Türkiye'nin memur portalı

sese göre güzellik analizi yapanları hayal kırıklığına uğratacak durumdur.

sesle güzellik arasında bağlantı kurup, birde üzerine hayaller kurmak ne kadar doğrudur tartışılır. sonucun hüsran olması kaçınılamaz...

güzellik göreceli bir kavram iken sesle hiçbir alakası yoktur.

eğer öyle olsa idi bütün sanatçılar yakışıklı ve güzel olurdu ama maalesef öyle değil.

örnekleri oldukça fazla olan bir konudur lakin Bülent Ersoy der susarım.

hiç belli etmeseler de birkaç erkek bir araya geldiğinde kendiliğinden oluşan durumdur.bazı bölgelerde erkeklerin kadınlardan daha fazla dedikodu yaptığı söylenir.

saatlerce beraber oturan erkeklerin ne konuştukları şahsım tarafından merak konusudur. bu işte bir dedikodu var diye zaman zaman düşündürür.

kadınların adı çıkmış dokuza inmez sekize...

erkekler kendi aralarında yapmaları ve kadınlarla konuşmayı sevmemeleri dedikoduyu sevmediklerini düşündürüyor. tabi yersek...

kadınların çene kaslarının erkeklere göre daha çok gelişmesini sağlayan durumdur. ne yazık ki yapı olarak en suskun kadın bile bir erkekten daha fazla konuşur. bu yaratılıştan gelen bir özelliktir. bir erkek nasıl gamsız ise bir kadın da çok konuşandır. bu durumu değiştirmek imkansız olduğu için kabullenmek daha doğru olacaktır.

erkeklerin her kahrını çeken kadınların konuşmasını da erkekler çekiversin bir zahmet.

evrakın aslının kullanılmaması ve kopyalarıyla işlerin yürütülmesi için yapılan uygulama.

fotokopisi çekilen evrakın aslı kadar geçerli olduğunu belirtmek adına yetkililerce imzalanıp mühürlenmesi durumudur.

gidenin kalanı kolay lokma olarak görmesi ve kalanın daha çok sevmesi durumuyla ilintili olandır.

gitmeyi göze alabiliyor ise yeteri kadar sevmemiştir diye düşündüren, "nasıl olsa pişman olup dönsem de beni kabul eder, arkamdan ağlar, zırlar, yalvarır" düşünceleriyle kendini avutan kişi psikolojisidir.

kendini vazgeçilmez sanar lakin unuttuğu bir şey vardır kimse vazgeçilmez değildir.

ve bunu anladığı an artık her şey için çok geç olacaktır.