Türkiye'nin memur portalı

-ben iyiyim de ev dumanaltı, eşyalar seni öksürüyor.

Tevfik Fikret bi dönem savaşları eleştirirken dine de ağır ithamlarda bulunur.

M.Akif de ağır ithamların içerdiği bir şiir yazar Tevfik Fikret'e

-

Ne var ne yoksa mukaddes onunla bitti demek!

Gençliğe hak veririm, çünkü üç beyinsiz inek

Yazıp dağıttı o isyan beratını; ( Servet-i Funun bildirisi )

Çocukların yüreğinden kopardı imanı.

-

Serseri; hiçbirinin mesleği yok, meşrebi yok;

Feylosof hepsi; fakat pek çoğunun mektebi yok! ( hepsi dediği; Servet-i Funun yazarları )

Şimdi Allah'a söver, sonra biraz bol para ver,

Hiç utanmaz; protestanlara zangoçluk eder. ( zangoç kiliside çan çalan görevli )

-

Tevfik Fikret de bu şiire iki yıl sonra cevap verir.

-

Bana anlatma o ra'nâ dini:

Bilirim ben de senin bildiğini.

Okudum ben de kitab-ı gabı;

Dinledim ben de itâb-ı gaybı

-

Doğruluk, hubb ü vefâ, mahviyyet;

Merhamet, hayr ü hamiyyet, nasfet.

Sonra bir şaire zangoç dememek;

İşte vicdânıma bunlar mahrek!

ilâhi!

ben o nâdân ü kemden kemim,

kim: '' ben '' derim, bilmem ben kimim..

ben bir zaîf üftâdeyim; nefs elinden âciz ü dermândeyim.

nefis diye söylerim, bilmem ki nedir; her gün elinden ağlarım.

tam adı, Baybars el-Melik ez-Zahir Rükneddin es-Salihi el-Bundukdari ( 1233- 1277 )

memlükler devleti'nin gerçek kurucusu sayılır.

vakti zamanında çook küçükken esir pazarında satılır baybars. üstelik gözündeki leke yüzünden defolu, özürlü muamelesi görür, ucuza satılan, işe yaramazlar kısmında satılır.

kendisini satın alan emir aytekin tarafından kahire'ye getirilir, burada kendisi orduya katılır ve kısa zamanda üstün meziyetleriyle göz kamaştırır ve ordu içinde yükselir. kendini gösterdiği olay ise ayn calut savaşıdır. moğolların her yeri istila ettiği dönemde önlerinde kalan tek güç memlüklerdir. Ayn Calut Savaşı, tarihin akışını değiştiren en kesin sonuçlu savaşlardan biridir. Memlükler kazandığı bu zafer ile Müslümanları o güne kadar maruz kaldıkları en büyük tehditten kurtarmış oldu. Bu zaferle Suriye ve Mısır'dan başka Mağrib hatta bütün Batı Avrupa Moğol istilasından kurtarılmıştır. Zira Moğollar Müslümanların doğudaki son kalesi Mısır'ı ele geçirmiş olsalardı Mağrib'i de kolaylıkla zapt edebilir ve oradan İspanya'ya geçerek bütün Batı Avrupa'yı istila edebilirlerdi.

memlüklerde sultanı öldüren sultan olur anlayışı vardır, ayn calut savaşından sonra gösterdiği üstün başarılar ile iyice sevilen, sayılan biri olan baybars, baştaki sultanı öldürür ve kendisi sultan olur. moğollara ve haçlılara karşı savaşlar kazanır, halifeliği yeniden tesis eder, yenilmez denilen hülagu, mengü gibi moğol hanlarına ders verir. Devlet idaresine getirdiği yenilikler ve imar ettiği birtakım müesseseler ile devleti merkezi bir yapıya kavuşturmuştur.

gözündeki leke yüzünden esir pazarında ucuza satılan esir, durdurulamaz denilen moğolları durdurur,

gün gelir sultan olur, adı da baybars olur.

1700'lü yıllarda Fransa savaştan savaşa koşar, tabi bu savaşlar halka yol, su olarak değil de ağır vergi, açlık, kıtlık olarak geri döner.

Dönemin kralı 16. Louis ve eşi Marie sarayda halktan bihaber lüks içinde yaşar.

öyle ki Marie hanım sabahları uyandığında yataktan kalmak için bile hizmetçi kullanırmış.( kesin boğa burcu)

Halk canına tak ettiği bi dönem saraya yürüyüş yapar,

işçi, köylü kardeş, kral kalleş nidaları saraya kadar uzanır.

Bi uğultu duyan Marie hanım, yardımcısına sorar,

-mmm kuzum bu gürültü de ne?

+Efendim halk açmış, ekmek bulamıyormuş.

+Mmm kuzum ekmek yoksa pasta yesin, deli mi bunlar, demiş.

Yardımcısı içinden hay senin kafana diye geçirmiş olacak ki,

Halk iktidarı ele geçirince ( fransız ihtilali) Marie hanım ve eşi Lui giyotin ile idam edilmiştir.

günümüz tarihçileri bu sözün iftira olduğunu söyler.

Neyse siz her ikisini de yemeyin canlarım, kilo olarak geri döner.