Türkiye'nin memur portalı

Yanlış bir saptamadir. Yine en başından beri tane tane anlatalim: Herşeyden önce üniversite okuma veya bitirme mantığı daha doğrusu üniversitenin kuruluş felsefesi devlet memuru yetistirmek değildir. Dolayısıyla her üniversite mezununu memur yapmak gibi devletin bir mecburiyeti yoktur. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünyanın hemen hemen her yerinde bu böyledir. Amerika'da avrupa'da her üniversite mezununa illaki devlet memuru kontenjani ayrılacak diye birşey yoktur. Devlet, herkesi değil ihtiyaç duyduğu alanda ve ihtiyaç duyduğu kadar personel alır. Dolayısıyla bunu da bir sınavla yapmasından daha normal ve doğru birşey yoktur bence.

Aynı şey yillarca universite sınavı icin de soylendi. İşte sacma bir sinav bilmem ne. Ha deyince her işini halledecek kodamanlarin, para babalarının bu zihniyette olmasini anlarim da toplumun en alt tabakasında urfa'da, kayseri'de, kütahya' da, kars'ta herhangi bir ilçe ve köyde yaşayıp da he valla universite sınavı çok saçma diyenleri anlamak mümkün değil. O sinav olmadan sen gerçekten otdü'ye, itü'ye, bogazici'ne filan girebilecegini mi saniyorsun? Veya kpss sinavi olmadan parayi bastırıp kadroyu alacaklarin (eskiden çoğu kurumda öyleydi. Allah rahmet eylesin, rahmetli ecevit bu sistemi getirdi.)yerine atanacağını mi saniyorsun, sana ne oluyor?

Uyarilara rağmen olması halinde daha da sinir bozan durum. Beşer şaşar, unutursun, hatirlamazsin eyvallah da namaza başlamadan imam efendinin lütfen ile başlayan uyarisina rağmen hala namazin ortasinda telefonun kara üzüm habbesi melodisiyle caliyorsa namaz kilmaktan ne anlıyorsun birader?

Her seferinde dikkat ederim ama benim de bir kere başıma geldi. O günkü kadar utandigimi, yerin dibine girdigimi nadiren hatirlarim. Elim ayağım dolandi, bir yandan da yan cebimde olan telefonuma bir şekilde temas edip aktif veya pasif hale getirmeye calisiyorum. Diyelim ki aktif hale geldi, arayan kişi hışırtı sesi duysun, hiç umrumda bile değildi. Neyse ki kisa sürdü ve namaz biter bitmez arayan kişi durumunda olan kardeşimi arayıp bir ton fırça çektim. Neye uğradığını şaşırdı. O gün bugündür namaz başlamadan birkaç kere kontrol ederim. Allah, hem namazdan mahrum birakmasin hem de bu duruma bir daha düşürmesin inşallah.

Ayni etkinlikte cümlenin sonuna gelen "keyfi"kelimesi ile birlikte sinirlerimi eş değer oranda bozan iki ibareden biri.

Örnekle aciklayayim:

Piknikten kareler

Piknik keyfi.

Sanirim tansiyonum çıktı. Bileklerime kolonya ile masaj yapip gelecem.

Şehrin en merkezi yerinde bile çekmeyen internet. Ben de bundan kullanıyorum ne yazık ki ama hakkını da vermek lazim bazı konularda.

Şimdi mevzu derin. Meseleyi baştan alalım. Türkiye' nin ilk gsm operatörleri turkcell ve şimdiki ismi vodafone olan telsimdir. Avea sonrada piyasaya girdi ve avea sektöre girmeden cep telefonu kullanimi oldukça pahaliydi. O zamanlar neredeyse bir aylık maaşımın tamamini cep telefonu faturasına verdiğimi hatirlarim hem de sadece bir iki saatlik konuşma karşılığında. Sonra ne oldu? Avea sektöre gidince ucuz tarifeler, şebeke içi bedava konusmalar filan derken bugünlere geldik.

Tarihte insandan sabun yapmayı icad etmiş tüm zamanlarin en vahşi soykirimina imza atmış nazi zihniyetinin tiyatrosudur.

Daha 50 yıl önce bütün avrupayi kasıp kavurmus, 50 milyondan fazla katliam yapmış, rusya'ya kadar olan tüm coğrafyayı istila etmiş nazi zihniyeti varislerinin dünyaya insanlık dersi verme çabasının gülünç tiyatrosudur. Katliamci görmek Istiyorsaniz aynaya bakin. Bu tiyatro kesinlikle karşılıksız kalmamali. Bir kuruş için haysiyetini satan bu zihniyetin tüm ticari mallarina turkiye'de ambargo uygulanmalı. Volswagen, audi, adidas gibi tüm alman mallarinin ülkeye girişi ve satışı yasaklanmali.