Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
testosteronnBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Türkiye'de inek başına en yüksek süt veriminin olduğu inek çiftliğinin sahibidir
Ayrıca kendi bölgesinde danelik Mısır'da verim rekorlarına da sahiptir
Çiftliğinde hangi tekniklere göre üretim yaptığını tüm detaylarıyla YouTube gibi yayın araçlarıyla çiftçilere sunmakta.ayrıca her sene seminerler düzenleyerek çiftçileri bilinçlendirmeye çalışmaktadır.
Kesinlikle talihsiz tesadüfler sonucu oluştuğunu düşünmediğim durum
Tarımdan ekonomiye, eğitimden hukuka, ordudan bürokrasiye ne varsa sistemli şekilde tarumar edildiğini düşünüyorum
Tamir edilemez şekilde ve bilinçli olarak ve belli bir program dahilinde devlet organizasyonumuz parçalandı ve ambale edildi
Devlet mekanizmasının kolay kolay tekrar toparlanabileceğini hiç zannetmiyorum
Mesela son tarım bakanının yalnızca kariyeri incelendiğinde bile ne maksatla bakan yapıldığı deşifre oluyor.bu adam trakyada süt üreticileri kepek kıtlığından dert yanarken 'kepekte kıtlık varsa tarlalara kepek ekin' diyen bir cahil.bilmeyenler için kepek buğday ve un sanayisinin bir yan ürünüdür.kepeği tarlada yetiştirilen bir ürün zanneden kişiyi bakan yapmanın tesadüf olduğuna inanmak mümkün değil.bakanlık kamuflajıyla önümüze sunulan bu ajan Türkiye'nin süt üretiminde ve danelik mısır üretiminde rekorlar kıran bir çiftçinin çiftliğini kapattırmaya çalıştı, tüm devlet desteklerini ve hibelerini kestirtti.bahsettiğim üreticin adı Sencer Solakoğlu, kendisi Amerika'da üst düzey yöneticiyken Türkiye'de de verimli çiftçiliğin yapılabileceğini türk çiftçisine göstermek için ülkesine dönen memleket sevdalısı biri.karacabeyde feyz çiftliği adında bir çiftliğin sahibi, tek niyeti türk çiftçisine feyz vermek.
Tarımda hayvancılıkta Türkiye batırılacak ülke değildi, bugünlere talihsiz tesadüfler sonucu gelmedik.ülkemiz malesef ajanlar ve hainler tarafından derdest edilmiş durumda.
Çekilen zorluğa katlanabilmek için motive edici bir söz
Ancak kurdun kışı atlatıp bahara kavuşması kışın unutamayacağı ayazlar yediği gerçeğini değiştirmez
1. | semraa-91 | |
2. | alonestyle |
Takip edilen yazar yok. |
ben toplumda(kitlede) büyük bir uyanış olduğunu düşünüyorum.kitle çok hızlı şekilde bilinçleniyor, çok çok hızlı.bilinçlenme beraberinde anlam arayışını getiriyor.
kitleyi manipüle edenlerin(siyasetçiler, din tüccarları, dev şirketler, bilimin tiranları vs)toplumsal dönüşümün farkında olmaması mümkün değil.saçma sapan diziler ve siyasi propaganda programları yerine kitlenin beklentilerini karşılayacak yayın çalışmaları yapılacaktır.kitle kandırıldığını kendisiyle oyuncak gibi oynandığını farketmeye başladı, yeniden ikna edilmeye ihtiyacı var.
evliliklerin, ailelerin, devletlerin, cemaatlerin, milliyetlerin hatta belki cinsiyetler gibi tüm birleştirici değerlerin tuzla buz gibi dağılacağı bir döneme doğru gidiyoruz.fikir dünyalarında bunlar zaten çok daha hızlı şekilde yıkılmaya başladı ama bu yıkım fiilen de gerçekleşecek.kitle anlam arayışı içinde ve aradığı anlamı karşılayamıyor; ne devletle, ne dinle, ne tiranların bilimiyle...devlet eleştirisine, din eleştirisine, bilim eleştirisine girmeyeceğim ama rahatlıkla rezillik her birinin paçasından akıyor diyebiliriz.oyun kuruculardan bazıları ağır çuvallayacak.mesela din tüccarları, mesela siyasiler, mesela kitle yönetimi hakkında deneyimi olmayan yeni yetme şirketler...
baykar işçilerine 20 maaş ikramiye vermiş.devleti topyekün kontrol eden bir teşkilatın bütün verilerinin ve analizlerinin aktığı damadın şirketinin yaptığı bu çıkış tesadüf olabilir mi?bunlar çuvallamadan süreci atlatabilir miyiz umudunun sonucu.
mantar gibi türeyen cübbeli sarıklı tipler var ya hani.işte onlar cemaatlerin çuvallamadan süreci atlatmaya çalışırken yaptıkları şeylerin sonucu.samimi şekilde dine dönüş falan olmadığı ortada.
son yıllarda telaşlılık hali giderek artıyor.kitlenin kontrolünü ele almak için pandemi gibi enteresan girişimlerde bile bulunuldu ama taşlar yerine bir türlü oturmuyor.internet ve bilişim çağında kitlenin kıpırdanmalarını bir türlü durduramıyorlar.
apayrı bir kenarda yapay zekaları geliştiren şirketlerin, sonunun nereye gideceğini tam olarak kestiremiyor olmalarına rağmen son hızda yapay zeka çalışmaları var.mesela şu anda bir şirket kendi kendini toplumun yararı hususunda kusursuz şekilde geliştirebilen bir yapay zeka yapmış olsa, bu yapay zeka tüm dünyanın idaresini internete bağlandığı anda ele geçirirdi.yapay zeka konusunu bu kadar futuristik değil de biraz daha rasyonel şekilde değerlendirsek, yapay zekanın tüm sosyal dengeleri değiştireceğine dair konuşmaya gerek bile yok.ablamlar yahu, yazları türkiye'ye uçakla gelir araba kiralarlar, önce bize sonra eniştemler tarafa gidip orada kalırlardı.bu sene seyahati yapay zekaya planlatmışlar, önce o tarafa sonra da tatili kapatmak için bu tarafa geliyorlar, yurtiçindeki ulaşımı da toplu taşımayla yapacaklar.böyle buyurmuş yapay zeka, buyruğunu da detaylı bir analize dayandırmış.değişimin ve dönüşümün ne denli hızlı ve büyük olduğunu anlayamıyoruz bile.
daha önce içinde bulunduğumuz dönemi çağ değişimi gibi bir şeyler olarak yorumluyordum ama fikrim son zamnlarda değişmeye başladı.biz insanlığın en büyük dönüm noktalarından birini yaşıyoruz.
Japon kültürü detaylarına hakim değilim ama
Köprünün halatı koptu diye sorumlu mühendisin intihar etmesiyle, bizde yıllarca kpss sorularını çalanlar geldi gözümün önüne gelince böyle bi kıyas yaptım.
Samuraylar iyidir yahu, yamuk yapmazlar.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |