Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
testosteronnBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Konuyu felsefeye olan eğilimin artması olarak açacaktım ancak fazla iddialı olacağı için çekindim
Felsefeye olan eğilim artıyor diyebileceğimiz emareler tam olarak yoksa da ben Türkiye'de ve hatta tüm dünyada düşünceye olan eğilimin artmakta olduğunu düşünüyorum.
bu çıkarımı tüm toplumun belli bir kültür seviyesi etrafında konsolidasyonuna dayandırıyorum.internet insanların kültür, bilgi ve bilinç seviyesinin yükselmesini sağladı.eğitim düzeyi ne olursa olsun internetle haşir neşir olan tüm insanlar belli bir bilgi ve genel kültür seviyesi etrafında birleşti.çünkü hepimiz aynı ya da benzer şeyleri izliyor, benzer şeyleri öğreniyoruz.hal böyleyken yükselen bilinçlerin sorgulamaya ve düşünceye yönelmesi ise doğal sonuçtur
Bahsettiğim değişimse son üç beş yılda yaşandı.bu durum beni umutlandırsa da kitlenin manipüle edilmesine dair kaygılarımı da arttırmıyor değil.
resmi olarak nesli tükenmiş olan anadolu parsı olabilir.
geçen ben de tarladayken 1 km kadar uzaktan diğer tarlaya doğru baktığımda siyah şeyler gördüm.'bu ne ya, damlama borusu mu koymuş komşular' diyerek tarlaya doğru yaklaştığımda uzaktan abdülhamid han gibi bana bakan akbabaları gördüm.10 bireylik bir familyaydı.
yaşadığım mistik olayın şokunu kısmen üstümden atınca 'ne yaşadım lan ben' modunda olayı araştırmaya başladım.nihayetinde anladım ki türkiye'de 30 civarı olduğu tahmin edilen kara akbabalardan 10 tanesini aynı anda görmüştüm.
büyüleyici bir deneyimdi, muhteşemdi
2 metreden daha geniş olan kanatları, koşarak üç dört hamlede ancak havalanabilmeleri, döne döne uçuşları
Anlayamazsınız
bazen yaşadığım şeyleri anlatınca insanlar inanmıyor, gülüp geçiyorum.zaten çoğunlukla deneyimlerimi de anlatmam, bencilce heybemde biriktiririm.
kadın ve erkek arasındaki en önemli fark öküz ve sabanın idaresini erkeğin yapıyor olması idi.öküz ve saban hem metafor hem de direkt anlamıyla kullanıldı.bu işler bilek işiydi, yürek işiydi, yer yer akıl işiydi.
erkek olmak zor işti, bu işlerin altından kalkmak için hem bedenen, hem ruhen, hem zihnen güçlü olmak gerekirdi.
onbinlerce yıl boyunca erkeğin ve kadının dünyası bu ana dinamikle evrilerek şekillendi.on binlerce yıldır devam eden bu ana dinamik kadın ve erkeğin toplumsal rolünü, toplumsal statüsünü, duygu dünyasını şekillendirdi.sanayi devriminde toplumsal paradigmalar aniden değişmeye başladı.onbinlerce yıldır devam eden toplumsal evrim 200-300 yıllık bir süreçte yerlebir oldu.
bugüne geldiğimizde kadın ve erkeğin arasında fark kalıp kalmadığını konuşuyoruz.erkek olmazsa sürdürelemeyecek bir hayattan, erkek olmasa daha mı iyi olur'un düşünüldüğü hatta marjinal olarak bazı gruplarca erkeksiz hayat denemelerinin yapıldığı bir döneme geçtik.kadın tarafından hayranlık duyulacak bir erkek profili kalmadı.ortalık sümsük tiplerle dolu.kadınlar duygusal olarak erkeklerden daha güçlü olmaya başladılar bile.erkeklik bir tanım olduğu kadar aynı zamanda güce dair bir kavramdır.kadının bazen erkekten daha güçlü olduğu ortadayken erkeğin erkekliği tartışılmaya açıktır.
erkek bugün çoğu zaman daha çok kadınsılaraşarak kadının dikkatini çekiyor.mesela biscolata erkeğine dönüşerek, tamamen kadına hitap eden kadınsı bir güzelleşme operasyonuyla...erkek artık sürekli etken olan profil değil, bazen edilgen olan profil olmaktan gocunmuyor.
belki değerlendirmem sizlere çok sığ gelebilir ama ben bu değerlendirmenin yeteri kadar derinlikli olduğunu düşünüyorum.
ahir zaman masalı epeyce bir tutarlı, akılalmaz bu değişime ahir zaman açıklaması güzel anlam katıyor.
1. | semraa-91 | |
2. | alonestyle |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |