Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

huzur-I4

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

1,334 entry 146 konu hiç puanı yok
16.12.2022 16:09 son işlem tarihi takip etme takip et

3 doz aşı olup covide yakalanan kişi

Bkz:ahmak

Bkz:kobay

Bkz: enayi

Bkz:hasta

21.05.2022 19:26
  1. değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli

    Bu ezanlar, ki şehadetleri dinin temeli,Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli şeklinde devam eden mısraların öncesidir.kutlu olsun,daim olsun inş....

     
  2. ezan sesine rahatsız olan insanlar

    aptal saptal attigi slogan ve isliklarin sesini normal gorup,ezan sesi gibi her ruha huzur veren sesten rahatsiz olan ,actigi pankartlarla reziliklerini afise eden insanimsilardir.

     
  3. dert

    iddia sahibinin benim şu sıkıntım var demiyeceği,onu görenin var bu adamın sıkıntısı diyeceği,ve onu görenin o sıkıntıdan istifade edeceği hal.üstad serdar tuncer ne güzel söylemiş'' her insan dert sahibi olmalıdır'''

     
  4. insanın neden yaratıldığı sorunsalı

    her insanın hayatında en az bir kez düşündüğü soru.

    dahası da var haşa allah'ın ihtiyacı mı var ki, bu dünyayı ve insanı yaratmıştır?neden bizi yarattı?,haşa beni yaratırken bana mı sordu?,neden şeytan gibi insanı doğru yoldan saptıran bir varlığa izin verdi?, cennet ve cehennem ne diye yaratıldı? soruları da akla gelmiştir.

    yüce alllah zariyat suresi'nin 56.ayetinde ''ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım'' buyurmuş,yalnız değiliz yani.

    asıl mülk sahibine mülkünü nasıl kullanacağı emrini verebilir misiniz?eşine komşuna bile karışamazken hemde.bu dünyada fani olarak bile sınırlarımız var,karışamıyoruz.alemleri,evreni bizleri yaradana nasıl diyebiliriz 'benden kulluk isteyemezsin' diye,verdiği nimetleri kullanırken soruyor muyuz?aksine onun verdiği nimetlerle ona isyan ediyoruz,onları kötüye kullanıyoruz.eğer kendisine tam itaat eden sorgusuz sualsiz her istediğini yapan varlık isteseydi zaten insana ne gerek vardı ,melekler zaten var,nefis ve irade vereceği insanı yaratacağını zaten kur'anda bildirmiş.bakara suresinin 30.ayetinde:

    (hani rabbin meleklere, "ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. onlar, "biz seni eksiksiz bilirken ve durmadan övgü ile tenzih ederken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?" dediler. allah "şüphe yok ki, ben sizin bilmediklerinizi bilirim" buyurdu.)

    bizim dünyaya gelmemizin adem havva ve yasaklı meyveyle alakası yok,onların yaptığı bir hata yok,onların hatası yüzünden burada değiliz,dinimizde kimse kimsenin günahını yüklenmez,şeytan yaradanın bilgisi dahilinde onlara vesvese verdi,çünkü zaten bildirilen birşey var,ve de bir sebep gerekiyor,elma olmazdı da başka bişey olurdu,sebep ne olursa olsun sonuç imtihan. peki neden imtihan oluyoruz,çünkü bize irade verilmiş,meleklerden farkımız bu,biz özel olarak yaratılmışız yani.bize bırakılmış,iyi ya da kötü,emir ya da yasakları seçebilme kapasiten varsa,sonucuna da katlanacaksın,insanoğlunu gönderdiği kitaplar ve dahi peygamberle uyarmış,başına gelecek sonuçları bildirmiş,bundan sonrası insana kalmış.cehennem için insanlar yaratılmamış,kötüler için cehennem yaratılmış.tahrim suresi 6 ayette:''ey iman edenler! kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun'' buyrulmuş.pir sultan abdal demiyor mu''cehennemde ateş yoktur,herkes ateşini bu dünyadan götürür'' diye.ne güzel söylemiş.

    allah insanları imtihana tabi tutmak suretiyle iyi kimseler ile kötü kimseleri, kendi akıllarını kullanarak yaratıcısını tanıyan ve ona kulluk eden insanlarla, akıllarını nefislerinin emrine veren nankör insanları birbirinden ayırmak istemiştir.aklını kullanırsan meleklerden üstünsün,aklını kullanmazsan ,nefsine uyarsan aşağıların en aşağısın,esfeli safilinsin.neden hata olduğunda müdahale etmiyor,kötülüğü engellemiyor diyemezsin, o zaman nerde kaldı sınav?,hangi öğretmen sınav sırasında a değil b yi işaretle demiş?var olan kötülükleri ''o'' istediği için yaratmıyor,biz ''o'' istediği için kötü olmuyoruz,bizim kötülük yapacağımızı bildiği için onu yaratıyor,çünkü onun ezeliyet sıfatı var.

    https://i.hizliresim.com/r5ddz3.jpg

    ve zaten bunu/imtihanı biz seçmişiz,insanoğlu yani.

    peki nerde muhtemeldir ki kalu bela/bezmi elest denen zamanda.yani bedenlerimiz yaratılmadan bulunduğumuz bir nevi ruhlar aleminde.bazı alimler bunu atomlarımızın yaratıldığı anda şeklinde diye de anlamışlar,sonuç yinede değişmiyor.

    bize "ben sizin rabbiniz değil miyim?" diye sordu. ruhlar da, "evet, bizim rabbimiz sen'sin!" dediler.

    şöyle ki;ahzab suresi 72. ayette

    "biz, emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik. onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi. o cidden çok zalim, çok cahil bulunuyor."

    peki zalimliği cahilliği ne demek; bu cüz'i iradeyi yanlış kullanması, nefsin emrine vermesi...

    ve yine araf suresi 172 ayette ise:

    '' rabbin ademoğulları'ndan -onların sırtlarından- zürriyetlerini alıp bunları kendileri hakkındaki şu sözleşmeye şahit tutmuştu: ben sizin rabbiniz değil miyim? "elbette öyle! tanıklık ederiz" dediler. böyle yaptık ki kıyamet gününde, "bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz''. peki nedir nedir bu emanet; dini tekliflerin tamamı,farzlar, islamın emirleri, insana verilen her türlü nimet,akıl, yer yüzüne halife olma kabiliyeti.yaratanını, sıfatlarını, işlerini tecelliyatını ölçerek bilmek.

    bakara suresi 286 ayette buyrulmuş: "allah hiçbir nefse vüs'atini aşan (güç yetiremeyeceği) bir vazifeyi teklif etmez.

    ''''''biz istedik,bize verildi''''''

    ve yine kur'an-ı kerimin bir çok yerinde kıyamet günün de allahın adaletine hiç kimsenin itiraz etmeyeceği bildiriliyor,şöyle bir soru akıla gelebilir,''bana kimse birşey sormadı ki''

    dr zakir naik hocam şöyle diyor''hepimize unutturuldu,unutturulmasa imtihan olmazdı ki,kıyamet günü hepimiz hatırlayacağız,ve hiç kimse itiraz edemeyecek'''

    yine başka bir kudsi hadiste:

    ''ben gizli bir hazineydim,bilinmek istedim''' buyurulmuş.

    allah kendini tanıttırmak istiyor. her cemal ve kemal sahibi güzelliğini görmek ve göstermek ister,bizler bile güzel bir elbise giyince,iyi bir araba alınca hem kendimiz sevinmez,hemde bilinsin görülsün istemez miyiz? acıkmasaydık rezzak olan allahı anlamazdık,görmeseydik basar olan allahı anlamazdık,duymasaydık semi olan allah'ı bilmezdik..

    şair şiir yazar kendini ifade eder,mutlu olur,biz okuruz kendimizden birşeyler buluruz,ressam resim yapar,sergiler mutlu olur,biz bakarız,seyrederiz ruhumuz okşanır bunun gibi.onlar ihtiyacı olduğu için sanat icra etmiyorlar,zevk aldıkları için yapıyorlar.yaradanın cemalini görebiliyor muyuz şimdi,hayır,nasıl biliyoruz sıfatlarıyla.yarattı,göstermek istedi,gösterdi,bildik.

    bediüzzaman hazretleri bu meseleyi şöyle açıklamış:

    ''''allah da bu kainatı yaratmaya muhtaç olduğu için değil, sanat eserlerini görmek istediği, sıfatlarının tecellisini görmekten memnun olduğu için yaratmıştır.allah'ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. ihtiyaç ayrıdır, bir güzel sanat yapmak ayrıdır. bir şair şiir yazarken, bir ressam resim yaparken, bir sanatçı bir sanat eserini ortaya koyarken, bunlara ihtiyacı olduğu için değil, bu işleri yapmaktan lezzet aldığı, zevk duyduğu için yapar..bunun gibi, allah da bu kainatı yaratmaya muhtaç olduğu için değil, sanat eserlerini görmek istediği, sıfatlarının tecellisini görmekten memnun olduğu için yaratmıştır.allah bu kainatı böyle harika bir sanat eseri olarak ortaya koymakla, her şeyden önce, dışa yansıyan isim ve sıfatlarının kainat çapındaki harika tecellilerini bizzat gözlemlemek ,sonsuz kudret, ilim ve hikmetinin tezahürlerini görmek istemiştir. allah'ın yaratmaktan duyduğu -kendisine layık bir şekildeki- memnuniyettir. çünkü;"her bir faaliyette bir lezzet; her bir işte bir zevk; her bir başarıya imza atmakta bir memnuniyet vardır. ve lezzet dahi, bir kemale müteveccihtir; belki bir nevi kemaldir.'''

    (tabi ki en doğrusunu yaradan bilir)

     
    (Bkz: kötülüğün neden yaratıldığı sorunsalı)(Bkz: dr zakir naik)(Bkz: allah'a göre zaman sorunsalı)
  5. ibrahim bin ethem

    718 de doğmuş,afganistan'ın belh şehrinin sultanıdır,sırmalı kaftanlarla ALLAH'I arayan bir adamcağızdır.

    bir gün uykudan gürültüyle uyanır,sarayın damında bir adam vardır.

    ''ey adam ne ararsın damımda ?''

    ''devemi ararım sultanım'''' ,'''deli misin be adam ,damda hiç deve aranır mı''

    ''e be sultanım siz tacın tahtın ortasında ALLAH'I ararsınız ya''

    o dakika kalbine bir şeyler yazılmış,sarsılmış,ama hayat devam etmiş.

    bir gün adamlarıyla ava gitmiş ormana.

    bir ceylan dile gelmiş,kovalamacadan sonra''' eyyy ibrahim bin ethem sen bunun için yaratılmadın!!''.

    ceylan boynunu büker gider,ibrahim bin ethem yine sarsılır,çalkalanır ,savrulur,durulur ruhu. dolaşırken ormanda gördüğü çobandan kıyafetlerini ister,kendi kaftanlarını çobana verir,gidiş o gidiş....

    40 yıl dervişlik ettikten sonra bir gün ormanda başka bir dervişe rastlar.

    derviş ibrahim'e '''' ey erenler şükür bahsinden ne yaparsınız''' diye sorar.

    ibrahim '''bulursak şükrederiz,bulamazsak sabrederiz,siz ne yaparsınız'''

    ''''ey eren!! belh'in köpekleri de aynısını yapar,farkın ne ola!,biz bulursak dağıtırız,bulamazsak sabrederiz'' deyince bir kez daha kalbi sarsılmış,yanmış,kavrulmuş,divane dolanmış.

    oğlu hasretine dayanamış,babasını görmeye gelmiş,sarılıp kucaklaşmışlar hasret gidermişler

    bir ses kalbine işlemiş''' hey ibrahim hani sen bir kalbe iki sevgi sokmayacaktın'''

    kalp diliyle dua etmiş sessizce''eğer oğlumun sevgisi beni ''senden'' uzaklaştıracaksa ya benim canımı al ya oğlumun '''demiş.

    oğlu oracıkta yıkılmış can vermiş.

    yıllar sonra belh şehrine geri dönmüş,kendi yaptırdığı camiye girememiş,yatacak yeride yok,havada soğuk,girmiş bir köşeye kıvrılmış yatmış,bir süre sonra başında birileri ibrahimi tekmeliyor '''bu ,herhalde bu ,halılarımızı çalan bu'''.

    anlamış ki'''halk arasında zelil olmadan ,hak katında izzetli olunmuyor'''

    '''halk içinde kötü olmadan,hak katında değerli olunmuyor'''

    çıkmış bir köşede otururken sarhoşun biri gelmiş üzerine işemiş,hiç sesini çıkarmamış,rezil olmasın demiş.

    karnı aç ,hava soğuk bir fırıncının kapısını çalmış,misafir olmuş,sohbet etmişler,'''yahu demiş dost isteyipte olmayan bir duan oldu mu'''

    ''''oldu demiş,her duam oldu da ibrahim bin ethemi görmek istemiştim, o kabul olmadı'''

    ''''dost demiş oldu demiş,duan kabul oldu, sen ne kadar güzel bir adamsın ki ibrahim ethem yanına gelmek için itildi,atıldı,aç kaldı üşüdü'' demiş .oracıkta can vermiş.