Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

kabare

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

1,406 entry 145 konu hiç puanı yok
24.11.2023 11:12 son işlem tarihi takip etme takip et

şu an çalan şarkı

şemsiyemin ucu kare

yok mu şu derdime çare

o yar güzel ben biçere

çaresiz dertlere düştüm

bir vefasız yare düştüm

şemsiyemin ucu baston

söyle canım kimdir dostun

öldürmeye var mı kastın

kastın azabına düştüm

bir vafasız ele düştüm

ocak ocak kum eşerim

sensin benim yar şekerim

bilmez misin ne çekerim

çektiklerim yar elinden

şivekarın o dilinden

yöre: rumeli

kaynak kişi: süleyman çakal

derleyen: muzaffer sarısözen

10.11.2023 14:54
  1. konfeti

    pek severek dinlediğim pop müzik sanatçımız alpay'ın "eylülde gel" isimli, hüzünlü şarkısında geçen bir kelime, konfeti.

    çevre kirliliği hususunda dermess'e katılmamak elde değil. kutlama esnasında harikalar yaratabilir, bizleri şenlendirebilir ancak sonrasını da düşünmek, kirlettiğin çevreyi temizlemek, temiz bırakmak sosyal davranışın birinci kuralıdır.

    şarkıdaki vurgu yaptığı yeri de çok güzel, sonbahar yapraklarından oluşan konfetinin.

    ,

    eylül'de gel,

    eylül'de okul yoluna.

    konuşmadan yürüyelim,

    gireyim koluna.

    görenler dönmüş

    hem de mutlu diyecekler.

    ağaçlar sevinçten başımıza,

    konfeti gibi yaprak dökecekler

    yaprak dökecekler...

     
  2. semaver

    ortalama haftada asgari üç gün çayını tükettiğim çaycı hanım. hanım diyorum, zira bizde "semaver hanım" diye bilinir, kendileri. yaz olunca semaver hanım gelir, masada en güzel yere yani baş köşeye kurulur. ta ki mevsim dönüp, sonbaharı da sonlandırıncaya kadar. ateş çayı bir başka lezzetlidir. çay tiryakilerinin tercih sebebidir semaver çayı. içmeye kanamazlar bir türlü.

     
  3. düğün mevsimi

    pandemide ertelenen seremoniler bunlar.

    işyerimde aynı durum. davetiyenin haddi var hesabı yok. nisbet eder gibiler.

    bunun bir de sektörü var malum...bu organizasyonda da bir patlama söz konusu. bunun getirisi kuyumculuk sektöründeki canlanma. altın, pırlanta vesaire takılardaki fiyatlar aldı başını gitti. evlenenler,evlenecek olanlar haliyle maddi olarak battı, diyebiliriz ancak düğüne icabet edecekler peki, onlara acıyın da uzak aralıklarla yapın şu düğünleri, dediğim başlık.

     
  4. bahçemizdeki ağaçlar

    sayıyorum, sırasıyla; çoğunluk gölge ağacı olması hesabıyla; dişbudak,akçaağaç, kavak, melhem, çam, gladiçya, akasya. sonra hemen her türünden erik, türlü türlü dut, vişneler, şimdilik iki adet elma -seneye çoğaltmak niyetindeyim - ve kiraz, şeftali, ayva, ceviz bunlar ilk sayabildiklerim.

    Çocukluğumdan ilk gençlik yıllarıma değin bahçemizde kayısı ve armut araçlarımız da vardı, üzerinden hiç eksilmediğimiz. o dalından öbür dalına geçer, bazen uyuklayıp kalırdık. hele mevsim yaz iken bu ağaç dostluğumuz bir başka sırdaşlığa dönüşürdü. şöyle ki, bahçemizdeki ağaçların altında hemen her akşam mahalleden arkadaşlarımızla saklambaç oynardık, ebe daha gözü kapalı saymayı bitirmeden kuş misali koşar tırmanır üzerine tünerdim armut ağacımızın. heybetli bir ağaçtı.yapraklarıyla beni gizler güzel bir sığınak olurdu. oradan, aşağıda olup bitenleri izlemenin keyfi, anlatılmaz... bir başka güzellikteydi. ebenin arayıp da bir türlü bulamadığı ve iyice uzaklaştığı bir anda ağaçtan usulca inip sobelemenin tadını ise hiç anlatmayım.-gülücük-

     
  5. feriğim

    bir volkan konak şarkı sözü bu.

    feriğim, fidanım, feryadım...diye devam eder.

    severek dinlediğim şarkılarındandır.