Türkiye'nin memur portalı

tesel-ya'nın mutluluktan uçmasına, günü bayram ilan etmesine sebep olan durum.

uzun zamandır müdürü hakkında konuşmayan ve bizi merakta bırakan müdürün tatile gittiğini de öğrenmiş oluyoruz. (inşaallah doğru tahmindir)

adamın kulaklarını çınım çınım çınlatan bir sözlük var. burayı görse, hakkında yazılanları okusa ne yapardı acaba, diye düşünmeden edemedim.

tesel-ya, günün, günlerin tadını çıkarmaya bak.

(tebessüm)

yeşilçam repliği.

eski türk filmlerinde, nikah kıyılmaya başlarken, biri arkalardan çıkar ve bağırır " siz kardeşsiniz " evlenemezsiniz. bunu bir çok acıklı, arabesk tarzı filmlerde görmüşüzdür. bir anda bu iki sevdalıya üzülmeye başlarız. nasıl olur da kardeş olurlar, olamazlar diye.

neler izlemişiz biz böyle, nelere kanmışız, nelere üzülmüşüz. anam nasıl bir milletiz biz, ağlamak için üzülmek için yer arıyoruz. halbuki bunların gerçek olmadığını biliriz ama gerçek muamelesi yaparız yine de.

mhp lideri devlet bahçeli'yi övmek adına dile getirilen beyan.

acaba överken, bizim yanımızda duruyor, doğru taraf biziz mi demek istemiştir. mhp son zamanlarda ki siyaseti ile akp'nin yanında bir profil çizmekte ve bu nedenle de pek muhalefet yapmamakta. ara sıra biraz sesi çıkmakta ama o da biraz kısık bir ses tonu oluyor. bu yüzden pek muhalefetini duyan olduğunu sanmıyorum. ha geri dön yanlış bir siyaset üzerinde yer almaktansa, doğruların yanında yer alması güzel. çünkü kılıçdaroğlu, pkk'nın mı, fetö'nün mü yanında bir türlü anlamış durumda değiliz. chp'nin kurucusunu düşününce, çok zıt bir siyasetçi duruşu görüyoruz.

sen yokken ile başlayıp devam eden söz dizimi.

kimin önce olduğu kimin sonra geldiği çoğu zaman anlamlı değildir aslında. insanın kişiliği, davranışı olayları öyle bir etkiler ki, önceden var olan kişilerin varlığı silinir gider. bir laf söylenirken ya da iddia edilirken, insan biraz dikkatli olmalıdır. hayat öyle bir şey ki, kime ne zaman nasıl bir rol vereceği belli olmuyor.

bu yüzden bu tarz sözler hep iddialı gelmiştir. büyüklük taslamakla eşdeğerdedir. bu tarz sözleri dile getirdikten sonra, karşına öyle şeyler çıkıyor ki. evet sen vardın ama yoksun diye kocaman bir tokat savuruyor.

önce biz varız sonra onlar ve sonunda hiç kimse yok.

mal canın yongasıdır, sözüne istinaden yapılan davranış.

bir şeyi elde ederken, o kadar kolay yollardan elde edemediğimiz ve onu almak için yaptığımız fedakarlıklar aklımıza geldikçe, o arabanın değeri gözümüzde o kadar artıyor ki. o araba alınırken, nelerden feragat ettik kimbilir.

bu ülkede o kadar kolay değildir bazı şeylere sahip olmak. enflasyon denen canavar bizi heran sömürüp dururken. istatiklere göre enflasyon küçülmüş ama nedense bizim paramızın değeri hiç artmıyor.