Türkiye'nin memur portalı

haklı bi başlık.

Televizyonumuz eskisi gibi internet siteleri üzerinden film açmayı yazılım güncellemesi sorunu yüzünden beceremediğinden beri, film ve dizi izlemek için yetinmek durumunda kaldığım platformdur netflix. 3-4 yıldır aboneyim. Yüzde doksan güney kore film ve dizilerini izlerim. Arada da renk olsun diye diğer yapımlara bakarım. Hint filmleri de güzel. Bazen imdb puanı ortalama bir değer olup, yine de beğendim, güzelmiş dediğim filmler de izledim. Film ve dizilerin çoğunu, kafa dağıtmak, vakit geçirmek için ve çok yorgunken izlediğimden çok kritiğini de yapmam, hatta bazen sıkılsam bile bitiririm. Sadık bir izleyiciyimdir. kesinlikle orjinal dilinde izlerim, bazen altyazıları kaçırdığım da olur. Çok beğendiysem tekrar izlediğimde, hıımmm demek burası böyleymiş diyip ilk izlediğimde kaçırdığım şeyleri yakalarım bazen. Ben genel anlamda memnunum netflix filmlerinden. En son geçen hafta sonu fırsat bulup izleyebildiğim benim adım loh kiwan, güzel bir filmdi. İlk yarısında mendili hazır etmem gerekiyormuş, dokunaklıydı, son yarısında ise mutluluk verici, tavsiye ederim.

Özellikle son zamanlarda marketlere canlı çiçek geldiğini keşfettikten sonra, normalde çiçekçiden de aynı fiyata, belki de daha ucuza bulabileceğimi bildiğim halde, marketten almanın daha cazip geldiği görüp, o markette kalmamışsa, üşenmeyip, diğer marketleri dolaşmak suretiyle gerçekleştirdiğim eylemdir.

Geçenlerde Alacalı zümrüt dalgası diye bir çiçek (google fotoğraflardan arattırdım da adını öyle öğrendim) marketin kasasında bekliyor, zaten reyonda çiçek kalmamış, ohh ne güzel, direkt kasadan alırım diye düşünürken, meğerse market içinde gezmeye çıkan başka bir müşteri, almak üzere, ayırttırıp, kasaya koydurtmuş, o yüzden tam almak üzereyken durum anlaşıldı ve çiçeği geri bırakmak zorunda kaldım, yani çok beğendiğim çiçek ellerimden kayıp gitti. Aradan 6 gün geçti, aynı marketin başka bir şubesine girmem gerekti, markette öylesine bakınıyorum, hiç aklımda yokken bir de ne göreyim, alt raflara itilmiş bir saksıda, o gün elimden kayıp giden alacalı zümrüt dalgası bana bakıyor. Allahtan başka şey isteseymişim diye aklımdan geçirdim o an. Çölde su bulmuş kadar sevindim, bu çiçek benim kaderimmiş(gülücük). Bir haftadır alan olmamış, ehh biraz susuz ve bakımsız kalmış ama anında kucakladığım gibi aldım ve eve gelir gelmez bakımını yaptım, şimdilerde yeni bir yaprak verdi bile. Bu çiçeğin, benim için de böyle bir hikayesi olmuş oldu. Bu olaydan sonra anladım ki bir markette kapış kapış giden bir ürün, başka markette rağbet görmeyebiliyor. O yüzden market market gezmekte fayda varmış.

Kişinin referans olarak kendini göstermesi durumudur. tecrübeyle sabit; bizzat denendi, görüldü, onaylandı demektir. Karşıdakine, bak benim başıma geldi, senin de aynısını yaşaman muhtemeldir, çünkü kendimden biliyorum, mesajını vermektir.

Ben, kendim, kendimden biliyorum gibi sözleri duyduğu zaman aşırı derecede gıcık kapan insanlar var.

nereden biliyorum ?

kendimden biliyorum. ( Şaka şaka etraftan biliyorum )

onun için:

haa öyle mi ? diyoruz,

deme yahu, yapma yahu, vay be

diyoruz

başka bir şey demiyoruz.

insanlığın durumu.

evet böyle böyle durumlar vardı ama beni ilgilendirmiyordu, ben şunu şunu temsil ediyordum ama o konuya ben bakmıyordum.

düşüncelerim şöyle şöyleydi ama icraaatlarım şoo tarafa doğru gitti.

ben sadece emirleri yerine getirdim.

ben sadece şofördüm.

ben yemek işine bakıyordum.

bana bunları toplamam söylendi.

yapacak bir şey yoktu salgın hastalık çıktı, yavaş yavaş ölmesinler diye hepsini imha ettik.

beni zorla çağırdılar, yapacak bir şey yoktu, mecburdum.

karnımız açtı.

bizi istemediler, bize saldırdılar.

ne yapalım hastalık bulaştı, engelleyemedik.

evet onların hepsi kırmızıydı-mordu- turuncuydu tek tek ayıklayacak mıydık, vurduk kırdık geçirdik, bir arada durmasaydılar.

aslında bir kişi olsa yardım ederdim ama baktım 50 kişiler ben de kendime sakladım.

ne yapsaydım eve lazım olan ibadethaneye haramdı.

sonuçta savunma hakkı kutsaldır, dünya karmaşık bir yerdir, aptalca fikirler vardır, öyle ya da böyle peşinden gidilir.

bugun halsizim gün geçmiyor ilk defa belki cumadan sıkıldım

nereden diye sorarsanız kendimden biliyom :)

Evet o güzel sarı sayfaların kokusu bir başkaydı. Rahatsız etmeyen hoş ve huzur veren bir kokusu vardı. Arada büyük fark var. Eskisi huzur veren bıktırmayan bir koku.

özellikle ucuz ürün kovalayanların sık sık yaptığı eylem..

türkiye için artık bir sosyal aktivite