Türkiye'nin memur portalı

başka parti yokken, tüm sağcısı, dincisi, ırkçısı, solcusu içindeyken yapılanlardan ötürü hala eleştirilebilen parti.

ki çok rahat söylenebilir kendisinden(40'lı yıllar) en çok çeken de solculardır. sabahattin ali'ye, nazım hikmet'e, aziz nesin'e, rıfat ılgaz'a yapılanlar yeterli.

günümüz tek partisine laf geçiremeyenlerin kaçış rampası. tek parti zamanı şöyleydi, tek parti zamanı böyleydi. lan daha düzgün seçim yapamıyorsun, oylar çuval çuval kayboluyor, resmi ajansın abuk sabuk rakamlarla açıyor oranı,öteki ajanslara müsade edilmiyor, sen 1946 yılındaki yapılanı söyleyerek rahatlıyorsun.

ekmeği de karneyle vermişler bir de, malum en büyük savaş zamanı, bolluk bereket içindesin tabi, olacak iş mi?

neyse, ama kapatılmalı bence de, içinde ihale peşinde koşan, kendi çıkaranı düşünen, muhalefette rahat eden tipler çok.

sahalara güneş gibi doğan, özlenilen yazar.

hoşgeldin.

bjk'nin dünya devi karşısında fazlaca zorlansa da kazandığı karşılaşma.

pazar görüşmek üzere.

yerüstünde yapamayan, oldum olası dışlanan, horlanan; bu durumlarda en çok da kendisinin suçlu olduğunu bilen ve kendine yeraltında bir hayat kuran antikahramanın hikayesi.

ince mi ince kitap ama o inceliğinin altındaki derinlik, kafanı tuğlaya vurmak gibi bir etki bırakıyor. muazzam eleştiriler, acımasız, tüm çıplağıyla.

ve fazlaca alıntılanan sözler.

o değil; düşünün ki kahramanımız(ismi yok maalesef) hem böcek bile olmayı becerememiş, zayıf, güçsüz, kıskanç, başarısız, tembel, korkak, hem de mağrur, güçlü, üstten bakan, soylu. nasıl oluyor demeyin, oluyor cidden de dostoyevski yazınca, olmuş.

dostoyevski, bu eserle aslında ilerisi için de vermiş spoilerini, gerek karamazov kardeşler'de, gerekse suç ve ceza'da bu eleştirilerini yine görüyoruz, ama böyle bodoslama değil, daha ince çizgilerle.

okuyun efenim.