yapay zeka tüm dünyanın idaresini internete bağlandığı anda ele geçirirdi.yapay zeka konusunu bu kadar futuristik değil de biraz daha rasyonel şekilde değerlendirsek, yapay zekanın tüm sosyal dengeleri değiştireceğine dair konuşmaya gerek bile yok.ablamlar yahu, yazları türkiye'ye uçakla gelir araba kiralarlar, önce bize sonra eniştemler tarafa gidip orada kalırlardı.bu sene seyahati yapay zekaya planlatmışlar, önce o tarafa sonra da tatili kapatmak için bu tarafa geliyorlar, yurtiçindeki ulaşımı da toplu taşımayla yapacaklar.böyle buyurmuş yapay zeka, buyruğunu da detaylı bir analize dayandırmış.değişimin ve dönüşümün ne denli hızlı ve büyük olduğunu anlayamıyoruz bile.
daha önce içinde bulunduğumuz dönemi çağ değişimi gibi bir şeyler olarak yorumluyordum ama fikrim son zamnlarda değişmeye başladı.biz insanlığın en büyük dönüm noktalarından birini yaşıyoruz.
Japon kültürü detaylarına hakim değilim ama
Köprünün halatı koptu diye sorumlu mühendisin intihar etmesiyle, bizde yıllarca kpss sorularını çalanlar geldi gözümün önüne gelince böyle bi kıyas yaptım.
Samuraylar iyidir yahu, yamuk yapmazlar.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |