Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Lanet

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

658 entry 157 konu hiç puanı yok
05.05.2024 21:52 son işlem tarihi takip etme takip et

En sevdiğiniz mevsim

kış mevsimini çok seviyorum. 12 ay kış gibi geçse daha yok mu derim. yaz mevsimden nefret ediyorum, aslında güneşten nefret ediyorum da diyebilirim. kuru ayaz yüzüme tokat gibi insin, soğuk içimi titretsin, hava hep kapalı olsun, gün yüzü görmeyeyim, allah belamı versin.

29.01.2024 03:44
  1. röportaj serisi

    bu haftanın konuğunu okumak için foruma bekliyorum:)

     
  2. rüya ile gerçeğin karıştırılması

    bugün saat 15:00 gibi uyumuştum, rüyadam her zamanki lokantadan akşam yemeği siparişini veriyordum. köfte söylemiştim. 18:00 gibi uyandım, elimi yüzümü yıkadım, 40 dk falan geçti, kendi kendime '' yemek nerde kaldı acaba, bu kadar gecikmezdi '' dedim. gittim çay suyunu koydum, su kaynadı demledim, gelen giden yok. ulen dedim rüya mıydı gördüğüm, hemen telefona sarıldım, son aramalara baktım, ve evet gerçekten aramamışım lokantayı, rüyada gördüğümü gerçek sandığım yetmez gibi 1 saat de yemek bekledim. neyse aradım ve o köfteyi söyledim:p

     
  3. kolpaçino 4

    fragmanı izleyince, keşke tadında bıraksalardı dediğim film olur kendileri.

     
  4. yol

    yol yakınken dön dedikleri her yolun ortasında kaldım. ne geriye dönebildim ne de bir yere çıkarttı beni adımlarım. ve nihayet varmaktan ziyâde yolda olmayı sevdiğimi fark ettim, hiçbir yere çıkmasa da o yol. zaten yol bir yere çıksa ne yaparım onu da bilmiyorum. tek bildiğim yabancılık çekeceğim. aitliğim yola ve muallak kalmaya sanırım. acısını çekip yabancılığını çekmiyorum.

    zamanın kudretli padişahı ıv. murad demiş ya hani;

    '' bağdat'ı almaya çalışmak, bağdat'ın kendisinden güzel '' diye, işte tam olarak böyle.

    bazen yolda fark ediyorum;

    her şeyi görebilecek gözlerim var fakat görmeye değer bir şeyim yok. her şeyi ifade edebilecek sözlerim var fakat konuşacak kimsem yok. her yere gidebilecek ayaklarım var fakat gidecek bir yerim yok. özgürlük diye bir yalnızlık var elimde, onu da gökyüzü zannıyla bir kafeste uçuruyorum.

    bazen de yol diye kuyuda olduğumu fark ediyorum. üstelik kuyuya hem kendimi atıyorum hem de kendime ağlıyorum. yani hem yakub oluyorum hem yusuf.. ne dualarımın tesiri var üzerime ne de gözyaşlarımın teskin ediciliği..

    bu yolda en son kimi ve neyi özledim hatırlamıyorum. sanırım özlemeyi unuttum! en sevdiğim park neresiydi, çocukluğum nerede geçti anımsamıyorum. sanırım yaşadığım şehri de unuttum.. bana kim iyi gelirdi, içimi kime dökerdim bilmiyorum. geçtiğim yerlere bi parça acımı bırakıyorum belki tanıyan, hisseden olur da beni bulur diye fakat nafile çaba olduğunu anlamak çok sürmüyor.

    şair beyhude söylememiş;

    her doğan günün bir dert olduğunu insan bu yaşa gelince anlarmış, diye.

    velhasıl yolun yarısını yola çıkmadan geçtim, diğer yarısı ise benden geçti.

    şimdi, keçiyi yârdan uçuran bi tutam ot, insanı hayatta tutan bi parça umut diye terennüm ediyorum. bu yol ya yârdan uçuracak beni ya da bi parça umuda tutunduracak. bakalım n'olacak.

    bana bir yol gerek, hiçbir yere çıkmayan,

    bir de şehir, evim barkım olmayan.

    her şeye herkese yabancı kalmalıyım.

    bana bir ölüm gerek, sabah olmadan

    bir de mezar, üzerine güneş doğmayan.

     
  5. yazarların kendine sorduğu cevapsız sorular

    bu kadar kısa yolda, bu kadar çok nasıl yoruldum.