Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

kabare

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

1,406 entry 145 konu hiç puanı yok
24.11.2023 11:12 son işlem tarihi takip etme takip et

ak zambaklar ülkesinde

özeti de şöyle; ak/ beyaz zambaklar ülkesinde kitabı; finlandiya'nın modernleşme ve kalkınma mücadelesini anlatan bir kitaptır. finlandiya sadece kayalıklardan ve bataklıktan oluşuyor iken toplumun her kesimimden kişinin bir araya gelmesi ve ülkeyi bataklıktan kurtarma çabaları kitap içerisinde işlenmektedir.

bütün bu dezavantajları bertaraf edip bir de dünyanın en zengin ülkelerinden biri haline gelmesinde en önemli faktör iyi bir eğitime sahip olmaları. kitapta, eğitimle ilgili bir cümle var ki konuya tam anlamıyla ışık tutuyor.

" elimizden eğitimi alırsanız, mayasız hamur gibi çökeriz. " diyorlar. finlandiya'da eğitime bu denli önem veriliyor. dolayısıyla dünyadaki en iyi eğitim- ekonomi ve mutluluk sıralamasında bu halk ilk sıralarda. bunlar birbiriyle doğrudan ilişik süreçler.

finlandiya'nın bu başarısında ders almalıyız. bir milletin kaderi ancak iyi bir eğitimle değişir.

akıl ve bilimin ışığında...değişir mi, değişir.

17.11.2023 14:15
  1. selda bağcan

    seve seve geldim bu elleri

    tele tele düzdüm men gülleri

    baha baha yollara aktarıram seni men

    baha baha yollara aktarıram seni men

    şirin sözlüm gelmedin iki gözüm gelmedin

    şirin sözlüm gelmedin iki gözüm gelmedin

    ey menim sevdiğim harda kaldın gelmedin

    gelmedin ilkbahar geldi, turnalar geldi

    bir tek sen gelip çıkmadın

    harda kalmışsan

    ilkbahar geldi, turnalar geldi

    bir tek sen gelip çıkmadın

    harda kalmışsan

    seve seve geldim bu elleri

    tele tele düzdüm men gülleri

    baha baha yollara aktarıram seni men

    baha baha yollara aktarıram seni men

    şirin sözlüm gelmedin

    iki gözüm gelmedin

    şirin sözlüm gelmedin

    iki gözüm gelmedin

    ey menim sevdiğim

    harda kaldın gelmedin

    gelmedin

    ilkbahar geldi, turnalar geldi

    bir tek sen gelip çıkmadın

    harda kalmışsan

    ilkbahar geldi, turnalar geldi

    bir tek sen gelip çıkmadın

    harda kalmışsan

    birçok şarkısında olduğu gibi bu azeri mahnıda da oldukça başarılı bir performans sergilemiş dünya starı müzisyenimiz. sesindeki akustik, yüksek oktav, bülbül misali tertemiz ve dupduruluk çok başkadır. onun seslendirdiği şarkıları, kimden dinlesem aynı lezzeti asla bulamadığım farklı bir tarzı ve yorumu var. şarkıyı içselleştirip sahiplenerek, melodi ve güfteyi kendisi yaşamış, yazmışcasına hissederek dinleyicisine aktarır. kimi türküleri mitolojik bir haykırıştır adeta.

    bülbül avazlı, güzel yürekli sanatçımıza sağlıklı, uzun ömür dilerim. hiç susmasın, hiç bitmesin isterim o güzel türküleri

     
  2. Estarabim

    çok memleketler gezdim

    neler gördüm, görmedi

    şu kocaman dünyada

    senin gibi görmedim

    böyle bir yar istemem

    istesem de istemem

    güller bitti dilimde

    nasıl diyeyim bilmem

    güller bitti dilimde

    nasıl diyeyim bilmem

    estarabim, estarabim

    sağdan, soldan estarabim

    estarabim, estarabim

    sağdan, soldan estarabim

    a ho, a ho, a ho, a ho, a ho

    ateş olmayan yerde

    duman tütmezmiş derler

    zaman zaman halini

    bir görseler gülerler

    böyle bir yar istemem

    istesem de istemem

    güller bitti dilimde

    nasıl diyeyim bilmem

    estarabim, estarabim

    sağdan, soldan estarabim

    aum..aum..

    ne zaman dinlesem yüzümde güller açtırır bu şarkı. erkin koray'ın hemen hemen tüm şarkılarında bu etkiyi hissetmek mümkün.

    gülümsememize sebep, bu şarkısında da olduğu gibi sözlerinin samimi, yaratıcı ve de neşeli olması.

    misal bu şarkısındaki sözler, oldukça manidar. hele " a ho, a ho " nakaratı yok mu ? ;)

     
  3. şu an çalan şarkı

    zülfü livaneli söylüyor.

    şarkının sözleri ahmet çuhacı'ya ait.

    bir şafaktan bir şafağa

    bir akşamdan bir akşama

    merhaba demeden daha

    bu gitmeler gitmek değil

    eğil salkım söğüt eğil

    bu benimki sevda değil

    eğil yağmur rüzgar eğil

    bu benimki sevda değil

    eğil dalga, bükül demir

    güzelliğin gerçek değil

    pencerem kör kapım kitli

    bu bendeki seyir değil

    eğil salkım söğüt eğil

    bu benimki sevda değil

    eğil yağmur rüzgar eğil

    bu benimki sevda değil

     
  4. kısık ateş

    tencere yemekleri, örneğin güveçler, kısık ateşte pişirilirse güzel sonuç elde edilir. beklerken sabırlı olmak gerekir. zira kısık ateşte pişiyorsa yemeğiniz, tam pişmesi uzun saatlerinizi alır.

     
  5. cağ kelimesi

    erzurum'u bilenler bilir; bunun bir de kebabı vardır. aslında bir et döneridir, cağ kebabı.

    önceden terbiye edilmiş ve özenle seçilmiş etler, "cağ" denilen metal şişlere takılarak pişirilir.

    o yörede cağ kebabı yemenin bir de usulü veya kuralı vardır. öyle ki ; siz "tamam, teşekkür ederim, yeter vb. " demeyinceye kadar garsonlar servise devam ederler.

    dipnot. "cağ kebabı" diye başka bir başlık açılmış mıdır, bilemedim. :(