Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Levla Hanımm

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

415 entry 41 konu hiç puanı yok
26.09.2018 17:14 son işlem tarihi takip etme takip et

orhan veli kanık

Ölüm şeklini kabullenemedigim...

26.09.2018 17:14
  1. leblebi tozu

    Çocukluk deyince aklıma gelen en basit ama en keyifli güzelliklerden biri...

    Ağzındayken konuşmaya çalışmak gibi zihnisinir uğraşlarımızın materyali,gülücük.

    İçlerinden plastik minik oyuncaklar çıkardı bazı paketlerin.

    Mutlu olmak ne kadar kolaydı...

    Ne kadar ucuzdu.. doğaldı....

     
  2. Nurettin rençber

    Fakülte yıllarımın sevda ve gurbet sesi...

    Yurdun boş koridorlarında, kampüsün kimsenin bilmediği patikalarında , uzun bitmek bilmeyecekmiş gibi duran memleket yollarında hep kulaklığımda olan ses..

    Ooyy ezo..

    "Yoldaş" d. ile bir demlik çaya katık ettiğimiz saatler süren sohbet demek nurettin rencber... kalemle toplayıverdiği saclarını çekiştire çekistire gözlerinin üstune düşurüp feride gibi dünyayla arasına perde koyan levlânın içindeki dünyaya açılan kapı..

    Kantindeki müzik kutusuna atılan 25 kuruşlar demek sonra.. 25 kuruş atıp tüm kantine "karagül" dinletmek , gülümseme...

    Yürürüm'le yürümek...

    (Yazar burada d'yi ne kadar özledigini fark ediyor)

    Nurettin rencber de baba evi gibi, çocukluk gibi geri dönülse o koridorlarda o sokaklarda o patikalarda bir daha bulunmayacak bir yarım hikayedir bende..

     
  3. yaşlanmayı önleyici krem

    Ben sabah yüzümü zor yıkıyorum millet nelerle uğraşıyor dediğim konudur.

    Ama etkili olanlarını gördüm. Bizzat amcam ( evet amcam ) kullanıyor yıllardır. Adam yıllardır 40 yaşın üstüne çıkmadı. Ben kocadım onun kadar oldum o hâlâ aynı. Her görüşümde " tatlım elini öpmeye utanıyorum egil yanağını öpeyim " diyorum.

    Ama adam dudak kenarına ayrı krem kullanıyor göz cevresine ayrı.. fade kesin evlatlık aldı bunu bizden olamaz , kahkaha.

     
  4. Çalıkuşu

    Okuduğum gerçek anlamda ilk roman.

    Orta ikinci sınıftaydım , her hafta bir kitap okuma görevimiz vardı. O hafta bütün sınıf çalıkuşu'nu okuyacaktık. Babamdan kitap parası istedim ama pahalı bir romandı.. arkadaşlarından istesen bu hafta dedi, olur dedim. Kimse de vermek istemedi. Kitap kalındı çünkü herkes 1 haftada ancak ben okurum diyordu. Nihayet uzun boyu kapkara teniyle aklımda kalan edayı, kitabı ertesi gün getireceğime ikna ettim. Sabahçıydım . Öğlen eve geldim formamı bile çıkarmadan sığınağıma üst ranzaya çıktım... yemek yemedim su içmedim...annem seslenmiş duymadım... kapağı kapattığımda saat gece 2 idi...

    Sonra aç kurtlar gibi reşat nuri'nin hemen hemen bütün kitaplarını okudum...

    Kitap ruhumda öyle yer etmiş karakterime öyle sinmistir ki okulda adım çalıkuşuna çıktı,gülümseme. Kâmran ilk aşkımdır... dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayacağımın ilk sinyallerini veren kitaptır çalıkuşu..

    Sonraki yıllarda hiç sıkılmadan defalarca okuduğum... kızım feride'ye ismini veren...

    Bir kitap okursunuz hayatınız değişir ya...

    O kitap bende çalıkuşu'dur.

     
  5. Kalp Ağrısı Halide Edipadıvar

    spoiler

    .

    Aklımda "zulüm bu..." cumlesiyle yer eden kitap..