Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
kabareBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
kurumlarda pişen yemeğin;yağı-tuzu-hijyeni-lezzeti ve sunumu elbette çok önemli konular ancak bir o kadar önemli olan yemekhanenin konumu.örneğin pencerelerinin nereye açıldığı,manzarası...yeterince havalandırılıyor olması, iç dizaynı;duvarlarında iç açıcı tablolar, masa-sandalye dizilimi ve kalitesi, hizmet sunum alanı vb. şeylere dikkat ediliyorsa ne ala dediğim, çalışan sağlığı açısından çok mühim bir konu; kurum yemekhanesi. bütün bu bir kısmını saydığım hususlar maalesef -işim gereği gezdiğim - birçok kurumda mevcut değil veya çok yetersiz. bu durum o işyerinin çalışanına verdiği önemi gözler önüne seriyor veya sağlığını hiç önemsemediğinin...
yemeğin pişirilmesi teknikleri,yağın ne sıklıkta yemekte kullanılarak tüketildiği, işin kaynağında çalışanların portör-sağlık taramalarını zamanın yapılıp yapılmadığı, depolarda bekletilen gıdaların süre-marka-kalite denetimleri, yemek pişirme alanında giyilmesi/kullanılması zorunlu hijyen giysiler;temizlik ve iş güvenliğinde dikkat edilmesi hususları da cabası...
son yıllarda ülkemizde gitgide artan mide ve kolon kanserleri doğrudan bu konuyla ilişkilidir zannımca.
***
ah midem,aziz midem ve çektikleri ! -iç sesimdir - ( çok üzgün yüz )
2429 sayılı ulusal bayram ve genel tatiller hakkındaki kanun'un 1. maddesinde;
"1923 yılında cumhuriyetin ilan edildiği 29 ekim günü ulusal bayramdır.
..bayram 28 ekim günü saat 13.00'ten itibaren başlar ve 29 ekim günü devam eder." denilmektedir.
hal böyle olunca; 28 ekim pazartesi günü saat,13:00' ten sonra resmi tatil sayılır ve 29 ekim salı günü bayram tatili ( resmi tatil ) ile birleştirilebilirse,olası yarım gün tatil edildiğinde,haftasonu tatili dahil toplam dört günlük bir tatil tasarrufu ile ilgili durum.
beklenen depremin 7 ve 7'nin üzerinde olacağı belirtiliyor.bu durumda en kısa sürede gerekli tedbirlerin alınıp bir an evvel çalışmalara başlanması gerekiyor.halkı bilinçlendirmeden başka riskli binaların elden geçirilmesi şart.zira deprem dede, "insanları deprem değil, binalar öldürür." derdi. belediyelere,valiliklere çok iş düşüyor.sadece istanbul değil ki riskli olan şehrimiz.bugün kütahya ve denizli'de de deprem yaşandı.Ülke olarak bu doğal afetin riskini taşımaktayız.
depremle yaşamayı öğreneceğiz önünde sonunda da , japonya örneğinde olduğu gibi hazırlıklı olursak hiç can kaybı olmaksızın bu doğal afetlerle başa çıkabiliriz.olmaz mı..neden olmasın...dediğim başlık.
1. | metin_alkan | |
2. | burgulukalpler |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |