Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
LanetBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
xııı. yüzyılın son çeyreğinde doğmuştur. nasreddin hoca ile görüşüp, konuştuğu, yakın arkadaş olduğu söylenir.
şeyyad hamza, edebiyatımızda mersiyeleri ile de dikkati çeken bir şairdir. türk edebiyatında, başlangıcı çok öncelere, alper tonga için söylenen ağıtlara dayanan bu türde, özellikle çocuklar için şiir yazan ilk şair, şeyyad hamza'dır
bağdat'ın fethi için görevlendirilen hafız ahmet paşa padişah'tan yardım ister bunu da bir şiir ile bildirir,
aldı etrâfı adû imdâda asker yok mudur
din yolunda baş verir bir merd-i server yok mudur
*
hasmı geşt ile oyunda ruh-be-ruh şeh mât eder
cenkde bir at oynadur ferzâne bir er yok mudur
*
bir aceb girdâba düştük çâresiz kaldık meded
âşinâlar zümresinden bir şinâver yok mudur
*
cenkde hem-pâmız olup baş verip baş almağa
arsa-i âlemde bir merd-i hünerver yok mudur
*
def-i bî-dâda tekâsülden garaz ne bilmezüz
derd-i mazlûmdan suâl olmaz mı mahşer yok mudur
*
âteş-i sûzân-ı adâya bizimle girmeğe
dehr içinde imtihân olmuş semender yok mudur
*
dergeh-i sultân murâd'a nâmemiz irsâline
bâd-ı sarsar gibi bir çâbük-kebûter yok mudur
*
etrafı düşmanlar sardı, yardıma yetişecek asker yok mudur?
din yolunda başını verecek cesur askerler nerede!
savaşta iyi at süren ve düşmanı şah-mat edecek bir asker de mi kalmadı?
tehlikeli bir akıntıya düştük ve çaresiz kaldık.
bizi bu sıkıntıdan kurtaracak tecrübeli bir dalgıç yok mudur?
cenkte yoldaşımız olup, hüner sahibi bir asker yok mudur?
zulmü def etmede gevşek davranmanın kastının ne olduğunu bilmeyiz.
zulme uğramış bir mazlumdan sual edecek bir mahşer de mi yoktur?
bizimle düşmanın ateşinde yanmadığına inanılan semender asker kalmadı mı?
sultan murad'ın dergâhına mektubumuzu ulaştıracak şiddetli rüzgar gibi süratli bir güvercin de mi yoktur?
henüz 14/15 yaşlarında olan ıv. murad bu şiire aynı vezin ve kafiyede hatta her dizeye mukabele ederek karşı bir şiir yazar.
hâfızâ bağdâd'a imdâd etmeğe er yok mudur
bizden istimdâd edersin sende asker yok mudur
*
düşmeni mât etmeğe ferzâneyim ben der idin
hasma karşı şimdi at oynatmağa er yok mudur
*
gerçi lâf urmakda yokdur sana hem-pâ bilürüz
lîk senden dâd alur bir dâd-güster yok mudur
*
merdlik da'vâ ederken bu muhanneslik neden
havf edersin bâri yânında dilâver yok mudur
*
râfizîler aldı bağdâd'ı tekâsül eyledin
sana hasm olmaz mı hazret rûz-ı mahşer yok mudur
*
bû-hanîfe şehrin ihmâlinle vîrân etdiler
sende âyâ gayret-i dîn ü peyamber yok mudur
*
bî-haberken saltanat ihsân eden perverdigâr
yine bağdâd'ı eder ihsân mukadder yok mudur
*
rüşvet ile cünd-i islâm'ı perîşân eyledin
işidilmez mi sanursun bu haberler yok mudur
*
avn-i hak'la intikâm almağa a'dâdan meğer
bende-i dîrîn vezîr-i dîn-perver yok mudur
*
bir alî-sîret vezîri şimdi serdâr eylerim
hazret-i peygamber mu'în olmaz mı rehber yok mudur
*
şimdi hâlî mi kıyâs eylersin âyâ âlemi
ey murâdî pâdişâh-ı heft-kişver yok mudur
*
ey hâfız! bağdat'a imdat etmek için sende asker yok mudur?
bizden yardım dilersin, senin yanında asker kalmadı mı?
düşmanı mat etmek için ''ben hünerliyim'' derdin.
şimdi düşmana karşı at oynatacak bir asker de mi yoktur?
laf söylemekte sana yoldaş bulunmaz, biliriz.
fakat senden hakkını alacak bir adalet dağıtıcı yok mu sanırsın?
erkeklik davasında iken bu kadınsı hareketler neden?
korkmaktasın, fakat hiç olmazsa yanında erkek de mi yoktur?
gevşeklik göstererek bağdat'ı şiilere bıraktın.
bundan dolayı yarın mahşer gününün sahibi sana düşman olmaz mı?
senin ihmalinle sebebiyle ebû hanife hazretlerinin şehrini vîrân ettiler; acaba sende hiç din ve peygamber gayreti kalmadı mı?
vakitsiz bir şekilde saltanat ve devlet ihsan eden allah,
yine bize bağdat şehrini geri verir. rüşvet ile islam askerini perişan eyledin.
bu haberler bizim kulağımıza gelmez mi sanırsın?
cenab-ı hakk'ın yardımıyla düşmandan intikam almak için dinini seven sâdık bir vezirim yok mu zannedersin?
şimdi hazret-i ali gibi cengâver bir veziri kumandan tayin ederim.
ona hazret-i peygamberin yardımcı olmayacağını mı zannediyorsun?
hâfız! acaba sen âlemi başı boş bırakılmış mı sandın?
ey murad! yedi iklimin padişahı sen değil misin
cem sultan'ın bayezid tarafından öldürülen oğlu oğuz han için yazdığı mersiye.
günümüz türkçesini yazmadım zira satırlardaki acı lisan gözetmeden hissettiriyor kendini.
iy vefâsuz hâin ü bî-emn ü bî-emân felek
v'iy hatâ-perver belâ-bahş u kazâ-gerdân felek
*
husrev-i sâhib-zemânlar kanın içen zulm ile
pür-sitem pür-mihnet ü pür-derd ü pür-efgân felek
*
sensin âhir tahtını viren süleymân'un yile
mülk-i âbâdın mülûkün eyleyen vîrân felek
*
yidi yıl eyyûb'a derd ü renc ü gam yoldaş idüp
nûh'a kendü öz tenûrından viren tûfân felek
*
gözlerinden ya'kûb'un kan itdürüben yûsuf'u
geh kuyuya bırağup geh atdıran zindân felek
*
matbahında zulmünün bişse ne tan yüz bin ciger
pâyesinde kahrunun çün çarhdur kazgan felek
*
mülk-i yunan'a ser-â-ser hükm iderken âh kim
eyledün mesken bize şimdi firengistân felek
*
yakamu yırtıp elünden nicesi âh itmeyem
cânımu odlara atdı derd-i oğuz hân felek
*
ağlamakdan ol ciğer-gûşem firâkından müdâm
kara kara kanlara boyandı bahristân felek
*
başuma karanulık itdün cihân aydınlığın
kara yüzlü kara bulıtlu per-i bârân felek
*
bir kılına virseler virmezdüm oğuz hân'umun
genc-i kârûn ile bin bin milket-i osmân felek
*
sînemi çâk eyle cânum hâk ü gönlüm derd-nâk
çünki oğuz hân'um oldı hâk ile yeksân felek
*
âh u vâveylâ dirîg ü hasret ü sad derd âh
kim oğuz hân'um dahı görmeğe yok imkân felek
*
kimseyi âlemde hergiz kılmamışsın şâdmân
âh idüp ağlar elünden bende vü sultân felek
*
iy felek nâ-mihrsin bî-emn ü bî-emânsın
kej-rev ü kej-şekl ü kej-âyîn ü kej-devrân felek
//
âh elünden her zemân iy hâin ü hûn-hâr felek
bî-bekâsın bî-safâ bî-vezn ü bî-lenger felek
*
eşk-i dür-rîzim nice akup dem-âlûd olmasun
bağrumıdeldün belâ tîğiyle iy kâfir felek
*
salalıdan beni girdâb-ı firengistân'a sen
gözlerümden kanlu yaş deryâ gibi akar felek
*
kanın içmişdür nice şehzâde-i meh-rûların
ol sebebden geh kara geh görinür ahmer felek
*
dökmedi ya'kûb ben denlü gözinden kanlu yaş
çekmedi ben çekdiğim zulmetde iskender felek
*
gözlerüm şol denlü kan dökdi firengistân'a kim
bahr-i mağrîb cûşa gelmişdür taşup çağlar felek
*
kudret-i hak'dur bana iy felek senden degül
yazılanı çünki âhir göriser her ser felek
*
derd-i devrânı nice dîvân ide âşüfte dil
gözlerüm yaşıyla gark oldı suya defter felek
*
göreliden hasret ü derd ile iy cem hâlüni
gör nice dîvâne olmışdur semâ eyler felek
///
iy düzelmiş işleri vîrân iden azgun felek
cem şehenşâhı murâdından kılan mağbûn felek
*
kanda bir ehl-i safâ var ise virürsin belâ
ol cihetdendür sana dirler melâl-efzûn felek
*
işidel'den şâh oğuz hân'un şehîd olduğını
derd ile oldı firengistân'da cem mecnûn felek
*
yirde bu hâl ile görmişdür beni mâtem tutar
görme misin karalar giymişdür ay u gün felek
*
cânumı yakdun u yıkdun ömrümün dîvârını
bîd-i eyvânun yıkılsun aşağı geçsün felek
*
her ki âkıldur cihâna kılmasun hiç i'tibâr
fursatı fevt itmesün zevk ü safâ sürsün felek
*
ala gözlü lâle yanaklu frenk oğlanları
açup ak bileklerin la'lîn kadeh sunsun felek
*
ruhları gül zülfi sünbül lebleri mül sâkiler
salınup seyr eylesün meclisde raks ursun felek
*
hasret-i sultân oğuz han ben cem'i hasretleri
câm-ı cem'de âteşi tâsı gibi yaksun felek
1. | semraa-91 | |
2. | fırfırlı-broccoli- | |
3. | burgulukalpler |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |