Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

En Beğenilen Entryler

  1. batıl inanç

    kulaktan dolma şeylerle hareket etme ve inanma şekli.

    Gül gibi kara kediler ne çekti bu hurafe inanıştan. Halbuki ne kadar da sevimli hayvancıklar. Çocukken saçımı çok çektim, gördüğüm zaman. Allah affetsin, sonuç kel kalmadım. :))

  2. dermessten hoşlanmayanlar başlığı

    satürnyen ya da uranüsyen insanların kaçınılmaz akıbetlerinden biridir.

    bir terslik var gibidir ama aynı zamanda gerekliliktir.

  3. Bu günün sözü

    vatanı yaşanmaz bulanlar , vatanı yaşanmaz kılanlardır.

  4. hattuşaş

    Bir şey daha buldum.

    Sadrettin Kuşoğlu'nun röportajı.

    Osetlerin kuşha sülalesine mensup olduğunu belirtmiş ve Alan vakfı yönetim kurulunda uzun süre görev almış.

    Sanırım kendilerine iron ismini de veren osetlerin bir kısmı da soyadı olarak da içinde kuş ibaresi geçen soyadlarını almışlar.

    oseti terimini gürcülerin kullandığı; os'ların memleketi anlamında -eti ekini ekledikleri ve bölgeye oseti adını verdikleri notu var. ( kolheti gibi )

  5. hititler

    şimdi şöyle bir durum varmış.

    Asetinler olarak da bilinen osetlerin konuştuğu dil kuşha diliymiş ve Hint Avrupa dil ailesinin doğu iran grubuna giriyormuş.

    Nart destanları ile de bilinen topluluk, atalarının iskitler olduğunu belirtiyorlarmış.

  6. hattuşaş

    zehirli mikrofon yeni video yüklemiş.

    başkent olarak bilinen yerin aslında bir yerleşim yeri olmadığından , su toplama havzası, bir nevi sarnıç aynı zamanda önemli bir tapınma merkezi ve garnizon gibi bir yer olduğundan bahsediliyor.

    belki yerleşim yeri vardır ve bu merkezin etrafını çevrelemiştir.

    sessizce keşfedileceği günü bekliyordur.

    Tek başına, ıssız bir arazinin ortasında, tapınak ya da saray ya da su merkezi olacak şey değil gibi.

    o kadar suyu toplayıp ne yapacaklar ?

    belli ki sulama kanalları vasıtasıyla tarlalara doğru yayıyorlardı.

    e demek ki etrafta bütün bu işleri yapacak bir insan topluluğu da bulunuyordu.

    Bu arada Hattuşaş'ın Mısır medeniyeti ile olan benzerliğini oradaki görevliler aynı dönemde yaşamış olmalarına bağlıyor.

    Birisi anadolu diğeri ise Mısır'da kurulmuş olan iki güçlü devletin yönetim merkezleri yapılarıyla, sfenksleriyle, geçitleriyle, kabartmalarıyla vs. birbirine olabildiğince benzemiş.

    belli ki o çağlarda da belli zümreler ile küresel anlamda sürekli etkileşim halinde olan belli sınıflar varmış.

    tüccar olsun, sanatçı olsun, zanaatkar olsun, nerede olursa olsun bir yerlerden bulunup getirtiliyormuş galiba.

    taş ustaları da, yazıcılar da, çevirmenler de aklımıza gelmeyen nice diğerlerinin arasından sıyrılmış meslek erbapları da orası burası dolanıyorlarmış demek ki.

  7. hititler

    o zaman şöyle büyük bir çelişki doğuyor.

    hitit dili daha doğrusu kayıtlara geçmiş resmi dili hint avrupa dil ailesi grubuna ait diye sınıflandırılmış.

    Ural Altay değil, peki çerkes dil ailesine çok yakın olduğu tespitleri yapılmış ama

    çerkes dillerinin hint-avrupa, ural-altay ya da sami dilleriyle bir ilgisinin olmadığı belirtilmiş.

    çerkeslerin ataları olarak kabul edilen sind-meot kabilelerinin kafkasların yerli halkları oldukları açıklanmış.

    resmi kayıtlarda kuzey avrupa halkı olarak tanımlanmışlar.

    bunun haricinde hint-avrupa halklarından biri oldukları söylenmiş.

  8. hititler

    krallarına bakalım:

    daha uzun kaftanlar giymişler.

    başlıkları askerlere kıyasla daha ufak betimlenmiş.

    yalnız kim olursa olsun tüm erkek betimlemelerinde kıvırcık saçlar ve sakallar ön planda.

    bu taşı işleyen dönem sanatçılarının saçı ve sakalı vurgulama tercihi mi yoksa dönemin insanlarının baskın genetik özelliği mi bunları da mutlaka araştırmıştırlar herhalde.

  9. Beyaz Şapkalı Hacker

    Bilgisayar sistemlerinde ki güvenlik açıklarını kötü amaçla kullanmak yerine açığı bulup; sistemi güvenli hale getirmek için çalışan, etiklik ilkesiyle hareket eden uzman.

    Yasal izin ile çalışır.

  10. Eylülzede

    Bir Eylül gibisin...

    Ne sıcak, Ne soğuk.

    Zedelenmiş yüreğin,

    Eylül'de dökülen bir yaprak gibi...