Türkiye'nin memur portalı

Zorunlu olması hasebiyle bir erkeğin ömründen çalınan vakittir.

Bir amerika birleşik devletleri eyaleti. türkiye'den oraya direkt uçuş olmadığından ya hollanda(amsterdam) üzerinden ya da Almanya(frankfurt) üzerinden ortalama 26 saat uçuş mesafesinde bir rotaya sahiptir.

440 kişilik bir boeing ile amsterdam'dan seaattle şehrine uçtuktan sonra, oradan da 6 saatlik bir uçak yolculuğunun aardından anchorage isimli alaska şehrine varıyorsunuz.

eyalet, irili ufaklı bir çok adadan oluşmaktadır. temel geçim kaynağı balıkçılıktır. balık yasaları vardır. yürürken önünüzdeki küçük derelerde onlarca somon balığını elinizle tutmanız mümkünken yasalar yüzünden dokunamıyorsunuz. balık avlama mevsimleri, balığın avlanma şekilleri bu yasalarla belirlenmiştir. bu adalarda bir çok valık fabrikası vardır. nehirlerin okyanusa döküldüğü ağızlarda, mevisiminde gemiler dolusu yakalanan balıklar bu fabrikalarda işlenir. havyar, balık konservesi ve diğer deniz ürünleri konteynırlarla özellikle japonya ve diğer dünya ülkelerinin mutfaklarında sergilenir.

nüfusunu eski rusya yerlileri, eskimolar, filipinliler, meksikalılar ve amerika içlerinden oraya göç eden insanlar oluşturur. ortalama her insanın tek katlı bir evi ve muhakkak bir arazi arabası vardır.

bir çok ülkeden (özellikle türkiye, bulgaristan, rusya, polonya, sudan, cek cumhuriyeti) üniversite öğrencileri her yıl mayıs ayının sonundan ekim ayının sonuna kadar work and travel programlarıyla bu ülkeye gelirler. gelme sebepleri balık fabrikalarında çalışmak. amerika içlerinde haftada ortalama 40 saat ve saati 8 dolardan çalışan bir öğrenci alaska'da bir balık fabrikasında günde ortalama 16 saat ve 8 saate kadar 15 dolar, 8 saatin yukarısı mesai sayıldıgından 25 dolara çalışmaktadır. başlangıçta öğrencilerden vergi almayan alaska yönetimi son yıllarda öğrencilerin kazanclarından evrgi kesintisi yapmakta ve öğrenciler ülkelerine döndükten sonra kesilen bu vergilerin yüzde 80'nini iade etmektedir.

alaska'yı tam anlamıyla anlatmak için kuzey alaska ve guney alaska olmak üzere ikiye ayırmak lazım. kuzey alaska'da mayıs temmuz boyunca hep aydınlık. gece hiç olmuyor. günün bir vakti bir rüzgar eser, böyle içinize işler, dersiniz ki evet bu sabaha karşı esen rüzgardır. saate bakmayan biri esen o rüzgardan sabahın yakın olduğunu anlıyor. tabi balık fabrikalarında tabiri caizse eşek gibi çalışan biri ne rüzgarı, ne geceyi önemser. onun amacı kuzey alaska'da bir buçuk ay sürecek balık mevsimini en iyi kazançla kapatmaktır.

Alaska'da balıklar kuzeyden güneye doğru bir göç yolu izlediğinden 1,5 aylık kuzey alaska macerasından sonra buraya gelen sezonluk balık işçileri güneye doğru giderler. Kuzeydeki bristol bay, ketchikan, sitka gibi şehirler balık işçilerinin ayrılmasından sonra ıssızlaşır ve bir sonraki yıl gelecek misafirlerini bekler.

Güney alaska'da kodiak, humor, wrangle, abercrombie gibi adalardaki balık fabrikalarında makinalaşma had safhadadır. balıkların işlenmesi insan gücünden çok makinalarla yapılır. kuzeyde daha ilkel yöntemler varken, güneyde makinalaşmadan ötürü çalışma saatleri daha az ve ücretler de daha aşağıdadır.

kuzey alaska adalarında sadece balık fabrikaları ile çizme, eldiven gibi çalışma esnasında kullanılabilecek malzemeler satan yerler varken güney alaska daha gelişmiştir her anlamda. kuzey alaska adalarında sadece çöllerde görebileceğimiz kısa makiler, küme küme ağaççıklar varken güney alaska yemyeşil bir doğa harikasına sahiptir. kütüphaneler, oteller, pansiyonlar, restoranlar(mcdonalds, meksika mutfağı, kırsal alanda buffalo-geyik restoranları, bisiklet satıcılar bu bölgede mevcuttur.

bir balık fabrikası günlük ortalama 2 milyon dolarlık balık işliyor, bu rakam 200-300 çalışana sahip fabrikalar için mümkün.

güney alaska da gece gündüz kavramı vardır. yazları sıcak kışları ise soğuktur. yerel üniversitelerde oraya çalışmak için gidip, orayı beğenen ve orda kalan Türkiye'den bir çok insan vardır. bir çoğu akademik kariyer yapmış, yolda rast geldiğinizde arabasına sizi alan ve orda kalmanızı öneren öğretim görevlileriyle dolu. Alaska hükümeti alaska'da yaşamı teşvik etmek amacıyla satın aldığınız hiçbir üründen vergi almıyor. başvurmanız halinde bir alaska ID dediğimiz bir cüzdan veriyorlar. o cüzdanla vergi ödemeden rahatlıkla alışverişinizi yapabiliyorsunuz.

Ulaşım konusu eyalet adalardan oluştugundan 15-20 kişilik uçaklarla sağlanıyor. sadece adalar içerisinde chevrolet çoğunlukta olmak üzere ciplerle ulaşım sağlanıyor. otel ve kiralama pahalı oldugundan oraya gidenlerin çoğu cip satın alarak kaldıkları süre içerisinde cip içerisinde konaklamayı tercih ediyor.(fiyatlar ortalama 700-1500 dolar civarında, ikinci el tabi).

national reserve dediğimiz bir çok tahıl, hububat, gaz depolama alanlarını yol güzergahları boyunca görmek mümkün. stoklama gelişmiş orada.

guney alaskayı gezerken yanınızdan ayılar, tilki sürüleri, çeşit çeşit kuşlar görmek sizi bir süre sonra şaşırtmıyor. özellikle keskin çam ağaçlarının kokusu ve sağladıkları oksijen burnunuzu yakıyor.

velhasılıkelam güzel memlekettir, gidip görülesi yerlerdendir.

Almanya Federal cumhuriyetinin baden württemberg eyaletine bağlı bir şehridir. Nüfusu 135.000 civarındadır. Münih ve Stuttgart sehirleri arasında yer almakta olup, stuttgarta 90 km, münihe 145 km mesafededir. Ayrıca tuna nehri şehrin ortasından geçmektedir. tuna şehri ikiye böldüğünden ulm ve neu(yeni) ulm olarak ikiye ayrılır. dolayısıyla şehrin yarısı başka eyaletin kanunlarına tabii iken diğer yarısı başka eyaletin kabunlarına, eğitim sistemine tabidir. oysa arada sadece bir nehir geçmektedir. albert einstein bu şehirde doğmuştur. 700 adet merdivene sahip dünyanın en uzun kilisesi ulmer münster isimli kilise bu şehirdedir.

Almanyanın en yaşanılacak bölgesidir. sanayi olsun, iş imkanları olsun, tıp üniversiteleri olsun, mühendislik-sanat-edebiyat okulları, epik tiyatroları olsun her anlamda dünyanın her yerinden öğrenci çekmektedir.

şehrin ortasından geçen tuna nehri için ayrı bir parantez açayım. özellikle bahar ve yaz mevsimlerinde tunanın etrafındaki yemyeşil alanlar, upuzun ağaçların çevresini gençler, ailerle doldurur. o yeşilliğin içinden tunaya doğru bakmak bir huzur terapisi gibidir. avcılık sertifakası olanların oltalarıyla balık tuttuğu bu nehri, kanolarıyla yarışlar düzenleyen gençlere kadar türlü aktiviteyle değerlendirirler.

mimari olarak da eşsiz bir yapısı vardır. binaların en eskisi 1700lü yıllara kadar gidiyor. planlı, düzenli bir kentleşme olduğundan çarpık, gözü tırmalayan bir yapı görmek imkansızdır.

ıveco, bosch, grundig, aeg, telefunken gibi bursa'daki fabrikalara yedek parça gönderen önemli sanayi devleri de bu kenttedir.

Ulaşımı sorunsuz olmakla birlikte her alman şehrinde olduğu gibi bir bahnof strassesi mevcuttur. yürüyerek şehrin içini 1 saatte gezebilirsin. şehrin ortasında, yukarıda bahsettiğim dünyanın en uzun katedralinin yüz metre kadar ilerisinde simit sarayı vardır 2 senedir. onun da biraz aşağısında arslan kebap isimli türk kebabçısı, biraz daha çaprazında, tunanın yanı başında König (kral) döner isimli türkiye'den gelen bir vatandaşın işlettiği bir restoran da vardır.

hani insan burada yaşlanmaz derler ya öyle bir yer.

edebiyatın, edebi eserlerin içine girdikçe daha cahil hissediyorum kendimi. okuduklarıma değil hala okuyamadıklarıma dertlenir dururum. bazen öyle cümleler çıkıyor ki karşıma, aklım sil baştan sorular doğuruyor. oysa kitap okumayı sevmem diyen insanlar ya iktidar ya varisidir. edebiyat cahillerin işi ama cehaletin tek sahibi ondan öte duran değersizlerdir.