Türkiye'nin memur portalı

orta doğunun tamamen karışmasını isteyen dış etkenler sebebiyle müslüman ülkelerin birbirine kafa tutması.

suudi arabistan kimin uşağı ortada. bu zaman kadar hiçbir müslüman ülkenin yanında olmadılar. artık dinleri nedir ne değildir, tahmin etmekte zorluk çekiyorum.

hayatım boyunca arapları hiç sevmedim ve sevmediğim kadar olduklarını gördükçe, iyi ki sevmemişim diyorum. akşam haberlerde suudi kralına mı prensine mi füzeli saldırı yapılmış ama havada imha edilmiş. gerçek anlamda füzenin patlayıp saraylarının başlarına geçmesini istedim.

iran ile baş edemeyen abd yönetimi de, artık zamanı geldi dediler ve bu kişiliksiz insanların tasmasını çekmeye başladı anlaşılan. yoksa suudiler suya sabuna dokunmayı sevmezler ve onların hayat desturu "bize dokunmayan yılan bin yaşasın"

kazanç yollarından biri.

yalnız iki türü olduğunu düşünüyorum. mesele din bilgisi öğretmeninin görevi budur ve hayatını idame etmek için bunu yapmak zorundadır. bu kazanç ise en doğrusudur.

diğeri ise tv kanallarında yayın yaparak insanları bilgilendirmek amacı güden insanların dudak uçuklatan rakamlarla insanlara bir şey anlatması ki; bu ise o kadar etik değildir. bu insanlar da iddia ederler, ekmek kapımız diye ama sizin ekmeğiniz altından mı diye sorarlar insana.

deney amacıyla girilmesi gereken kuyruk.

insanlar kısa yoldan zengin olmak adına, kaç saat ya da kaç gün bekliyorlar. ondan sonra bu beklenti sonucunda kazancımız ne kadar oluyor. büyük ikramiye bize vuruyor mu, vurmuyor mu? denemek lazım, denemeden bilemeyiz değil mi?

yalnız yukarıdaki sözlerim yanlış anlaşılmasın. amacım büyük ikramiyeyi falan kapmak değil. tek amacım deneyimin sonucunu görmek.

artı kadının büfesinin çekim gücüyle, paranın çekim gücü arasındaki ilişkiyi de belirlemek gerek. bunu da bulursak artık bilimsel dergilerde kendimize bir yer ediniriz. eğer almazlarsa biz dergiyi alırız sorun değil. ne de olsa büyük ikramiye bizim.

hayaller hayaller..

canan karatay'ın, her zamanki gibi tıp literatürüne ters olan söylemlerinden biri.

yalnız yine canan karatay haklı. bakıyorsun aşıların içerisinde, kiminde civa, kiminde domuz katkısı gibi şeyler var ve sen bunu vücuduna alıyorsun. doğaya zararlı olan maddelerin insana nasıl bir katkısı olabilir ki.

ve bunlar yetmiyormuş gibi, bize önerilen aşıların bir çoğu avrupa ülkelerinde kullanılmıyor. resmen deney ülkesi ya da tıbbi atık ülkesine döndük. adamlar kullanmadıklarını bize satıyorlar, ondan sonra bu zehirlerden şifa elde etmeye çalış.

grip aşısını ve çocuk aşılarını da onaylamıyorum. bir araştırınca hiçbirinin onaylanacak bir tarafı yok. doktorlar sırf para kazanmak adına bizlerin hayatını tehlikeye atıyorlar. bir zaman oluyor ki, herkesin evinde aynı ilaç. düşünün bütün herkes aynı hastalıktan muzdarip ve tek çare de o ilaç.

gülsek mi ölsek mi!

çal çal bitmeyen bir sistemin içerisinde yaşamaya çalışan biz fanilere yazık değil mi? ne zaman hırsızlık ülkesi olduk biz böyle. hiç hakkıyla bir yerlere gelen insanımız yok mu?

akla binlerce deli soruların akla gelmesine sebep olan hırsızlık vakası.