Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
kadına şiddeti maske yapan tuzak sözleşme
istanbul Sözleşmesi oldukça tartışmalı olan toplumsal cinsiyet kavramına dayalı olarak oluşturulan bir metindir. Resmi Gazetede yayınlanan 34 sayfalık Türkçe metinde 24 yerde toplumsal cinsiyet kelimesi geçmektedir.
Sözleşmede toplumsal cinsiyetin tanımı şu şekildedir (Madde 3: Tanımlar, c bendi): "Kadınlar ve erkekler için toplum tarafından uygun görülen ve sosyal olarak inşa edilen roller, davranışlar, eylemler ve nitelikler anlamına gelir"
Yani Toplumsal cinsiyet,kadınlık ve erkekliğin sosyal olarak inşa edildiği fikrine dayanmaktadır. Cinsiyetin sosyal bir yapı olarak kavramsallaşması bilimsel zeminden ziyade,politik argümanlara dayanmaktadır
Cinsiyeti politikleştiren sözleşme daha sonra bu politikliği kendi istediği gibi dizayn etmek istediğini açıklıyor.
Genel yükümlükler bölümü, Madde 12/1'de deniyor ki
"..kadınlar ve erkekler için alışılagelmiş rollerin bulunduğu düşüncesine dayanan ön yargıları,örf ve adetleri, gelenekleri ve her türlü farklı uygulamaları ortadan kaldırmak(!) amacıyla kadınlar ve erkeklerin davranış değişimini sağlamak için gerekli tedbirleri alır".
Sözleşmenin en iğreti taraflarından biri işte bu hedef olarak ortaya koyduğu aziz milletimizin kültürünü,kadına ve erkeğe bakışını ortadan kaldırmak için meydan okumasıdır.
Şiddet
Madde 3,Tanımlar,a bendinde "kadına karşı şiddet fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar veya ıstırap veren veya verebilecek olan toplumsal cinsiyete dayalı her türlü eylem ve bu eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak...
..keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma anlamına gelir. deniyor.
Bu tanımın içeriğinde belirtilen ıstırap verebilecek olan ifadesinin neyi içerdiği belirsizdir.Ucu açık bu ifadeyle istenilirse nelerin şiddet kapsamına alınabileceğine örnek...
Örneğin,Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması'nda duygusal şiddet/istismar kapsamında..
duygusal şiddet/istismar kapsamında "kadınları kontrol etmeye yönelik davranışlar" da tanımlanarak bir kişinin eşinin kıyafetlerine "karışması" ya da facebook ve twitter hesabına "karışması" şiddet olarak yer almıştır.
http://hips.hacettepe.edu.tr/KKSA-TRAnaRaporKitap26Mart.pdf
Ayrıca,sözleşmede genel yükümlülükler bölümü, Madde 12/5'te "Taraflar kültür, örf ve adet, gelenek, din veya sözde "namus"un iş bu Sözleşme kapsamındaki herhangi bir şiddet eylemi için mazeret oluşturmamasını sağlar" denmektedir.
Yani bir aile üyesinin, diğer bir aile üyesine dini veya kültürel değerler üzerinden herhangi bir müdahalesi, uyarısı durumun şiddet olarak kodlanması için yeterli olabilecektir
Ayrıca sözleşme bir ebeveynin çocuklarına müdahalesini engellemek için 18 yaşın altındaki kız çocuklarını da kadın olarak tanımlamaktadır (Madde 3, Tanımlar, f bendi)
Bu tanımla kendi çocuğuna uyarıda bulunan bir babada şiddet yapmakla suçlanabilecektir.
Sözleşme şiddeti bir alana endekslemekte ve Sözleşmenin Giriş bölümünde "Kadına karşı şiddetin yapısal özelliği toplumsal cinsiyete dayanmaktadır" diyerek zaten sözleşmenin "toplumumuza rağmen"olduğunu ifade etmektedir.
Oysaki şiddetin esas sebepleri olan alkol,kumar vb alışkanlıklara değinilmemiştir.
Alkol kötüye kullanımı veya bağımlılığında hiç tanı almayanlara oranla saldırganlık yaygınlığının 12 kat; madde bağımlılığında ise 16 kat daha fazla olduğu;
erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulamasının alkol alındığı günlerde 8 kat daha fazla olduğu vb. alkol-şiddet ilişkisine dair pek çok bulgu mevcuttur.
Lgbt
Sözleşmenin Temel Haklar, Eşitlik ve Ayrım Gözetmeme (Madde 4), 3. bendinde :
Özellikle mağdurların haklarını korumaya yönelik önlemler olmak üzere, işbu Sözleşme hükümlerinin...cinsel yönelim, cinsel kimlik, yaş... temelinde herhangi bir ayrımcılık olmaksızın Taraflarca uygulanması güvence altına alınmıştır deniliyor.
Sözleşme hükümlerinde cinsel yönelim ve cinsel kimliğe yönelik ayrım olmaması adına,bu olgular legallik elde etmiştir
Sözleşmede bahsedilen cinsel yönelim ve cinsel kimlik ifadeleri, Avrupa Konseyi'nce hazırlanan Sözleşmenin açıklayıcı metninde tanımlanmıştır.(*)
Buna göre sözleşmede geçen cinsel yönelim ve cinsel kimlik ifadeleriyle lezbiyen, biseksüel, gay ve trans bireylerin şiddetten korunmasının amaçlandığı belirtilmiştir.
(*)The Council of Europe Convention on Preventing and Combating Violence against Women and Domestic Violence (Istanbul Convention): Questions and answers"
Sonuç :
Aziz vatanımızın toplum ve aile yapısı feministlerin insafına bırakılmayacak kadar önemlidir.
İstanbul sözleşmesi "vahiy" değildir.
Sözleşmeyi ilahi bir metin gibi savunmak acilen terkedilmeli ve endişeler göz önüne alınmalıdır.
Kadına şiddeti maske yapan sözleşme
Işte o bahsettiğiniz şeylerin çözümü değil,zaten çözüm değil ki 3000 e yakın kadın öldü
Kadını erkeğe,erkeği kadına düşman eden,bu yüzden şiddeti çözmediği gibi artıran sözleşme
Aile yapımıza neslimize zarar veren sözleşme
Red eden polonya,şerh koyan ab ülkeleri ,referandumda propaganda olarak kullanan rusya kadar olamadık.
Eleştirmeden bir kere bunlar neden karşı diye bir araştırır insan,hangi maddelere isyan ediyorlar diye bir kere okur,bir gogıla sorar en azından
Adam yerine koyup cvp veriyorum
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |