Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

cuma56

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

136 entry 37 konu hiç puanı yok
11.08.2016 16:33 son işlem tarihi takip etme takip et

kedi sahibi olmak

aklıma uzun yıllar(7 yıl önce) önce sahip olduğum kedim "mehmet reşat" getiren başlık.evet,mehmet reşat ya da onu çok sevmemden ötürü dediğim "reşo" tam bir yoldaştı.sabah öğretmenliğe gittiğim dağ köyüne benimle caddeye kadar çıkar servis gelene kadar beklerdi.soğuk kış günlerinde onu kimi zaman kucağıma alır eve götürür kimi zaman da servisle onu köye götürürdüm. benim için bir kedi değil sanki bir arkadaş,dost,yoldaş veya bir evlat gibiydi.tanıdığım bir çok insandan daha akıllıydı mesela.yalan söylemiyor,riyakarlık yapmıyor,izinsiz eve kedi atmıyordu.tek kusuru konuşamıyordu.dili tutulmuş bir insan gibiydi adeta.aramızda başlangıcı ta ilk insana dayanan bir dostluk oluşmuştu sanki .Entellektüel bir kediydi.her kitap okuduğum zaman önemli yerlerini ona okur ve görgüsünü artırmak için elimden geleni yapardım.son zamanlarda fransız bir soyluya benziyordu.tabi bu güzel günler bizim içinde uzun sürmedi.hala ne olduğunu anlamadığım bir durum oldu ve bir gün okuldan gelirken kedim "reşo" görünmedi.o gün bugündür görünmüyor.evet, bir yere çapkınlık yapmaya giderken öldü mü ya da sokakta araba mı çarptı bilmiyorum.ama aradan geçen onca zamana rağmen hala onu özlediğimi belirtmeliyim vesselam.

11.08.2016 16:33
  1. şortun altına bot giymek

    şort altına sivri burun Kundura giymekle eş değerdir.

     
  2. kıyın kıyın

    bugün başıma gelen kesinlikle katıldığım durumdur.

    bugün öğlen bana mesaj geldiğini fark ettim .aklıma kesin sözlük moderatörlerinden uyarı geldiğini düşünüyordum ki birden aramızda şöyle bir mesajlaşma geçti

    -x kişisi(ismini veripte uğraşmak istemiyorum)

    merhaba

    -cuma56

    merhaba

    (ya tüm samimiyetimle söylüyorum ekşide çaylakken arada yazarlara mesaj atıp görüş ya da bilgi almaya çalışıyordum bende bir an bilgi, görüş veya bir sorunu olduğunu düşünmüştüm ki aramızdaki konuşma şöyle devam etti. )

    -x kişisi

    ben deniz malatyalıyım ya sen ?

    -cuma56

    ben cem,bazen buralıyım bazen da dünyalı(dememle bizim acemi oğlan hemen konuşmayı kesti)

    ya kardeşim ben erkeğim ve nickname'm hiçte efemine değil yalnız bizim acemi oğlan herhalde profilimdeki "siyah kuş yani ziryab 'a takıldı ki (melodik öten siyah kuş anlamına gelir)" ondan bana iş atmaya çalıştı.evlat "her kuşun eti yenmez"bunu öğrenin artık .sapık sapık dolaşıpta insanın moralini de bozmayın.

     
  3. Öyle bir ölsem,öyle bir ölsem ki çocuklar,size hiç ölüm kalmasa

    6 temmuz 1995 'te aramızdan ayrılan şair ,romancı ve oyun yazarı aziz nesim'e ait güzel söz.

     
  4. Evde radyo dinleyen anneye tepki göstermek

    keskin bir nişancı tarafından ağza terlikle vurulması ile sonuçlanan eylemdir.

    "iyi anneler" çocuklara gerçek anlamda asla kıyamazlar .ama anneler arada yaramazlık eden çocuğuna da kimi zaman sniper gibi hemen terlik fırlatırlar ve anneler genelde bunu başarıyla yaparlar .bu da bir gerçek. bu onların bir melek olduğunu da değiştirmez şüphesiz.

     
  5. Yazmak mutsuzluktur mutlu insan yazmaz

    akla tüm kitaplarını okuduğum ve beni en çok etkileyen yazar olan dostoyevski'yi getirmiştir.onun mutsuz olması için bir çok sebebi vardı.sarhoş ve şiddet bağımlısı zalim bir baba ki annesine kötü davrandığı için onu öldürmek istemiştir hep . yıllar sonra yazacağı son eseri olan "karamazof kardeşlerde" bu duygularını" dimitri karamazof'un" üzerinden dile getirmiştir ve şöyle demiştir "babamın ölümünde hiçbir suçum yok ama onu öldürenin kefaretini ödemeye hazırım".diyerek yıllardır içinde babasına karşı beslediği duyguları adeta haykırmıştır." bir diğer mutsuzluk sebebi ise onu delilik derecesinde saran "sara hastalığıdır"evet hemen hemen tüm eserlerini sara nöbetleriyle yazmış ve hem kahramanlarını hem de okuyucusunu da adete nöbetlere dahil etmiştir.aslında mutsuzluğu hiç peşini bırakmamıştır dostoyevski'nin ve hayatının hiçbir döneminde de aslında mutluluğu tadamamıştır . belkide bir yazarı bu kadar üretken yapanda başına gelen mutsuzluğudur ki ondan birçok sebep vardır mutsuz olması için " ordudan atılması,sibirya sürgünü ve hapishanedeki kötü yaşam koşulları,eşinin ve çocuklarının ölümü,kumar tutkusu,geçim derdi ,sara hastalığı" vs bir yandan onu dünyanın en mutsuz insanı yapmıştır adeta bir yandan da dönemin en üretken ve en büyük edebiyatçısı da .aslına bakarsak bir yazar için mutsuz olmak belkide üretken olmak demektir .