Türkiye'nin memur portalı

bu durumu savaş olarak ismlendirmek doğru olmaz dermess.neden mi;bu salyalı yavrular, pisiciklerin mama kaplarındaki yiyeceklerine yalnızca ortak olsalar yine iyi.karınlarını doyurdukları süreçte beyaz/parlak salgılarıyla ıslatıyorlar da.kediler de bu ıslak mamaları yemiyor.tümü ziyan oluyor,atılıyor.kuşların önüne bıraktım.onlar da yemedi.ayrıca; daha sonra bu ıslattıkları mamaları kendileri de yemiyor, şımarıklar (Gülümseme)diğer taraftan,onlar için ayrıca bahçenin uzak ve yüksekçe birkaç noktasına daha az miktarda kuru mama da bırakıyorum.işin ilginç tarafı,o mamaları da yiyip bitiriyorlar.yani sevgili dermess abisi,salyalılarımıza iyi bakılıyor(gülümseme).

ilaç değil ama onları uzaklaştırma yolları bulunuyor. bkz: sümüklüböcek başlıklı sözlük konusu.

fazla geniş olmayan apt.mızın yeşillikli nemli bahçesinde sokaktaki kedilerimizle birlikte sümüklü böceklerimizin de beslenmelerini destekliyordum.taaa ki eylül ayı başına kadar.her ne kadar,pisiciklerin mama kaplarının çeperlerini bu ufacık tefecik varlıklar istila ediyor olsalar da,gördüğümde hemen diğer taraftaki yan bahçenin otlarının arasına bırakıyordum ve kaptaki mamayı takviye ediyordum. ancak eylül ayı başlarında pisiciklerin mama kaplarını adeta istila etmişlerdi.hem yan çeperler ve taban, aralıksız bir şekilde salyangoz ile ele geçirilmişti.abartısız belki 80-90 adet...bu durumda yavruları birer birer yan bahçeye yolcu etmem mümkün olmadığından,tümünü mama kabıyla birlikte alıp bizim bahçenin en uç noktasına yerleştirdim.oradan dağılmışlardır sanırım.neyse... ve; internetten zararsız savaşım yollarını araştırmaya başladım.ve şu an yüzde doksan etkili bir metodu uygulama sürecindeyim(gülümseme)yüzde doksan diyorum;çünkü bu sümüklü yavrular yine ısrarla ziyaretlerini sürdürüyor olsalar da üç-beş günde ancak bir iki adetle sınırlılar.onları da yine yan bahçeye bırakıyorum.şimdi esas savunma metodunu yazacak olursam;olabildiğince ufak parçalanmış yumurta kabuğu.şöyle; kediciklerin mama kaplarının etrafını yakın plan çepeçevre yumurta kabuklarının kırıntılarınyla korumaya alıyorum.çünkü salyangozlar bu kabukların kokularından nefret ederlermiş.böylelikle,tecrübe ile de sabitlenmiş oldu.yumurtayı seviyor olmama rağmen fazlaca tüketmiyor(d)um.bu sümüklü yavruları uzaklaştırmak için daha sıklıkla tüketmeye başladık artık.yalnız şöyle bir durum var;yumurta kabuklarının kokuları zamanla azaldığından bunları zaman zaman yenilemek gerekiyor.

sağlıklı günler dileğiyle. (bu arada;sümüklü böceğin rumca adı salyangozmuş)

"çok daraldığınızda ya denizle/su ile ya da duvardaki tabloyla dertleşin"demiş bir düşünür.ben de her zaman, kendi iç karanlığımda, sıkıntılarımı farklı yöntemlerle görünmezleştirme çabasındayım ...dost yok.ne yazık ki;gerçek böyle.

varlığının farkındalığında,mutsuz olmadığını anlamak...