Bahar geldi, çiçeklerim çiçek açar, canlanır diye umut ederken, bir baktım birbirleriyle sözleşmiş gibi ayrı ayrı yaprak sarartmaya başladılar. Özellikle de kauçuk ve barış çiçeği. Ya çok su veriyorum ya da az su veriyorum, işte bunu tam çözemiyorum. Her çiçeğin su ihtiyacı farklı, susuzluk değil, çok su vermek çiçeklerin düşmanı, bildiğim hâlde uygulamakta zorluk çekiyorum. Hele ki bugün dallanıp, budaklanan, kontrolsüz büyüyen kalonşomun bir kökü topraktan çürümüş, fark eder etmez hemen karantinaya aldım, tüm dallarını budadım, suya koyup köklendirdim, çürüyen kökünü temizledim. Yine dal ve yaprak vereceğini düşündüğümden kelaynak gibi kalan kalonşomu tekrar yerine koydum, inşallah düşündüğüm gibi olur, sıfırdan tekrar çoğalır. Yalnız budadığım dallarından en az 5 saksılık kalonşo elde etmiş oldum. Evi kalonşolar ele geçirecek bu gidişle. Bir ara cam güzeli bu şekildeydi, sonra telgraf çiçeği, şimdi de kalonşo. Dönem dönem evi ele geçiren çiçek türüm değişiyor. Ancak hâlâ bu çiçeklerin dilinden tam anlamayı beceremediğim için kendime kızıyorum. Lâyık oldukları bakımı sağlayamıyorum galiba, çabalıyorum ancak yeterli gelmiyor yine de elimden geleni yapıyorum çünkü çiçekleri çok seviyorum.