Türkiye'nin memur portalı

'covid tehlikeli' algısını yeniden artırmaya çalışmalarından dolayı yaşanan durum.

bunlar covid-19'un algı operasyonu olup olmadığına dair zihinleri kurcalayacak, dimahlarda soru işaretlerinin oluşmasına sebep olacak şeyler ama başkasının düşüncesine kayıtsız şartsız dahil olanlar için değil kendi adına düşünmeyi bilenler için.

covidden korkanlara covidden ölme ihtimaliniz ishalden ölme ihtimalinizle aynı deseler acaba covidden korkmayı mı bırakırlar yoksa ishal için de aynen covide aldıkları gibi önlemler mi alırlar? ikisi de değil tabii ki kendileri adına düşünülmüş olduğuna inandıkları ne varsa ona uyarlar, o esnada gerçek budur diye servis edilen ne varsa ona inanırlar. nisan ayında sokakta titreyerek ölenler, rengi kömüre dönen hastalar, sokaklara taşan cesetler falan servis edildiğinde 'bu ne saçmalıktır yahu' deyip araştırmak yerine önüne koyulan ne ise ona inananlarla yaşamaya mecbur olmak en tehlikeli salgından daha tehlikeli aslında.

https://twitter.com/acemi_filozof/status/1252864863560327169?s=20

https://youtu.be/6MV6sj82eAs

https://youtu.be/Xz05AEZEZAM

şu görüntülerin servis edildiği dönemlerde 'sokakları kontrolden çıkan zombileşmiş covid hastaları basacak' deseler inanacak milyonlar vardı!!!

gerçi hala varlar (işte buna gülerim, gülücük)

anadan üryancı

hiç anlamadığım zihniyet, yazı var kışı var en azından bi post kürk falan ister soğuklarda, öyle çırılçıplak zor olur.

Mafyanın devletüstü/hukuküstü bir sıfatla siyasilerden hesap sormasından zevke gelenler ve bu durumda gayrimeşruluk görmeyenler ve gayrimeşruluk olsa da mafyanın devlet organizasyonunda yer alması gerektiğini düşünen vatandaşlar oldukça az bile kalan tehdittir.

Mafya aynen kendi üslubuna yakışır şekilde infazlara başlasa bile bu infazları meşrulaştırmaya çalışan birileri olur bu ülkede. Birileri derken üç beş kişi değil, en az ülkenin yüzde otuz gibi bir bölümü mafya faaliyetlerinden orgazmik zevk yaşıyor. 'Kanınızla banyo yapacağız' gibi vahşi ifade kullanan mafyanın mitinginde izdiham olan bir ülke burası.

https://youtu.be/NQbq2ChLveA

https://youtu.be/ApTnUFvPFeE

kapitallerin, ağaların, patronların, feodallerin ve tabi ki devletlerin kurduğu sistemde güçlü olanlar onlar oldukları için kendilerine ayırdıkları haraciye payıdır.

finansla ilgili senyoraj diye bir kavram var. senyoraj terim anlamı paranın basılma maliyetiyle satınalma gücü arasındaki farktır. kelime anlamı olaraksa senyör'ün hakkıdır yani efendinin hakkı. 100 tl'nin basım maliyeti 10 kuruş yoktur aradaki 99.9 tl zaten en başından beri senyörlerindir.

senyörler merkez bankalarını para basmak için kurmuş ve bu merkez bankalarını da yasalar aracılığıyla dokunulamaz hale getirmiştir. sistem şöyle çalışır;

merkez bankaları ticari faaliyetlerde kullanılsın diye 100 birim parayı basar ve bunu faiziyle geri ödenmek şartıyla devlete borç olarak verir(bugün bizim faiz dediğimiz şey işte bu faizdir), devlet de parayı piyasaya dağıtır. kullanım vadesi dolduğunda merkez bankasına faiziyle parayı geri ödemek gerekir. devlet burada merkez bankasının görevlendirdiği haraç memuru gibi görev yapar, diyelim ki %15 faiz olsun, bu durumda devlet 115 tl toplayarak merkez bankasına geri ödeme yapmak zorundadır. piyasadaki mevcut para 100 tl olduğuna göre ya birileri batacak ve borcunu ödemediği için ne olacağı senyörün insafına kalacak ya da senyörler yani merkez bankaları yeniden para basarak devletin kefil olması şartıyla piyasaya tekrar faizli para sürecek. faiz sistemi böylece devam edip giderken dünyadaki parasal genişleme de sürekli devam edecek.

merkez bankalarının sahipleri belli değildir hatta bir çok ülkede devlet merkez bankası üzerinde hissedar bile değildir. merkez bankalarının devlete ait olması da efendilere ait olması da halkların köleleşmesi demektir.

faiz işte böyle bir sistem, faiz efendilere ödediğimiz haraç, faiz bizim kölelik bedelimiz.

ben toplumda(kitlede) büyük bir uyanış olduğunu düşünüyorum.kitle çok hızlı şekilde bilinçleniyor, çok çok hızlı.bilinçlenme beraberinde anlam arayışını getiriyor.

kitleyi manipüle edenlerin(siyasetçiler, din tüccarları, dev şirketler, bilimin tiranları vs)toplumsal dönüşümün farkında olmaması mümkün değil.saçma sapan diziler ve siyasi propaganda programları yerine kitlenin beklentilerini karşılayacak yayın çalışmaları yapılacaktır.kitle kandırıldığını kendisiyle oyuncak gibi oynandığını farketmeye başladı, yeniden ikna edilmeye ihtiyacı var.

evliliklerin, ailelerin, devletlerin, cemaatlerin, milliyetlerin hatta belki cinsiyetler gibi tüm birleştirici değerlerin tuzla buz gibi dağılacağı bir döneme doğru gidiyoruz.fikir dünyalarında bunlar zaten çok daha hızlı şekilde yıkılmaya başladı ama bu yıkım fiilen de gerçekleşecek.kitle anlam arayışı içinde ve aradığı anlamı karşılayamıyor; ne devletle, ne dinle, ne tiranların bilimiyle...devlet eleştirisine, din eleştirisine, bilim eleştirisine girmeyeceğim ama rahatlıkla rezillik her birinin paçasından akıyor diyebiliriz.oyun kuruculardan bazıları ağır çuvallayacak.mesela din tüccarları, mesela siyasiler, mesela kitle yönetimi hakkında deneyimi olmayan yeni yetme şirketler...

baykar işçilerine 20 maaş ikramiye vermiş.devleti topyekün kontrol eden bir teşkilatın bütün verilerinin ve analizlerinin aktığı damadın şirketinin yaptığı bu çıkış tesadüf olabilir mi?bunlar çuvallamadan süreci atlatabilir miyiz umudunun sonucu.

mantar gibi türeyen cübbeli sarıklı tipler var ya hani.işte onlar cemaatlerin çuvallamadan süreci atlatmaya çalışırken yaptıkları şeylerin sonucu.samimi şekilde dine dönüş falan olmadığı ortada.

son yıllarda telaşlılık hali giderek artıyor.kitlenin kontrolünü ele almak için pandemi gibi enteresan girişimlerde bile bulunuldu ama taşlar yerine bir türlü oturmuyor.internet ve bilişim çağında kitlenin kıpırdanmalarını bir türlü durduramıyorlar.

apayrı bir kenarda yapay zekaları geliştiren şirketlerin, sonunun nereye gideceğini tam olarak kestiremiyor olmalarına rağmen son hızda yapay zeka çalışmaları var.mesela şu anda bir şirket kendi kendini toplumun yararı hususunda kusursuz şekilde geliştirebilen bir yapay zeka yapmış olsa, bu yapay zeka tüm dünyanın idaresini internete bağlandığı anda ele geçirirdi.yapay zeka konusunu bu kadar futuristik değil de biraz daha rasyonel şekilde değerlendirsek, yapay zekanın tüm sosyal dengeleri değiştireceğine dair konuşmaya gerek bile yok.ablamlar yahu, yazları türkiye'ye uçakla gelir araba kiralarlar, önce bize sonra eniştemler tarafa gidip orada kalırlardı.bu sene seyahati yapay zekaya planlatmışlar, önce o tarafa sonra da tatili kapatmak için bu tarafa geliyorlar, yurtiçindeki ulaşımı da toplu taşımayla yapacaklar.böyle buyurmuş yapay zeka, buyruğunu da detaylı bir analize dayandırmış.değişimin ve dönüşümün ne denli hızlı ve büyük olduğunu anlayamıyoruz bile.

daha önce içinde bulunduğumuz dönemi çağ değişimi gibi bir şeyler olarak yorumluyordum ama fikrim son zamnlarda değişmeye başladı.biz insanlığın en büyük dönüm noktalarından birini yaşıyoruz.

Japon kültürü detaylarına hakim değilim ama

Köprünün halatı koptu diye sorumlu mühendisin intihar etmesiyle, bizde yıllarca kpss sorularını çalanlar geldi gözümün önüne gelince böyle bi kıyas yaptım.

Samuraylar iyidir yahu, yamuk yapmazlar.